Nuzül döneminden uzaklaştıkça Kur'an'ın anlaşılmasıyla ilgili çeşitli zorluklarla karşılaşılmıştır. Zamansal mesafe ve değişen koşullarla birlikte ortaya çıkan birçok soruna rağmen, Kur'an metnine işlevsellik kazandırılması te'vil faaliyetleri sayesinde mümkün olmuştur. Te'vil, metni yorumlayarak nassın rehberliğine başvurma olanağı sunarken, aynı zamanda merkezi bir sorun olarak da ortaya çıkmıştır. “İlâhî kelâm” olarak telakki edilmesi, Kur’ân’ın meşruiyet arayışları için başvurulan temel bir referans noktası haline gelmesinin önünü açmıştır.
Bu makalede Kur'an'ın yorumlanmasında karşılaşılan temel sorunlar ve bunların çözümü Ebû Bekir İbnü'l-Arabî'nin (ö. 468/1076) te'vil metodolojisi özelinde ele alınmıştır. Onun önerdiği metodoloji özelinde te’vil konusunun temelde hangi problemin uzantısı niteliğinde olduğuna yönelik tespitlerde bulunulmuştur.