Search citation statements
Paper Sections
Citation Types
Year Published
Publication Types
Relationship
Authors
Journals
Niğde İli destan-anlatı geleneği 19. yüzyılın başlarından itibaren takip edilebilmektedir. Bu tür destanlar toplumun ortak acı ve iz bırakan olayları üzerine şekillendirilmiştir. Destanlar, dinleyenlerin ilgisini arttırmak için, her daim kalıp-ezgiler veya uzun hava tipindeki müzikler eşliğinde icra edilmiştir. Destan okuyan âşıklar, bazen bağlamaları bazense sadece sesleriyle bu geleneği icra etmişlerdir.Bu araştırma kapsamında destan-anlatı türünün Anadolu topraklarındaki geleneksel yapısı üzerinde durulmasına müteakip, destanlardaki müzikal unsurlar sergilenmiştir. Niğde İlindeki destan geleneğinin geçmişi ve yaşayan halinin tespit edilmesinin sonrasında, âşıklardan derlenen destanların müzikal özellikleri incelenmiştir.Sonuç olarak, destan okuma geleneğin 1980'li yıllara kadar yaşadığı, günümüzde kaybolduğu tespit edilmiştir. Destan satmak için âşık ve şairlerin şehirde belirli yerlerde dolaştıkları, destan metinlerini ise basılı olarak ellerinde gezdirdikleri sonucuna varılmıştır. Geçmiş dönemlerde destan okuyuculuğunun bir meslek halini aldığı ve insanların büyük ilgisini çektiği görülmüştür. Derlenen destanlardan birinin uzun hava karakterinde, diğerinin ise kalıp ezgi olarak icra edildiği tespit edilmiş, destan sözlerinin edâsına göre, kalıp-ezgi seçildiği sonucuna varılmıştır. AbstractNigde Province epic-narrative tradition can be traced from the early 19th century. Epics have been shaped by the common suffering and tragic events of the society. Epics have been performed in order to increase the interest of the listeners, accompanied by pattern-melodies or rhythm-free melodies. The Ashıq (Turkish Epic Teller) who tell the epic sometimes performed this tradition with their instruments (baglama, like lute) and sometimes with their voices.In the context of this research, after describing the traditional structure of the epic-narrative types on the Anatolia, the musical elements in the epics were exhibited. After the determination of the past and present situation of the epic tradition in Niğde Province, the musical characteristics of the epics compiled from the ashıqs are examined.As a result, it has been found that the tradition of epic-narrative has lived up to the 1980s and has now disappeared. In order to tell the epic, ashıqs and poets traveled in certain places in the city and they sold printed epic texts. In the past, it was seen that epic telling was a profession and attracted great attention of people. It was determined that one of the epics that was compiled in a rhythm-free melody and the other was performed as a pattern-melody.
Niğde İli destan-anlatı geleneği 19. yüzyılın başlarından itibaren takip edilebilmektedir. Bu tür destanlar toplumun ortak acı ve iz bırakan olayları üzerine şekillendirilmiştir. Destanlar, dinleyenlerin ilgisini arttırmak için, her daim kalıp-ezgiler veya uzun hava tipindeki müzikler eşliğinde icra edilmiştir. Destan okuyan âşıklar, bazen bağlamaları bazense sadece sesleriyle bu geleneği icra etmişlerdir.Bu araştırma kapsamında destan-anlatı türünün Anadolu topraklarındaki geleneksel yapısı üzerinde durulmasına müteakip, destanlardaki müzikal unsurlar sergilenmiştir. Niğde İlindeki destan geleneğinin geçmişi ve yaşayan halinin tespit edilmesinin sonrasında, âşıklardan derlenen destanların müzikal özellikleri incelenmiştir.Sonuç olarak, destan okuma geleneğin 1980'li yıllara kadar yaşadığı, günümüzde kaybolduğu tespit edilmiştir. Destan satmak için âşık ve şairlerin şehirde belirli yerlerde dolaştıkları, destan metinlerini ise basılı olarak ellerinde gezdirdikleri sonucuna varılmıştır. Geçmiş dönemlerde destan okuyuculuğunun bir meslek halini aldığı ve insanların büyük ilgisini çektiği görülmüştür. Derlenen destanlardan birinin uzun hava karakterinde, diğerinin ise kalıp ezgi olarak icra edildiği tespit edilmiş, destan sözlerinin edâsına göre, kalıp-ezgi seçildiği sonucuna varılmıştır. AbstractNigde Province epic-narrative tradition can be traced from the early 19th century. Epics have been shaped by the common suffering and tragic events of the society. Epics have been performed in order to increase the interest of the listeners, accompanied by pattern-melodies or rhythm-free melodies. The Ashıq (Turkish Epic Teller) who tell the epic sometimes performed this tradition with their instruments (baglama, like lute) and sometimes with their voices.In the context of this research, after describing the traditional structure of the epic-narrative types on the Anatolia, the musical elements in the epics were exhibited. After the determination of the past and present situation of the epic tradition in Niğde Province, the musical characteristics of the epics compiled from the ashıqs are examined.As a result, it has been found that the tradition of epic-narrative has lived up to the 1980s and has now disappeared. In order to tell the epic, ashıqs and poets traveled in certain places in the city and they sold printed epic texts. In the past, it was seen that epic telling was a profession and attracted great attention of people. It was determined that one of the epics that was compiled in a rhythm-free melody and the other was performed as a pattern-melody.
