Bir tarafta ağıtlarıyla Cahiliye ve İslami dönemde adından çokça söz ettirmiş el-Ḫansā, diğer tarafta Sophokles’in ünlü tragedyasında karşımıza çıkan Antigone; bu iki kadının hayat hikâyeleri ve karakterlerine şekil veren trajik olaylar incelenmeye değer olduğu kadar ilginç benzerliklere de sahiptir. Her ikisi de kardeşlerini trajik bir şekilde kaybetmiş ve akabinde yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle hüzün ve trajedinin timsali haline gelmişlerdir. Öte yandan Ḫansā’nın neredeyse isyan derecesine varan ağıtları; Antigone’un ise dinî ritüelleri yerine getirmek uğruna sarf ettiği çabalar onları farklı kılan hususiyetlerdendir. Ḫansā kendi döneminde ve daha sonraki dönemlerde adından kadın Arap şairlerin en büyüklerinden biri olarak söz ettirirken; Antigone ise Thebai kralı karşısındaki sağlam duruşu, kararlılığı ve kralın ona karşı olan söylemleriyle güçlü bir kadın figürü çizmiş, hatta feminist görüşün dayanak noktalarından birini oluşturmuş ve bu yönüyle literatürdeki yerini almıştır.