Why the Duty to Self-Censor Requires Social-Media Users to Maintain Their Own Privacy

Abstract

Revelations of personal matters often have negative consequences for social-media users. These consequences trigger frequent warnings, practical rather than moral in nature, that social-media users should consider carefully what they reveal about themselves since their revelations might cause them various difficulties in the future. I set aside such practical considerations and argue that social-media users have a moral obligation to maintain their own privacy that is rooted in the duty to self-censor. Although Anita L. Allen provides a paternalist justification of the duty that supports my position that social-media users are obligated to self-censor what they reveal about themselves, I justify the obligation through considerations that are more palatable to liberals than is paternalism. I accomplish this by arguing that the failure to self-censor often creates for others undue burdens that individuals are obligated morally not to create. In particular, social-media revelations often create undue burdens for those, such as employers and university personnel, who are obligated morally to respect individuals' privacy in their decision-making processes. I also demonstrate that this argument is not for a broad duty to self-censor, but, rather, for a narrow duty that applies to particular circumstances such as certain uses of social media.

Üniversite Öğrencilerinin Çocukluk Çağı Olumsuz Yaşantıları ve Kendini Sansürleme İsteğinde Ego Durumlarının Aracılık Rolü

“…Sıkça siyasi değişimlerin olduğu bir ülke olan Şili'de yapılan bir çalışmada ise siyasi baskı dönemlerinde reşit olan kişilerin daha az siyasi baskının olduğu dönemlerde büyüyen kişilere göre yaşamlarının ilerleyen yıllarda daha fazla kendini sansürleme eğilimi gösterdikleri sonucu bulunmuştur (Etchegaray vd., 2019). Kendini sansürleme isteği ülkemizde ve yurtdışında eğitimde, siyaset psikolojisinde, sosyal medyada, kişiler arası ilişkilerde (Altunok vd., 2017;Arslan, 2015;Bayram Saptır, 2020;Chan, 2018;Dolma, 2019;Ekşi vd., 2017;Etchegaray vd., 2019;Filak vd., 2009;Hayes vd., 2010;Spurgin, 2019) olmak üzere pek çok alanda çalışılmıştır. Kendini sansürleme isteğinin iletişim odaklı bir tutum, tercih ya da problem olduğu düşünüldüğünde, hem bireylere patalojik bakışı olan bir psikolojik danışma kuramı hem de kişiler arası iletişimi inceleyen bir iletişim kuramı olarak Transaksiyonel Analiz (TA) ego durumları kavramıyla (Stewart ve Joines, 2019) bireylerdeki kendini sansürleme isteğine farklı bir açıklama getirebilir.…”