Geçmişten günümüze destanlar, oluşturulduğu toplumun değerlerini yansıtmış, kültürel kimliklerinin oluşumunu sağlamış ve millî bilincin uyanışında önemli rol oynamıştır. Türklerde destan anlatma geleneği İslamiyet öncesi sözlü kültüre dayanmaktadır. Bu dönemde oluşan destanlar bozkır yaşam kültürüne sahip olan Türklerin savaşçı ve kahraman özellikleri etrafında şekillenmiştir. Bu yaşam tarzı destanlarda savaşçı-kahraman “alp tipi” nin doğmasını sağlamıştır. Alp tipi, halkı için her türlü fedakârlıkta bulunan savaşçı bir kahraman olarak destanlardaki olaylara yön veren kişidir. Destanlarda genellikle erkek alp tipinin öne çıktığı görülür. Ancak kadınların da Türk toplumunda erkekler kadar savaşçı özelliğe sahip olduğu, halkının hayatta kalma mücadelesinde onlara önderlik ettiği ve onların birliğini korumaya çalıştığı destan metinlerinde görülmektedir. Türk destan anlatma geleneği içerisinde önemli bir yere sahip olan Uygurların, geçmişten günümüze destancılık geleneğini sürdürdükleri bilinmektedir. Uygurlarda ve Uygur destan metinlerinde kadınların önemli roller üstlendiği görülmektedir. Bu çalışmada, önemli destanlara ve destancılık geleneğine sahip olan Uygurların, Gülendem destanında karşımıza çıkan kadın kahraman “Gülendem”, alp kadın tipinin özelliklerinden hareketle incelenmiştir. Gülendem destanı Uygur destanları üzerine yapılan tasniflerde aşk ve kahramanlık konulu destan olarak değerlendirilmektedir. Çalışmada kullanılan Gülendem destan metni, Hâkimcan Hemrayef tarafından düzenlenerek 1991 yılında, Almatı’da, Arzu dergisinde yayımlanan metnin Abdulhakim Mehmet tarafından hazırlanan Türkiye Türkçesine aktarılmış hâlinin bulunduğu ‘Uygur Halk Destanları III’ adlı eserden alınmıştır. Destanda Gülendem, şiir okuma yeteneği, güzelliği ve zekâsının yanında lider ve savaşçı bir kahraman olarak da öne çıkmaktadır. Özellikle ülkesini ve halkını korumak için verdiği mücadeleler onun alp kadın tipi olarak değerlendirilebileceğini göstermektedir.
Geçmişten günümüze destanlar, oluşturulduğu toplumun değerlerini yansıtmış, kültürel kimliklerinin oluşumunu sağlamış ve millî bilincin uyanışında önemli rol oynamıştır. Türklerde destan anlatma geleneği İslamiyet öncesi sözlü kültüre dayanmaktadır. Bu dönemde oluşan destanlar bozkır yaşam kültürüne sahip olan Türklerin savaşçı ve kahraman özellikleri etrafında şekillenmiştir. Bu yaşam tarzı destanlarda savaşçı-kahraman “alp tipi” nin doğmasını sağlamıştır. Alp tipi, halkı için her türlü fedakârlıkta bulunan savaşçı bir kahraman olarak destanlardaki olaylara yön veren kişidir. Destanlarda genellikle erkek alp tipinin öne çıktığı görülür. Ancak kadınların da Türk toplumunda erkekler kadar savaşçı özelliğe sahip olduğu, halkının hayatta kalma mücadelesinde onlara önderlik ettiği ve onların birliğini korumaya çalıştığı destan metinlerinde görülmektedir. Türk destan anlatma geleneği içerisinde önemli bir yere sahip olan Uygurların, geçmişten günümüze destancılık geleneğini sürdürdükleri bilinmektedir. Bu çalışmayla Uygur destanlarında kadının yeri ve önemini tespit etmek amaçlanmıştır. Buradan harketle, Uygurlara ait olan Gülendem destanında karşımıza çıkan kadın kahraman “Gülendem”, alp kadın tipinin özelliklerinden yola çıkılarak metin analizi yöntemiyle incelenmiştir. Gülendem destanı Uygur destanları üzerine yapılan tasniflerde aşk ve kahramanlık konulu destan olarak değerlendirilmektedir. Çalışmada kullanılan Gülendem destan metni, Hâkimcan Hemrayef tarafından düzenlenerek 1991 yılında, Almatı’da, Arzu dergisinde yayımlanan metnin Abdulhakim Mehmet tarafından hazırlanan Türkiye Türkçesine aktarılmış hâlinin bulunduğu, Uygur Halk Destanları III adlı eserden alınmıştır. Destanda Gülendem, şiir okuma yeteneği, güzelliği ve zekâsının yanında lider ve savaşçı bir kahraman olarak da öne çıkmaktadır. Özellikle ülkesini ve halkını korumak için verdiği mücadeleler onun alp kadın tipi olarak değerlendirilebileceğini göstermektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.