The Role of CA-125 in Differential Diagnosis of Ascites

Abstract

A AB BS S T TR RA AC CT T O Ob bj je ec ct ti iv ve e: : CA-125 has been found to be high in almost all the patients with ascites. In this study, we tried to determine cut-off values of CA-125 in serum and ascitic fluid levels in order to discriminate non-ovarian malignancies, ovarian carcinomas and benign diseases. M Ma at te er ri ia al l a an nd d M Me et th ho od ds s: : A total of 119 patients were included in the study. The patients were divided into three groups: non-ovarian malignancies, ovarian carcinoma and benign diseases. Serum and ascitic fluid CA-125 levels were measured by electrochemiluminescence immunoassay, 'ECLIA' method. In determining the discriminitive ability of CA-125 levels between the groups, receiver operating characteristic (ROC) analysis was performed. R Re es su ul lt ts s: : A total of 119 patients were included in the study: 55 males and 64 females. Of patients, 53 had non-ovarian malignancy, 19 had ovarian carcinoma and 47 had benign diseases. Serum and ascitic fluid CA-125 levels were high in all of the three groups. When cut-off value of ascitic CA-125 was taken as 174 U/mL, the sensitivity and specificity were found to be 69.2% and 25.5%, respectively; however, when the value was accepted as 796.5 U/mL, these rates were observed as 30.8% and 80.9% respectively. In the discrimination between ovarian carcinoma and benign diseases, when the cut-off value of ascitic CA-125 was considered as 411 U/mL, the sensitivity and specificity were obtained as 94.7% and 63.8% respectively. When the value was taken as 971.9 U/mL, the sensitivity and specificity rates were 57.9% and 78.7% respectively. C Co on nc cl lu us si io on n: : In discriminating between malign and benign ascites, ascitic CA-125 levels rather than serum values are of significance, and it can be suggested that malignancy should be persistently searched when the value is over 1000 U/mL. K Ke ey y W Wo or rd ds s: : CA-125 antigen; ascites Ö ÖZ ZE ET T A Am ma aç ç: : Asitli hastaların neredeyse tümünde CA-125 yüksekliği görülmektedir. CA-125 serum ve asit düzeylerinin over-dışı malign, over adenokarsinomu ve benign hastalıkları ayırmada cut-off değerlerini belirlemeye çalıştık. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em ml le er r: : Çalışmaya toplam 119 asitli hasta dahil edildi. Hastalar over-dışı malign, over carsinomu ve benign hastalıklar şeklinde gruplandırıldı. Serum ve asit mayi CA-125 düzeyleri ölçüldü. CA-125 electrochemiluminescence immunoassay ''ECLIA'' metodu kullanılarak çalışıldı. CA-125 düzeyinin grupları birbirinden ayırt edebilme becerisini belirlemede "receiver operating characteristic (ROC)" analizi kullanıldı. B Bu ul lg gu ul la ar r: : Çalışmaya 64 bayan 55 erkek toplam 119 hasta dahil edildi. Elli üçü over-dışı malign, 19'u over adenokarsinomu ve 47'si benign hastalardı. Serum ve asit mayi CA-125 düzeyleri her üç grupta da yüksekti. Duyarlılık ve özgüllük over-dışı malign ve benign ayırımında asit CA-125 cut-off değeri 174.5 U/mL iken sırasıyla %69.2 ve %25.5; değer 796.5 U/mL iken sırasıyla %30.8 ve %...

Evaluation of 44 Kikuchi-Fujimoto Disease Cases Reported from Turkey Between 2000-2010 with Pooled Analysis Method

“…13,28 Bununla birlikte, yüzde, gövdede, kollar ve bacaklarda basmakla solan, eritemli, ürtiker tarzında, papüler, papülopüstüler, vaskülitik, plak ve nodüler tarzda döküntüler hastaların %17-40'ında gözlenebilmektedir. 2,6,11,13 Hastalık nadiren aseptik menenjit, serebellar ataksi, intrakraniyal hipertansiyon, brakiyal nörit ve hemofagositik sendrom gibi komplikasyonlara yol açabilmektedir. 35 Ülkemizden bildirilen olgular irdelendiğinde ise en sık başvuru şikayeti ele gelen şişlik, ateş ve halsizlik iken, LAP, yüksek ateş ve döküntü en sık görülen klinik bulgular olarak saptanmıştır.…”

“…Ayrıca nekroz varlığına rağmen arada nötrofillerin bulunmaması ve klonal T hücre reseptör aranjmanının olmaması da lenfomadan ayırımda yardımcı bir bulgudur. 13,19,25,28,33 Hodgkin lenfomada ise nekroz alanına nötrofil infiltrasyonu hayli karakteristik olup, nekrotik alan Reed-Sternbeg hücreleri tarafından sarılabilmek-tedir. Bu hücrelerin, KFH'deki geniş atipik hücre-lerden ayırımı ise immünohistokimyasal olarak CD15 ve CD30 ile pozitif boyanmasıyla olmaktadır.…”

“…5,10,21,32 Bununla birlikte, LAP'ların eksize edilmesinden sonra belirtilerin hızla düzelmesi, bu belirtilerin LAP'lardan aşırı sitokin salınmasından kaynaklanıyor olduğu teorisini desteklemektedir. 13 Ayrıca Takada ve ark.nın çalışmasında 200 mg/gün minosiklin tedavisi ile klinik belirtilerin dramatik bir şekilde düzeldiği, Mahmood ve ark.nın çalışma-sında ise erken dönemde intravenöz immünglobu-lin tedavisi ile başarılı sonuçlar alındığı belirtilmektedir. 49,50 Çalışma kapsamındaki olgulara uygulanan tedavi protokolleri irdelendiğinde, olguların %59,1'inde tanıdan önce çeşitli antibiyotik tedavileri başlanmış, ancak hastaların hiç-biri bu tedaviden fayda görmemiştir.…”

“…9,13,22,25,32 Hastalığın tekrarlama oranı %3-4 iken, bu oran Cheng ve ark.nın çalışmasında %14,6 ve Song ve ark.nın ça-lışmasında %20,6 olarak saptanmıştır; tekrarlanan biyopsilerde nonspesifik reaktif değişiklikler veya KFH'nin tipik histolojik özellikleri izlenmektedir. 1,12,19,34,51,52 Çocuklarda ise hastalığın nadir gö-rülmesine rağmen tekrarlama riski erişkinlerdekine göre daha fazladır (%10).…”

“…2,5 Olguların yaklaşık %3'ünde nüks görülmekte olup, hayatı tehdit eden komplikasyonlar ve mortalite düşüktür. 13 KFH ile ilgili olarak ülkemizden yayım-lanmış makaleler genellikle olgu sunumları şeklinde-dir. Bu nedenle Türkiye'deki KFH verileri hayli kısıtlıdır.…”