Judith Nisse Shklar, Türkiye’de ne akademik ne de entelektüel camiada yakından tanınıyor. Oysa, oldukça sıradışı ve renkli fikirleriyle Shklar, hem siyaset teorisine hem de liberal literatüre önemli katkılar sağlayabilecek bir isimdir. Bu çalışma, Shklar’ın ve görüşlerinin kısaca anlatılmasını ve tanıtılmasını amaçlamaktadır. Makalede, korku liberalizmini odağa almak suretiyle Shklar’ın görüşleri ele alınmaya çalışılmıştır. Shklar, ütopyacı düşünce biçimlerinin yarattığı hayal kırıklığının ardından, gerçekçi ve mümkün bir özgür toplumun ilkelerinin arayışına girişmiştir. Ona göre, insan için bir summum bonum değil, bir summum malum arayışı doğru bir başlangıçtır. Shklar aradığı ilhamı, Montaigne’de bulmuş ve siyasetin merkezine en büyük kötülük olarak zulmü/korkuyu yerleştirmiştir. Zulüm ve korku, asimetrik güç ilişkisinin olduğu her durumda ortaya çıkabilir. Ancak, modern toplumlarda güç asimetrisi en fazla devlet-vatandaş arasındaki ilişkide kendini gösterir. Formel veya enformel olsun, devlet, sahip olduğu zor ve ikna aygıtlarıyla muazzam bir güce sahiptir. Diğer taraftan, devlet bu gücü sayesinde zulüm yapanları cezalandırma tehdidinde bulunarak, bireylerin zulme uğramasını engelleyebilecek bir yapıdır. Devletin meşru zor kullanma yetkisi; zulüm ve korkunun engellenmesi, zulüm ve korkunun yol açtığı adaletsizliklerin telafi edilmesi için kullanılabilir. Bu işlev için, devletin hukuk ile sınırlandırılması gerekir. Devletin bireylerin iyi hayat anlayışlarına müdahale etmek veya onlara kapsamlı bir ahlak anlayışı kazandırmak gibi bir yetkisi yoktur.
With the rise of populism, sharp polarization came to the fore again. Polarization seems to be a phenomenon that we encounter in every society in every period. However, it becomes a serious risk for democracies when polarization sharpens in democracies, when the political-social distance between social segments widens and when it eliminates the cooperation and reconciliation necessary for coexistence. Democratic politics can come to life in an environment where conflicts in society turn into competition by agreeing on clear and well-defined rules. On the other hand, polarization brutalizes conflict and turns it into an us-and-them war that operates in the friend-enemy category. The identity of "we" becomes the carrier of the good, the truth, the virtue, the morality, the righteous, the threatened, the victim, the superior, the valuable. The identity of "they" is made the address of evil, immorality, unqualified, cruelty, injustice, worthlessness and evil. It turns the politics of sharp polarization into a war of existence and extinction. Thus, the space for democratic politics becomes narrower and perhaps disappears altogether and to return more and more difficult to democratic politics. Therefore, it becomes vital to recognize polarization, understand its causes and symptoms, and most importantly, be aware of its destructive effects on democratic politics and the system.
Demokrasinin klasik anlayışı modern demokrasinin pratikteki işleyişini yansıtmadığı ve gerçekçi olmadığı gerekçesiyle eleştirilmiştir. Pek çok teorisyen modern demokrasinin ampirizme dayanan gerçekçi bir teorisini geliştirme konusunda girişimlerde bulunmuştur. Genel olarak demokratik elitizm teorisyenleri olarak anılan bu yazarlar, demokrasi yönetimlerinde halkın veya çoğunluğun iradesinin değil, elitlerin başat unsur olduğunu savundular. Ampirik araştırmalara dayanarak; halkın siyasi meseleler söz konusu olduğunda ilgisiz, bilgisiz, irrasyonel, kısa vadeli düşünen, kendini çıkarlarını gözeten ve haklar, özgürlükler ve demokrasi konusunda elitlerden daha olumsuz bir görüşe sahip olduğunu ileri sürdüler. Ölçek meselesi ve bahsedilen araştırma çıkarımlarına dayanarak elitlerin demokrasilerde hayatî bir yeri ve rolü olduğunu iddia ettiler. Temsili demokrasinin ve dolayısıyla elitlerin modern toplumda demokrasiyi mümkün kıldığı sonucuna ulaştılar. Liberal demokrasilerin kurulması ve istikrarı için; elitlerin demokrasinin temel kuralları ve değerleri üzerinde gönüllü bir uzlaşıya sahip olmaları, tek bir bütünleşik elit yerine çoğul elitlerin bulunması, elitlerin göreve gelebilmek için seçimlerde seçmenin oyu için rekabet etmeleri, elitlerin etkin yönetim için seçmenleri karşısında belli bir otonomiye sahip olmaları ve elitlerin ahlâken ve yeterlilik bakımından nitelikli olmaları gerektiğini ileri sürmüşlerdir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.