“…Elbette bunun en önemli nedeni ülkemizdeki mülteci ve sığınmacıların büyük çoğunluğunu Suriyelilerin oluşturmasıdır. Yapılan çalışmalar ana hatlarıyla değerlendirildiğinde ise gazetelerin sahip oldukları ideolojiler doğrultusunda sığınmacı temsili ürettikleri, bazı gazetelerin sığınmacı sorununu insani ve İslami açıdan ele aldığı, bazılarının ise sığınmacıları hükümet eleştirisi için araçsallaştırdıkları (Efe, 2015), Suriyeli sığınmacıların "yoksul" ve "yardıma muhtaç" şeklinde temsil edildiği ancak bazı haberlerde doğrudan tehdit kaynağı olarak da gösterildikleri (Pandır, Efe, & Paksoy, 2015), bir yandan Suriyelilerin toplumdaki sorunların merkezine konumlandırıldıkları ve 'günah keçisi' ilan edildikleri diğer yandan edilgen ve mağdur olarak tanımlandıkları (Göker & Keskin, 2015), sığınmacıların "savaş kaçkını", "terörist", "korkak", "cahil" gibi olumsuz sıfatlarla nitelendiği ırkçı söylemlerin de olduğu (Doğanay & Çoban Keneş, 2016) ve haberlerde sığınmacıların kendi seslerini duyurmalarına çok fazla fırsat verilmediği, bu durumun Suriyeli sığınmacıların basında aktif özne konumuna gelmesini engellediği ayrıca hukuki statüleri farklı olmasına rağmen Türk basınında mülteci ile sığınmacı kavramlarının birbirleri yerine kullanıldıkları (Paksoy & Şentöregil, 2018) anlaşılmıştır. Bunlarla birlikte 2022 yılında yapılan bir araştırmada Suriyeli, Afgan ve Ukraynalı göçünün gazetelerde nasıl sunulduğu ulusal üç gazete kapsamında incelenmiş ve haberlerin çoğunlukla duyulan rahatsızlıklar ve siyasi içerikler ile ilgili olduğu belirlenmiştir (Tiryaki, 2022).…”