Çalışma yaşamının değişen ve dönüşen yapısı gereği, iletişim kanallarının artışı ve küresel salgının (Covid-19) hızlandıran etkisiyle çalışanlar için gece-gündüz, hafta içi-hafta sonu kavramı neredeyse ortadan kalkmıştır. Bu durum yaklaşık 15- 20 yıl önce özel sektörde (çalışanlara tahsis edilen şirket telefonlarının akıllı telefon statüsüne dönüşmeye başladığında) daha yaygın olarak görülmekte iken günümüzde eğitimden ticarete kamu sektöründen özele kadar neredeyse tüm çalışma yaşamına yayılmış durumdadır. Yöneticilerin çoğunun bu süreci doğal karşılaması sonucu çalışanların büyük kısmının bu şekilde çalışmak istemedikleri halde adeta içine çekildikleri düşünülmektedir. Bu durum, dinlenme zamanları ve izinli olunan tarihlerde dahi iş yapmaya devam etmek zoruna hissedilmesi ve ilk başta stres olmak üzere birçok psikolojik ve fiziksel rahatsızlıkları oluşturabilecek bir potansiyele sahiptir. Mobbing olgusunun doğası gereği, sadece üstler tarafından değil, eşitler ve astlar tarafından yapılan mobbinge maruz kalan çalışanlar, iş baskısının haricinde, doğrudan kişiliklerini hedef alan olumsuz davranışlara maruz kalabilmektedir. Mobbingin dozunun her geçen gün artması ve farklı teknolojik araçların etkisiyle henüz yeni bir kavram sayılabilecek olan “dijital mobbing” kavramı ortaya çıkmıştır. Bu çalışma kapsamında, dijital mobbing konusu, çalışma şekillerinin değişmesi ile yaşanma şekillerinde ortaya çıkan değişiklikler bağlamında ortaya çıkan sonuçlar ile ilgili yurt içi ve dışı alan yazın incelenmiş ve konu ile ilgili çeşitli değerlendirmelerde bulunulmuştur.