Tüm dünyada pek çok ölüme sebep olmaya devam eden Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) pandemisi, 2019 yılının Aralık ayında Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkmış ve bu durum ilk olarak Şiddetli Akut Solunum Sendromu-Koronavirüsü-2 (SARS-CoV-2) olarak adlandırılmıştır. 1,2 Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2020 yılı mart ayında pandemi ilan edilmiştir. Hastalığın hızlı bir şekilde yayılması ve ülkelerin böyle bir salgına Arıcıoğlu Sülün ve ark. COVID-19 Akıllı Telefon ve Uyku Amaç: Bu çalışmanın amacı Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19 ) salgını döneminin ergenlerin akıllı telefon kullanımı ve uykuları üzerine etkisini incelemektir.Gereç ve Yöntem: Araştırma tanımlayıcı tipte bir çalışma olup, Google-formlar programıyla oluşturulan form aracılığıyla veriler toplanmıştır.Aydın ilinde bulunan bir lisedeki 155 ergen çalışmaya katılmıştır. Araştırma verileri "Akıllı Telefon Bağımlılığı Ölçeği Kısa Formu", "Pittsburgh Uyku Kalitesi indeksi", Pediyatrik Gündüz Uykululuk Ölçeği ve araştırmacı tarafından hazırlanan "Tanıtıcı Bilgi Formu" ile online olarak toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı, karşılaştırmalı ve korelasyonel istatistikler kullanılmıştır.Bulgular: Ergenlerin %56,8'i COVID-19 salgını sürecinde uyku süresinin 8 saat ve üzeri olduğunu, %40'ı tüm gün akıllı telefon kullandığını ifade etmiştir. Ergenlerin akıllı telefon bağımlılığı, gündüz uykululukları ve uyku kaliteleri arasında pozitif yönlü anlamlı düzeyde korelasyonel ilişki bulunmuştur (p<0,05). Yapılan regresyon analiz sonuçları gündüz uykululuğu ve uyku kalitesi indeksinin varyansı %25,2'sinin akıllı telefon bağımlılığı tarafından açıklandığını göstermektedir. Akıllı telefon bağımlılığı, gündüz uykululuğu ve uyku kalitesi üzerinde anlamlı bir etkiye sahiptir (p<0,05).Sonuç: Çalışmamız COVID-19 salgınında ergenlerin akıllı telefon bağımlılığı riskinin yüksek olduğunu ayrıca akıllı telefon bağımlılığının gündüz uykululuğu ve uyku kalitesini etkilediğini ortaya koymuştur.
Aim: This study aims to translate the Child Food Rejection Scale into the Turkish version and then test its validity and reliability in parents. Methods: This study was carried out methodologically, cross-sectionally with 111 parents between February and March 2020. First of all, the language validity of the scale, then validity and reliability analyzes were made. Content validity for validity study, explanatory factor analysis and confirmatory factor analysis methods were used. Internal consistency analysis and test-retest method were used for reliability evaluation. Results: The mean age of the parents was determined as 33.76 ± 5.40. The mean age of the children is 4.31 ± 3.04, half of them are girls. It was determined that the scale has 9 items and two subcomponents likert scale. The measurement tool explains 63% of the total variance. Goodness-offit indices were found to be 0.92 by confirmatory factor analysis. The Cronbach alpha coefficient of the scale is 0.87. Conclusion:The Child Food Rejection Scale for children is a valid and reliable measurement tool for the Turkish sample.
Amaç: Bu araştırma simülasyon eğitiminin pediatri dersi alan hemşirelik öğrencilerinin klinik becerilerine etkisini incelemek amacı ile yapılmıştır.
