ÖZET: Amaç: Modern tıp yaşamı uzatmakla birlikte hekimler ölmekte olan bireyin tedavi ve bakım uygulamalarında etik ikilemler yaşamaktadırlar. Bu araştırmada amaç etik eğitiminin tıp fakültesi öğrencilerinin yaşamın sonuyla ilgili tutumları üzerine etkisini belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Klinik deneyimi olmayan ve daha önce yaşamın sonuyla ilgili etik eğitimi almamış 97 tıp fakültesi öğrencisine anket uygulanmıştır. Bir yıllık klinik eğitim süreci sonunda yapılan etik eğitimi sonrası anket ikinci kez uygulanmıştır. İstatistiksel değerlendirmede McNemar testi ve yüzdelik dağılım kullanılmıştır. Bulgular: "Tedavisi mümkün olmayan ileri evreye ulaşmış kanser olduğu hastaya anlatılmalı" ifadesine etik dersi alanlarda katılım %78,4, almayanlarda %60,8'dir (p=0,009). "Hekim ve hastanın ventilasyon cihazına bağlanmaması yönündeki ortak kararını aile kabul etmez ise hasta cihaza bağlanmalı" ifadesine olumlu görüş bildirme oranı etik eğitimi almayanlarda %72,2, alanlarda %43,3 (p=0,000). "Doktorun hastayı ventilasyon cihazına bağlamak istemesine rağmen hasta ve ailenin isteği doğrultusunda hastanın cihaza bağlanmaması" ile ilgili ifadeye eğitim almayanların %39,2'si eğitim alanların %62,9'u katılmıştır (p=0,002). "Hastanın acılarını sonlandıracak ve ölümüne neden olacak miktarda ağrı kesici ilaç istediği, ancak doktorun hastayı sadece bir kez gördüğü durumda; aile aşırı doz ilaç verilmesini kabul ederse doktor ilacı vermelidir" ifadesine katılanların oranı eğitim almayanlarda %33, eğitim alanlarda %63,9 (p=0,000). Sonuç: Yaşamın sonuyla ilgili kararlarda hasta özerkliğine saygının etik eğitimi sonrasında artığı, ancak hastanın ölümüne neden olacak uygulamalarda özerkliğin istendik düzeyde olmadığı ve hekimin hastayla ilişki süresinin karar verme sürecine etki ettiği görülmüştür.
ABSTRACT: