ÖZET
GİRİŞHer yıl tüm dünyada bir milyondan fazla kalça protezi yapılmakta ve pek çok insan protez eklemlerle hayatını sürdürmektedir. Gerek travma gerekse de malignite ve artroza bağlı olarak fonksiyonları ileri derecede bozulmuş eklemlerde oldukça başarılı sonuçlar alınmakta ve hastaların hayat kalitesi artmaktadır. Antimikrobiyal profilaksi ve laminar akımlı cerrahi ortamlar intraoperatif infeksiyon riskini azaltmaktadır. Ancak antimikrobiyal tedavilerdeki ve ortopedideki tüm gelişmelere rağmen halen en korkulan komplikasyonlardan biri infeksiyonlardır. İnfeksiyon çoğu kez protezin çıkarılmasına ve eklem fonksiyon kaybına yol açar ve mortalite oranı %2.7-18 arasındadır [1,2] . İnfek-siyon, ortalama hastanede kalış süresini uzatmakta ve hastanın çoğu kez birden fazla ameliyat geçirmesini gerektirmektedir. Uzun süreli antibiyotik tedavisi ve bazen de süpresyon tedavileri nedeniyle de tedavi maliyeti ciddi oranda artmaktadır.Protez infeksiyonlarında konak, yara yeri, ameliyathane ortamı, operatif teknik ve etken mikroorganizmanın özellikleri infeksiyon riski açısından önem taşır. Protez konulan bölgelerin yakınına önceden herhangi bir cerrahi işlem uygulanması, romatoid artrit (RA) ve diabetes mellitus (DM), yetersiz beslenme, ileri yaş ve şişmanlık gibi bazı predispozan faktörler bulunmaktadır [3] . Protez infeksiyonu tanısında altın standart kültürdür. Etkenin izole edilmesi adına uygun ve zamanında örnekleme yapılması önemlidir. Dokunun durumu ve izole edilen patojenin türü ise protez eklem infeksiyonlarının tedavisini şekillendirmektedir.