Neonatal palyatif bakım, yenidoğan ve ailesinin acılarını en aza indirmek için şefkat ile uygulanan bakımdır. Yenidoğan yoğun bakım hemşireleri ölüme karşı tutum geliştirerek hastaya yeterli bakımı veremeyip, başarısızlık duygusu yaşayabilmektedirler. Yenidoğan hemşirelerinin ölüme karşı tepkileri, bu tepkilerin uygulanan palyatif bakıma etkisi hakkında yeterli bilgi ve deneyim bulunmamaktadır. Bu verilerden yola çıkarak bu çalışma yenidoğan yoğun bakım hemşirelerinin ölüme karşı tutumlarının uyguladıkları palyatif bakımı etkileme durumunu belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir.Yöntemler: Araştırmamızın örneklemini basit rastgele örnekleme yöntemi ile seçilen beş il oluşturmaktadır. Araştırmaya 96 yenidoğan hemşiresi katılmıştır. Araştırma verileri "yenidoğan palyatif bakım tutum ölçeği (YPBÖ)", ''ölüme karşı tutum ölçeği (ÖKTÖ)" ve araştırmacı tarafından hazırlanan "tanıtıcı özellikler formu" kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde; sürekli ve sayımla elde edilen değişkenlerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler, t-testi, Kruskal-Wallis testi kullanılmıştır.Bulgular: Yapılan korelasyon analizi sonucunda "YPBÖ toplam puanı ile ÖKTÖ toplam puanı ve YPBÖ organizasyon alt boyutu ile ÖKTÖ kaçış kabullenme alt boyutu arasında negatif yönlü düşük düzeyde bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Hemşirelerin palyatif bakım uygulamaları ile medeni durumları, bebek kaybetme durumu ve kurumların çeşitliliği arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır.Sonuç: Yenidoğan palyatif bakıma ilişkin ölüm ile ilişkili kaçış kabullenme alt boyutu ile organizasyon alt boyutu arasında düşük ilişki vardır (r=-0,225). Bu sonuç, hemşirelerin ölüme karşı olumsuz tutum geliştirdiğinde bebeklere palyatif bakım vermekte zorlandıkları şeklinde yorumlanabilir. Çalışmamızdaki katılımcıların, özgül bir birim olan yenidoğan yoğun bakımda çalışan hemşireler olması bu bulgunun dikkat çekici yönüdür. Bu çalışma; ölüme karşı olumsuz tutum geliştiren yenidoğan hemşirelerinin palyatif bakım vermekte zorlandıklarını göstermektedir.Anahtar Kelimeler: Yenidoğan palyatif bakım, ölüme karşı tutum, yenidoğan yoğun bakım hemşireliği Introduction: Neonatal palliative care is administered with compassion to minimize the suffering of the newborn and its family. Neonatal intensive care nurses are unable to provide adequate care to the patient by developing an attitude towards death and are able to experience a sense of failure. There is insufficient knowledge and experience about neonatal nurses' responses to death and the effect of these responses on applied palliative care. Based on these data, this study was conducted to determine the status of neonatal intensive care nurses' attitudes towards death affecting their palliative care. Methods:The sample of our research consists of five provinces selected by simple random sampling method. Ninety-six neonatal nurses participated in the study. The research data were collected using the ''neonatal palliative care attitude scale (NPAS)", "death attitude scale (DAS)'' and ''introductory features form'' pr...
Bu çalışma daha önce 1. Uluslararası Hemşirelikte Palyatif Bakım Kongresi'nde 6-8 Ekim 2022 tarihinde özet bildiri olarak sunulmuştur. ÖZGiriş/Amaç: Hemşireler mesleklerinde gerçek duygularını değil, etkileşimde olduğu kişilerin bekledikleri duyguları yansıtabilmek için duygusal emek davranışı sergilemek zorunda kalmaktadırlar. Bu çalışma pediatri hemşirelerinin duygusal emek davranışları ve ilişkili faktörlerin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmanın verileri Ağustos-Ekim 2022 tarihleri arasında toplanmıştır. Çalışmanın verileri araştırmacı tarafından hazırlanan tanıtıcı özellikler formu ve "Hemşirelerin Duygusal Emek Davranışı Ölçeği" kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistik analizleri yöntemi ile yüzde, ortalama, standart sapma ve korelasyon analizleri yapılmıştır. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p<0.050 olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Hemşirelerin sosyodemografik özellikleri incelendiğinde yaş ortalamalarının 31.19±9.35 yıl olduğu, %79.8'inin kadın, %46.8'inin 40 saat çalıştığı, %93.6'sının aldığı ücreti yetersiz bulduğu saptanmıştır. Çalışmaya katılan pediatri hemşirelerinin çalıştıkları birimden memnuniyet durumu ile duygusal emek ölçeği yüzeysel, derinlemesine ve samimi davranış alt boyutları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olup, çalıştığı birimden memnun olanların puan ortalamalarının daha yüksek olduğu saptanmıştır. Sonuç: Pediatri hemşirelerinin bakım verirken samimi davranış gösterdikleri saptanmıştır. Bu doğrultuda hemşirelerin duygusal emek davranışı gösterme becerilerinin olması oldukça önemlidir. Hemşirelik lisans müfredatına duygusal emek kavramını açıklayan ders içerikleri eklenmesi önerilebilir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.