COVID-19 son dönemde ortaya çıkan koronavirüsün neden olduğu bulaşıcı bir hastalık ve halk sağlığı sorunudur. Hemşireler salgında sağlık iş gücünün en büyük bölümünü oluşturan sağlık profesyonelleridir. Amaç: Bu araştırma COVID-19 pandemisi sürecinde çalışan hemşirelerin anksiyete ve umutsuzluk düzeylerini belirlemek amacıyla planlanmıştır. Yöntem: Bu araştırma kesitsel tanımlayıcı tipte bir çalışmadır. Araştırma Adana ilindeki bir devlet hastanesinde çalışan 246 hemşire ile gerçekleştirildi. Veriler Koronavirüs Anksiyete Ölçeği (KAÖ) ve Beck Umutsuzluk Ölçeği (BUÖ) kullanılarak çevrim içi olarak toplandı. İstatistiksel analiz için tanımlayıcı istatistikler, Student t-testi, one-waay Anova ve Levene testi kullanıldı. Bulgular: Araştırmaya katılan hemşirelerin %82,1'inin kadın, %40,2'sinin 26-35 yaş aralığında ve %32,9'unun serviste çalıştığı belirlendi. Örneklemin %84,1'inin COVID-19 testi yaptırdığı ve %72,4'ünün COVID-19 hastasına bakım verdiği belirlendi. Hemşirelerin Koronavirüs Anksiyete Ölçeği puan ortalaması 11,3 ± 4,3, Beck Umutsuzluk Ölçeği puan ortalaması ise 8,8 ± 6,1 olarak saptandı. Araştırmada yaş ile Koronavirüs Anksiyete Ölçeği puan ortalaması arasında istatistiksel olarak anlamlı fark belirlendi (p < 0,046). Koronavirüs Anksiyete Ölçeği ve Beck Umutsuzluk Ölçeği puanları arasında anlamlı düzeyde pozitif ilişki olduğu saptandı (r = 0,362, p < 0,001). Sonuç: COVID-19 pandemisi sürecinde hemşirelerin anksiyete düzeyinin yüksek, umutsuzluk düzeyinin ise orta düzeyde olduğu ve anksiyete ile umutsuzluk arasında pozitif yönde orta düzeyde ilişki olduğu görüldü.
Background: The aim of this study was to evaluate the effect of serratus anterior plane block in addition to intrathecal morphine for early postoperative period after video-assisted thoracoscopic surgery on the amount of morphine consumption and the Visual Analog Scale scores. Methods: This single-blind, randomized-controlled study included a total of 64 patients (39 males, 25 females; mean age: 53.6±17.0 years; range, 20 to 89 years) who were scheduled for video-assisted thoracoscopic surgery in a tertiary hospital between September 2019 and March 2020. Postoperative pain control was achieved with intrathecal morphine 0.6 mg addition to serratus anterior plane block (Group ITM+SAPB) or with only intrathecal morphine (Group ITM) after an induction of anesthesia. The serratus anterior plane block was performed with a single injection of 0.4 mL/kg of 0.25% bupivacaine at the level of fifth rib with ultrasound guidance. Morphine consumption, pain scores, and side effects were recorded in the postoperative period. Results: The mean morphine consumption was significantly lower in the ITM+SAPB group at all time points. Compared to the control group, the Visual Analog Scale-resting and coughing scores were significantly lower in the first 12 h after surgery. Pain scores were significantly higher in the ITM+SAPB group in patients where the trocar was inserted at upper level of the fifth rib than the lower level (3-5 vs. 5-8) during the first 6 h after surgery. Conclusion: The use of serratus anterior plane block in addition to intrathecal morphine is a safe and effective way to improve pain control for early postoperative period after video-assisted thoracoscopic surgery. The serratus anterior plane block ensures better analgesia until the peak effect of spinal morphine occurs.
Bu çalışmada oleanolik asidin akut akciğer hasarı ve akut solunum sıkıntısı sendromu üzerindeki etkinliği değerlendirildi.Ça lış ma pla nı: Çalışmaya 70 dişi Wistar Albino sıçan (ağırlık, 180-200 g) dahil edildi. Her biri 10 sıçan içeren yedi grup oluşturuldu. Sonra, kontrol grubu hariç her grupta intratrakeal peroksinitrit enjeksiyonu ile akut akciğer hasarı oluşturuldu. Oleanolik asidin etkisi araştırıldı. Bu amaçla, sıçanlardan toplanan kan örneklerinde malondialdehit, interlökin 1 beta, interlökin 4, interlökin 10 ve tümör nekroz faktör alfa düzeyleri ölçüldü. Ayrıca, akciğer doku örnekleri histopatolojik olarak incelendi ve apoptozis oranı değerlendirildi.Bul gu lar: Peroksinitrit enjekte edilen gruplarda 24. ve 48. saatte kontrol grubuna kıyasla enflamatuvar sürecin mediatörleri kabul edilen interlökin 1 beta, tümör nekroz faktör alfa, interlökin 4, interlökin 10 ve malondialdehit düzeyleri istatistiksel olarak anlamlı artış gösterdi. Peroksinitrit enjekte edilen gruplar 24. ve 48. saatte kendi saatlerindeki tedavi grupları ile karşılaştırıldığında, istatistiksel olarak anlamlı bir düşüş saptandı. Histopatolojik incelemeye göre, peroksinitrit enjekte edilen gruplar 24. ve 48. saatte kontrol grubuna kıyasla doku hasarı skorlarında anlamlı bir artış gösterdi. Diğer yandan, oleanolik asit ile tedavi edilen gruplar peroksinitrit gruplarına kıyasla anlamlı düşüş gösterdi (48. saat tümör nekroz faktör alfa ve apoptozis sonuçları için p<0.001).So nuç: Bu çalışmada, peroksinitrit ile oluşturulan akut akciğer hasarını önlemede oleanolik asidin etkili bir ajan olabileceği saptandı.
BACKGROUND: The present study aims to assess whether there are any differences in the management and outcome of polytrauma patients with thoracic trauma in trauma units of two different hospitals in the same country; one hospital is near the Syrian border. METHODS: A retrospective analysis (January 2012 to January 2014) of 348 polytrauma casualties with thoracic trauma from Manisa Celal Bayar University Hospital (MH) were compared according to age, gender, mechanism of injury, associated injuries, abbreviated injury scale (AIS), injury severity score (ISS), treatment modalities, and mortality with 917 patients of Şanlıurfa Training and Research Hospital (SH) registry (near the Syrian border). RESULTS: Of the 348 patients in the MH, 230 (66%) and of the 917 patients in the SH, 697 (76%) were males (p<0.001). Mean age was 45.6±18.3 yrs in the MH group and 26.4±22.4 yrs in the SH group (p<0.001). The SH patients had a larger proportion of stab wounds (MH; 9% vs. SH; 17%, p<0.05), gunshot injuries (MH; 5% vs. SH; 18%, p<0.05), higher mean ISS (MH; 30.2±8.4 vs. SH; 42.8±10.2, p<0.001), and increased mortality (MH; 2.6% vs. SH; 11.1%, p<0.001). AIS abdomen was the highest component in the SH registry (AIS abdomen = 4.8±0.7), whereas AIS extremities were the highest component in the MH registry (AIS extremities = 3.6±0.2). CONCLUSION: Significantly different demographic features, mechanisms of injury, worse outcomes and higher mortality rates in SH demonstrate and reflect the surgical challenges depending on the combat environment. Two hospitals in Turkey, one seemingly adjacent to a war zone and another with the more standard civilian experience highlight the impact of the Syrian conflict on the Turkish healthcare system.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.