Sosyal medya, günümüz iş dünyasında kurumsal itibar yönetiminde kritik bir bütünleşik pazarlama iletişim aracı olarak öne çıkmaktadır. Kurumlar, sosyal medya platformları aracılığıyla hedef kitleleriyle etkileşime geçmekte, marka imajlarını güçlendirmekte ve itibarlarını yönetmektedir. Sosyal medyanın sunduğu çift yönlü iletişim, kurumların paydaşlarla daha etkili ilişkiler kurmalarına ve itibarlarını güçlendirmelerine olanak tanımaktadır. Araştırmalar, sosyal medya üzerinden sağlanan etkileşimlerin markaların algılanan değerini yükselttiğini ve paydaşların kararlarını etkilediğini göstermektedir. Ayrıca, sosyal medya, kurumlara anlık geri bildirim alarak itibarlarını koruma ve geliştirme stratejilerini daha etkin uygulama imkânı sunmakta, özellikle kriz dönemlerinde, hızlı ve etkili bir iletişim aracı olarak itibar kaybını en aza indirmekte önemli bir rol oynamaktadır. Bu yönleriyle sosyal medyanın, kurumsal itibarın sürdürülebilirliği açısından stratejik bir araç olduğu ve kurumların bu platformları etkin kullanmalarının itibar yönetimleri için önem taşıdığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Bu çalışma, sosyal medyanın kurumsal itibar yönetimindeki rolünü yönetici görüşleri üzerinden değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada araştırma yöntemi olarak nitel yöntem esas alınmış, fenomolojik desende tasarlanan çalışmanın verileri İzmir’ de faaliyet gösteren ve sosyal medyayı aktif olarak kullandığı belirlenen yedi kurumsal şirketin halkla ilişkiler ve kurumsal iletişim yöneticilerinden toplanmıştır. Katılımcılar amaçlı örnekleme yönteminin maksimum çeşitlilik türü esas alınarak farklı sektörlerden, farklı yaşlardan ve cinsiyetten seçilmiştir.
Çalışma bulguları, yapılan içerik analizi sonucunfa iletişim yöneticilerinin sosyal medyanın kurumsal itibar yönetimindeki rolüne ilişkin algılarının temelde fırsatlar-riskler olmak üzere iki temada açıklandığını göstermektedir. Yapılan tematik analiz sonucunda iletişim uzmanlarının algıladıkları fırsatlara ilişkin temanın; katılım, marka toplulukları, eş zamanlılık, kriz öngörme ve önlem, zaman, maliyet ve çeşitlendirilmiş içerikler olmak üzere yedi alt temadan oluştuğu görülmektedir. Algılanan risklere ilişkin temanın ise; aşırı enformasyon, olumsuz içeriklerin yayılma hızı, anonim kimlikler, saldırılar ve karalama kampanyalar, hukuki boyut, insan ve zaman kaynağı israfı olmak üzere altı alt temada açıklandığı görülmektedir.