Covid-19 virüs salgını, Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkmış ve kısa sürede tüm dünyaya yayılmıştır. Yüksek bulaşma özelliğine sahip virüs hayatın tüm alanında insan davranışlarına etki etmiştir. Kentlerde insan hareketliliğini düşürmek, bir arada bulunma durumlarını önlemek adına kısıtlamalar yapılarak virüsün yayılmaması için önlemler alınmıştır. Yapılan kısıtlamalarla hayat durma noktasına gelmiştir. Bu duraklama dönemi hem çevreyi hem de insan davranışlarını gözle görülür şekilde etkilemiştir. Virüsün insanlara kazandırdığı yeni davranışların çevresel, sosyal-ekonomik ve fiziksel çevre üzerinde etkileri gözlenmiştir. Değişen insan davranışı ve yavaşlayan kent yaşantısı olumlu ve olumsuz sonuçları da beraberinde getirmiştir. Çalışmada yapılan literatür taraması sonucunda salgın sürecinin dünya genelindeki kentlerde çevresel, sosyalekonomik ve fiziksel çevre bağlamında olumlu ve olumsuz etkileri incelenmiştir. Çalışma, virüs salgını nedeniyle yaşanan kilitlenme döneminin, sosyoekonomik koşullar, doğal çevre ve yapılı fiziksel çevre üzerinde farkındalık sağladığını, şehirlerin önemini ve nasıl yönetildikleri konusunda eleştirel düşüncelere ihtiyaç duyulduğunu vurgulamaktadır. Bununla birlikte, salgının Türkiye üzerinde etkileri ile alınan tedbirler, yapılan araştırma çalışmaları ve haber kaynakları aracılığıyla bir araya getirilmiştir. İrdelenen araştırma çalışmaları doğrultusunda Türkiye özelinde salgının etkilerinin değerlendirilmesi ve bu etkilerden çıkarılan dersler sonucu alınabilecek önlemlerin sunulması amaçlanmıştır. Salgının neden olduğu kilitlenme dönemindeki etkilere bakıldığında doğal çevre üzerinde geçici de olsa bir iyileşme görülmektedir. Bu iyileşmeden salgın sonrasında gerekli tedbirlerin alınması adına dersler çıkarılmasının gerekliliği anlaşılmıştır. Bu iyileşmenin yanında olumsuz ekonomik koşullar, bireysel yaşamın artmasının sonuçları gibi yeni tedbirlerin alınması gereken durumlar da gözlenmiş olup çalışma sonucunda önerilerde bulunulmuştur.
Kamusal sanat toplumu oluşturan birbirinden farklı bireyleri bir araya getirerek, fikirlerin, istek ve ihtiyaçların ifade edilebileceğı bir alan sunmaktadır. Bu anlamda kentsel mekânlarda yer alması toplum yaşamına katkı sağlamaktadır. Kamusal sanat ürünleri günümüzde kentsel mekânların vazgeçilmezi olmaya başlamıştır. Geçici ya da kalıcı olarak yerleştikleri andan itibaren kamusal alana getirdiği dinamizm mekâna yeni bir soluk olmaktadır. Özellikle son yıllarda kıyı ile ilişki kuran, su ile temas eden, ona dokunan geçici kamusal sanat ürünleri yaygınlaşmaktadır. Bu çalışmada yumuşak bir zemin olarak suyun ve kent kıyılarının kamusal sanatla olan temasını içeren örnekler kentsel kalite parametreleri doğrultusunda irdelenmiş ve Antalya-Konyaaltı Sahili çerçevesinde yapılan kent mobilyaları şeklindeki kamusal sanat ürünleri incelenerek alana dair önerilerde bulunulmuştur.
Thermal comfort in spaces can be defined as the creation of conditions that will provide the users’ living standards. Therefore, it is important to investigate the thermal comfort conditions in different types of dwellings and the design parameters that affect these conditions. In this study, thermal comfort conditions in different dwellings were investigated. In this context, thermal comfort conditions were measured between December 2020 and January 2022 in four selected dwellings in Bingöl, located in a cold climate. Measurements were made in the daylight living areas, night living areas and service areas of these dwellings. Temperature and humidity, air velocity, and radiation temperatures in the spaces were measured by TESTO 480 multi-purpose air conditioner, Hot Wire Anemometer DT8880, and infrared non-contact thermometer, respectively. Tables and graphics created using the data obtained from these measurements were evaluated according to the ASHRAE 55 standard. In the analyses made, the thermal comfort conditions of the dwellings with different typologies were compared. As a result of the study, the design parameters that are effective in the differences between the dwellings were evaluated and it was aimed to reveal a methodology that could guide the new designs to be made.
Space syntax analysis method is used to define the regions, cities, built environments, building groups, spatial models, and indoor organizations at different scales and to examine their interaction with social structure. This study aimed to analyse the spatial organization of traditional atria by using the space syntax method and to reveal the socio-cultural effect of atria. The spatial morphology and behavioural models regarding the traditional Antakya houses and social houses built by the Housing Development Administration of the Republic of Turkey, the institution that has the largest share in the construction of high-rise buildings in Turkey, were compared and analysed through the space syntax method As a result of the study, it has been determined that the privacy of family and women directly affects the design in traditional Antakya houses. On the other hand in TOKI buildings has been observed that individual privacy was given more importance and it has been determined that this was not created by building design decisions, but by the entrance doors of the rooms.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.