Ticari davalarda ve tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda arabuluculuğun dava şartı olarak kabul edilmesiyle birlikte, ticari iş ve tüketici işlemi kavramları daha fazla önem kazanmıştır. Her ticari iş ticari davaya vücut vermeyeceği gibi, her ticari dava da asliye ticaret mahkemelerinde görülmeyebilir. Ticari davalarda asliye ticaret mahkemesinin görevli olması asıl olmakla birlikte, uyuşmazlığın bir tüketici işleminden kaynaklanması nedeniyle tüketici mahkemesinde görülmesi de mümkündür. Bu kapsamda öncelikle, tüketici işlemi ve ticari iş kavramlarının kapsamı ile bu nitelendirmelerin ticari davaya etkisi belirlenmelidir. Bu etki belirlendikten sonra yine bu ayrımın ticari davalarda arabuluculuğa etkilerinin saptanması gerekir. Zira gerek ticari işlerde gerekse tüketici işlemlerde, dava şartı arabuluculuk kural olarak kabul edilmiştir. Dava şartı uygulaması, söz konusu kavramlarını iyi anlaşılması ve doğru nitelendirilmesi gereğini ön plana çıkarmaktadır. Ticari iş ve tüketici işlemi ayrımı, dava şartı arabuluculuğa başvuruda farklı düzenlemelere tâbi olunması gibi birtakım farklı sonuçlar meydana getirir. Bu makalede söz konusu kavramların birbirinden ayırt edilmesi ve arabuluculuk süreçleri arasındaki farklılıkların ortaya konulması amaçlanmaktadır.