Soğuk Savaş sonrası uluslararası sistemde Amerika Birleşik Devletleri hegemonik bir konuma gelse ve tek kutuplu bir dünyadan bahsediliyor olsa da sistemin genel yapısı çok kutuplu görünümlü nitelikler de barındırmaktadır. Bu zeminde özellikle 2000'lerden bu yana, dünyanın farklı coğrafyalarında ekonomik gelişmelerine paralel şekilde kendilerini toparlayan ülkelerin bir kısmı, bugün uluslararası sistemden memnuniyetsiz kesimi oluşturmaktadır. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'dan oluşan BRICS, uluslararası sistemdeki memnuniyetsiz kesimlerden birisidir. Küresel yönetişim sistemine daha çok söz hakkı isteyen BRICS ülkeleri, Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu gibi örgütlerden istediklerini elde edemeyince, kendi aralarında kurumsallaşmaya gitmişlerdir. Ekonomik alanda başlayan kurumsallaşma, Dünya Bankasına karşı New Development Bank, Uluslararası Para Fonuna karşı ise Contingent Reserve Arrangement'ın kurulması ile sonuçlanmıştır. Ayrıca, bu gibi kurumsallaşma girişimleri, Amerikan ve Batı düzenine karşı bir meydan okuma niteliği taşıdığı iddia edilebilir. İşbirliğini genişletmek isteyen BRICS ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri'nin birçok alandaki etkisini kırabilecek güce sahiptir. Bu çalışma söz konusu etki kırma dinamiklerini incelemektedir.