ÖZETAmaç: Koroner arter hastalarında umutsuzluk ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını değerlendirmek; etkili faktörleri belirlemek ve umutsuzluk düzeyinin sağlıklı yaşam biçimi davranışlarına etkisini incelemek araştırmanın amacını oluşturmaktadır.
Gereç ve
Bulgular:Hastaların yaş ortalaması 57±11'dir; %77'si erkek, %23'ü kadın; %41'i ilkokul mezunudur. Hastaların SYBD toplam puan ortalaması 128±22'dir. SYBD alt ölçek puan ortalamaları ise şöyledir: Sağlık sorumluluğu 21±5; fiziksel aktivite 14±5; beslenme 22±5; manevi gelişim 26±5; stres yönetimi 19±4; kişilerarası ilişkiler puanı ise 27±5'dir. BUÖ puan ortalaması 7±5'dir. SYBD puan ortalamaları ile BUÖ puanı arasındaki ilişki incelendiğinde; umutsuzluk ile toplam SYBD (r=-0.261, p=0.00), fiziksel aktivite (r=-0.247, p=0.00), manevi gelişim (r=-0.355, p=0.00), kişilerarası ilişkiler (r=-0.154, p=0.04) ve stres yöneti-mi (r=-0.205, p=0.00) arasında negatif yönde zayıf ilişki saptanmıştır. Umutsuzluk arttıkça SYBD, fiziksel aktivite, manevi gelişim, kişilerara-sı ilişkiler ve stres yönetimi puanı düştüğü görülmektedir.
Sonuç:Hastaların sağlıklı yaşam konusunda bilinçlenmelerini, sağ-lıklı yaşam biçimi davranışlarını artırmalarını sağlayan eğitim ve rehabilitasyon programlarının oluşturulması önerilmektedir. p=0.00), p=0.00), p=0.00), p=0.00)
Objective: Aggression is a significant problem seen in psychiatric clinics, which can cause physical and psychological trauma. The aim of this study is to investigate aggression and restriction methods in psychiatric settings of a training and research hospital. Method: This descriptive study was conducted in psychiatry services and the Alcohol and Substance Addiction Research Treatment and Education Center between April 1, 2014 and March 31, 2015. The data were collected retrospectively reviewing the completed registration forms immediately after the incident by the clinical nurses. Results: The number of aggression events in the services was 554. It was found that the majority of the events were intended and actual self-harm and occured in the general psychiatry service. The majority of the events were seen during shift hours in august and in summer. Examining restriction methods it was found that no restraining method was used and therapeutic interviews were conducted in the majority of events and that the most commonly used restriction methods were mechanical restraint and intramuscular medication used with mechanical restraint. Discussion: It is a positive result that restriction methods were not used in the majority of events. The treatment activities must be planned outside normal working hours and in the evening to increase the interaction between patients and staff. Studies regarding recognition, reporting, controlling of aggression that became an important problem for safety of patient and staff in psychiatry services should be done.
ÖZETAmaç: Nüksleri önlemede; bağımlının alışkanlıkları, yaşam tarzı, alkol veya madde kullanımı ile ilgili yanlış düşünce ve beklentileri değiştirilmeye ve yeni başa çıkma yolları oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bağımlı hastaların yaşam tarzı değişiklikleri ve nüks durumlarını belirlemek, araştırmanın amacını oluşturmaktadır.
Gereç ve
Bulgular:Hastaların yaş ortalaması 45.42±10.35'dir. %96.9'u erkek; %28.1'i lise mezunu; %32.8'i evli, %28.1'i boşanmış, %10.9'u eşinden ayrı yaşamaktadır. Hastaların %78'i alkol, %6'sı madde ve %16'sı hem alkol hem madde kullanmaktadır. Hastaların bir önceki yatışlarında hastanede kalma süreleri ortalama 34.78±19.74 gündür ve %37.5'i kendi isteğiyle taburcu olmuştur. %59.4'ü ise tedavi sürecini tamamlayarak taburcu olmuştur. Taburcu olduktan sonra yaşam tarzlarında değişiklik yaptıklarını belirtenlerin oranı %70.3'tür. Yaşam tarzı deği-şiklikleri olarak, hastaların %35.9'u arkadaş ortamını değiştirdiklerini; %37.5'i alkol/madde ortamına girmediklerini; %31.2'si sağlıklı beslendiklerini, %18.8'i düzenli sağlık kontrolü yaptırdıklarını; %17.2'si uğraşı, hobi edindiklerini; 15.6'sı adres, %6.2'si iş değişikliği yaptık-larını; %10.9'u ise Adsız Alkolikler (AA) toplantılarına katıldıklarını belirtmişlerdir. Hastaların %81.2'si ilk bir yıl içinde nüks yaşamıştır. İlk altı ay içinde nüks yaşayanların oranı %54.7'dir.Sonuç: Nüks açısından ilk altı ay ve bir sene içersinde düzenlenecek, bireysel yada grup psikoterapileri şeklinde destek programlarının oluşturulması önerilebilir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.