Muamma literatürü, içerisine isimler gizlenmiş manzumeler ve isim gizleme kaidelerini içeren risaleler, şerhler olmak üzere iki ana kolda verilmiş eserlerle oluşmuştur. Câmi‘ü’l-Esmâ bu iki kolun kesiştiği noktada yer almaktadır. Eserin başında müellif, yazdığı muamma beytinden, istenilen bütün isimlerin çıkarılabileceğini, dolayısıyla bu manzumenin bütün isimleri içinde toplayan/gizleyen bir muamma olduğunu iddia etmektedir. Daha sonra bu iddiasını kanıtlamak için istenilen herhangi bir ismin, ilgili muamma beytinden nasıl çıkarılacağını örnekler üzerinden anlatmaktadır.
Eser manzum, mensur karışık biçimdedir. Kısa bir mensur girizgâhtan sonra altı beyitlik mesneviye geçilir, bu manzumenin son beyti muammadır. Metnin kalan kısmı mensur şekildedir ve ilgili muamma beytinden istenilen isimlerin nasıl çıkarılacağını göstermeye yönelik açıklamalara ayrılmıştır. Açıklamalar, seçilmiş isimler üzerinden yapılmış olup metnin sonunda, bütün isimlerin, birleşik isimlerin ve lakapların verilen örneklerdeki usuller izlenerek bu muamma beytinden çıkarılabileceği söylenmiştir.
Câmi‘ü’l-Esmâ, hem muamma türü hem de bu tür üzerine yazılmış risaleler, şerhler arasında kendine has tekniğiyle dikkat çekmektedir. Odağında bulunan muamma manzumesi alfabedeki bütün harfleri içeren işaretlerle kurulmuştur. Metnin örnekli açıklama kısmı ise muammadan isim çıkarmak şeklindeki alışılageldik usulün aksine esasen muamma içine isim saklama yollarını göstermesi yönüyle müstesnadır. Muamma türünü iki yönüyle kapsayan Câmi‘ü’l-Esmâ adlı bu eser muamma çözümünün yanı sıra muammaların nasıl yazıldığına dair de fikir vermektedir.