Problem statement: Companies attempt to reach private worlds of consumers and give them memorable experience with their brands by using guerrilla marketing tools. Guerrilla advertising, which is one of the guerrilla marketing tools, usually attracts the attention of consumers but sometimes irritates and annoys the consumers and even breaks the law. Approach: The study determined these ethical aspects by evaluating different guerilla advertising strategies of the companies. A critical assessment of the printed and visual discoursed of guerilla ads were made in this context. Results: The assessment indicated that there are some ethical problems about guerrilla advertising implementations. Especially the ads, which include fear-appeal, may irritate people. Also, distraction of attention in traffic is the other important ethical problem. Conclusion/Recommendations: These kinds of guerrilla ads may reduce the effectiveness of advertisements in general and dislike of a company's ad may lead to biased reactions towards future advertisements. Ethical, legal and societal boundaries must be considered in guerilla advertising strategies. In sum today's marketers have to take greater responsibility for the negative impacts of the practices of guerilla advertising.

In recent years, the sharing economy has stimulated the development of entities that have contributed significantly to sustainability through the impact of technological, demographic, and cultural changes observed in society. This research aims to determine the motivation of participation of the Turkish consumers contributing to the sharing economy by using the self-determination theory. For this purpose, a questionnaire was conducted with 160 participants contributing to the sharing economy through the use of Airbnb, which is the most commonly used among sharing economies around the world. Examining the results of the research, it is noted that among the three motivational factors (economic benefit, enjoyment, sustainability) which have a positive effect on attitude, only the level of perceived enjoyment has the highest effect on the attitude and also an effect on the behavior intention.

Son yıllarda tüketicilerin çevre ve sağlıklı yiyecekler konusundaki endişelerinin artması, organik ürünlere otan talebi de arttırmıştır. Bu anlamda organik tarımsal üretimin temel prensibi tüm canlıları kapsayacak şekilde güvenli yiyeceklerin üretilmesidir. Diğer taraftan tüketicilerin kendilerine ait kural ve tutumları da, organik ürün tüketiminde önemli rol oynamaktadır. Bu çalışmada, tüketicileri organik ürün satın almaları konusunda motive eden kişisel değer ve tutumlar ortaya konulmaya çalışılmış, bu noktada kişisel sağlık, lezzet ve çevreye ilişkin değerlerin organik ürün tüketiminde merkezi bir rol oynadığı bulgusuna ulaşılmıştır. Elde edilen bu bulgulara öncelikle faktör ve kümeleme analizleri uygulanmış, bu analizler sonucu ulaşılan bilgiler ışığında organik ürünlere ilişkin değer tabanlı bölümlendirme yapılmaya çalışılmıştır.

ÖZ

Iyletmelerin gah §anlardan olu $ an ig pazarinda, pazarlama benzeri bir yaklapm sergilemesini ifade eden ' igsel pazarlama ' kavrami, gali §an yani ' ig miiyteri ' tatminini ve dolayli olarak pazara sunulan mat ve hizmet kalitesini artinnayi amaglamaktadir. Igsel pazarlama kavrami kisa sayilabilecek tarihsel geli §im siirecinde tamm ve kapsam olarak oldukga geni $ lemi $ tir. Buna kar §ilik kavramla ilgili teorik belirsizlik ve farkhla $ ma artmiy; buna paralel olarak az sayida §irket igsel pazarlama kavramindan uygulamada yeterince yararlanabilmi $ tir. Bu gallona ile igsel pazarlamamn tammlari ve tarihsel geli §imi incelenmi $; boylesi bir kavrama neden ihtiyag oldugu, kavramin ortaya gikardigi sorunlar, kavramm uygulanmasi ile ilgili onemli kavramlar, modeller ve araglar gozden gegirilmi §tir. Ayrica ig ve di § mii §teri tatmini arasindaki iliyki ile ig mii §terilerin hizmet kalitesini degerlendirmede kullanabileceklen boyutlar ozel olarak ele alinmi $ tir.