Karaciğer; detoksifikasyon, metabolizma, sindirime yardımcı olan safra salgısını üretmek başta olmak üzere yüzlerce farklı iş yapan özel bir organdır. Karaciğer hastalıkları ve sonrasında gelişebilecek karaciğer yetersizliği insanlar için çok kritik bir klinik sorundur. Son yıllarda karaciğer hasarının kemoterapotiklerin, antiviral ilaçların ve bitkisel destekleyici ürün kullanımının artışı ile beraber insidansının arttığı görülmektedir. Bu nedenle günümüzde karaciğer hasarının tedavi edilebilmesi artık daha öncelikli olarak düşünülmektedir. Asetaminofen (APAP), dünyada en yaygın kullanılan, reçetesiz satılan analjezik ve antipiretik ilaçlarından biridir. Bununla beraber, aşırı dozda APAP alınmasına bağlı olarak karaciğer hasarı gelişebilir. APAP’ın N-asetil-benzokinonimin(NAPQI) metaboliti toksik etkinin ortaya çıkmasından sorumludur. NAPQI'nın hücre içi proteinlere, özellikle mitokondriyal proteinlere kovalent bağlanması, mitokondriyal oksidatif stresi ve nihayetinde hepatosit nekrozunu tetiklediği bilinmektedir. Bor içeren bileşiklerin antibakteriyel, antiviral, antioksidatif ve antiinflamatuvar özelliklerine sahip olduğu daha önceki çalışmalarda gösterilmiştir. Bor ve türevlerinin HIV, obezite, diabet ve kanser gibi hastalıkların tedavisinde faydaları bilinmektedir. Bu özellikleriyle antioksidan mekanizma üzerinden hepatosit nekrozu için umut vaat etmekte ve araştırılması gerekmektedir. Bu çalışmada, boronik asit türevi olan 4-hidroksifenilboronik asidin (4-OHFBA) APAP ile indüklenmiş karaciğer hasarındaki etkinliğinin araştırılması amaçlanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre 4-OHFBA tedavisi ile yüksek AST ve ALT seviyelerinin düştüğü gözlemlenmiştir. Bu sonuçlar 4-OHFBA’nın karaciğer hasarının tedavisinde etkili olabileceğini göstermiştir.