Objective The current study aimed to investigate possible association of maternal SARS-CoV-2 with newborn hearing loss. We compared hearing screening outcomes in neonates born to women with positive SARS-CoV-2 PCR test results during pregnancy with healthy controls. Methods Neonates born between April and December 2020 in our hospital to mothers with positive SARS-CoV-2 PCR test results during pregnancy were included in this study. Neonates with risk factors for universal newborn hearing screening (NHS) were excluded. Neonates born to mothers with positive SARS-CoV-2 PCR test results during pregnancy were compared with healthy controls in terms of newborn hearing screening results and independent variables. Results Neonates in the COVID-19 group were more likely to have a “refer” result in auditory brainstem responses (ABR) compared with the control group (53/118 and 28/118, respectively; p = 0.001). The second ABR test results did not differ significantly between the groups (p = 0.618). Logistic regression revealed that birth week and type of birth were not associated with the “refer” result. PCR positivity in the second trimester was more likely to produce the “refer” result in the first ABR test (p = 0.014). Conclusion SARS-CoV-2 PCR positivity in pregnancy is significantly associated with an increased risk of abnormal NHS results. Also, the timing of PCR positivity in pregnancy (trimester) may be related to abnormal NHS results.

No abstract

Aim: This study aimed to investigate the effect of luteal phase support (LPS) with estradiol in addition to progesterone on pregnancy outcomes in patients who underwent ovulation induction with GnRH antagonist protocol in in vitro fertilization- intracytoplasmic sperm injection (IVF-ICSI). Materials and Methods: This retrospective study was carried out at reproductive medicine center of Necmettin Erbakan University Meram Medical Faculty. The study enrolled 128 patients undergoing ICSI on an antagonist protocol for controlled ovarian hyperstimulation. Study group administered 7.8 mg transdermal estradiol (E2) daily in addition to progesterone for LPS (n=64). Control group administered only progesterone for LPS (n=64). All women received 200 mg progesterone 3x1 intravaginal daily and 50 mg progesterone intramuscular injection per two days for LPS. Blood samples were drawn 12 days after embryo transfer for β-hCG. If the result is negative, treatment was discontinued, if positive, estradiol was discontinued and progesterone support was continued until the 10th week of gestation. Pregnancy outcomes were the main endpoint. Results: There was no difference between groups in terms of biochemical pregnancy, clinical pregnancy, abortus and ongoing pregnancy rates. Conclusion: In our study, the use of estrogen for luteal phase support in GnRH antagonist protocol did not show any difference on pregnancy outcomes.

38Sezaryen Sırasında Saptanan İnsidental Adneksiyal Kitleler Ö ÖZ ZE ET T A Am ma aç ç: : Sezaryen sırasında görülen insidental adneksiyal kitlelerin rezeksiyonu birçok klinik tarafından yapılan rutin bir uygulamadır. Bu çalışmada, sezaryen sırasında tesadüfen saptanan ve çıkarılan adneksiyal kitlelerin özellikleri değerlendirilmiştir. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em ml le er r: : 2006-2015 yılları arasında Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Kadın Hastalık-ları ve Doğum Anabilim Dalında gerçekleştirilen 17.918 canlı doğum ve 14.034 sezaryen doğum retrospektif olarak tarandı. Sezaryen sırasında insidental olarak saptanan adneksiyal kitleler ve yapılan cerrahi müdahaleler değerlendirildi. Obstetrik ve cerrahi veriler; klinik kayıtları, ameliyathane kayıtları ve patoloji raporları taranarak elde edildi. Histopatolojik sonuçları ve ilişkili durumlar incelendi. B Bu ul lg gu ul la ar r: : Doksan bir hastada sezaryen sırasında adneksiyal kitle vardı. Sezaryen sırasında saptanan adneksiyal kitle insidansı 1/154 idi. Hastaların çoğunluğuna (86/91, %94,5) kitle eksizyonu ve ovarian onarım yapıldı. En sık histopatolojik tanı basit seröz kist (%25,2) olup, bunu matür kistik teratom (%16,4) izlemekte idi. Ortalama kitle çapı basit seröz kistler için 4,6 cm (3-7 cm) matür kistik teratomlar için 5,5 cm (4-8 cm) arasında idi. Seröz kist adenokarsinom (ortalama çap 10 cm) adneksiyal kitlelerin içinde en büyük çapa sahip olanlardı. Üç (%3,2) hastada kitleler bilateraldi. Üç (3/91) hastanın tanısı malign idi. Bu hastaların ikisi seröz borderline over tümörü tanısı alırken, diğer malign hasta seröz kistadenokarsinom tanısı almıştır. S So on nu uç ç: : İnsiden-tal olarak sezaryen sırasında saptanan adneksiyal kitleler malignite olasılıklarını dışlamak adına ekstirpe edilmelidir. Yaptığımız bu ek cerrahi işlem ile komplikasyon ya da morbidite sıklığında herhangi bir artış gözlenmemiştir. Gerekli olabilecek ek cerrahi işlemler açısından hastalar sezaryen sonrasında izlem altına alınmalıdır.A An na ah h t ta ar r K Ke e l li i m me e l le er r: : Gebelik; sezaryen; over kistleri; over tümörleri

No abstract