Mevzuatımızda düzenlenmeyen ikale sözleşmesi, uygulamada işverenler tarafından, işçinin iş güvencesi hükümlerinden faydalanmasını engelleme amacıyla sıklıkla başvurulan, iş sözleşmesini sona erdirme hallerinden biridir. Temelini sözleşme özgürlüğü ilkesinden almaktadır. İşçi ve işveren bu ilke çerçevesinde karşılıklı, birbirine uygun irade beyanları ile iş sözleşmesini sona erdirebilirler. İkale kapsamında her ne kadar karşılıklı birbirine uygun irade beyanları aranmaktaysa da işçinin işverenden sosyal ve ekonomik yönden daha zayıf olması sebebiyle, işçi kimi zaman işini kaybetme, kimi zaman ise işçilik haklarından yoksun kalma korkusuyla iradesini tam olarak yansıtamamaktadır. Bu bağlamda, Yargıtay ve doktrin uyarınca ikale sözleşmesinin geçerli olabilmesi için makul yarar ölçütünün yerine getirilmiş olması gerekir ve bu doğrultuda işçinin makul yararının sağlanmadığı hallerde, ikalenin geçersizliği gündeme gelir. Ancak, ikale ile ilgili mevzuatımızda bir düzenleme olmadığından ve başkaca kurumlarla da benzerlik gösterdiğinden iş hukuku kapsamında iş sözleşmelerine olan etkisini değerlendirmek, sözleşme taraflarının menfaatini sağlamak açısından oldukça önemlidir. Bu sebeple çalışmamızda ilk olarak ikale sözleşmesinin tanımı ve hukuki niteliği anlatılacak, daha sonra benzer kurumlarla karşılaştırılarak ikalenin iş sözleşmesine etkisi değerlendirilecek ve son bölümde, de lege ferenda olarak ikale sözleşmesine ilişkin bilgi verilerek, olan ve olması gereken hukuk bağlamında Türk İş Hukukunda ikalenin iş sözleşmesine etkisi anlatılmaya çalışılacaktır.