Özet: Nanoteknoloji, bilimin tüm alanlarında uygulanan umut verici teknolojilerden biri haline gelmiştir. Biyoteknolojik olarak üretilen metalik nanopartikülller (NP), biyomedikal ve fizyokimyasal alanlardaki kapsamlı uygulamaları nedeniyle bilimsel uygulama ve teknoloji platformlarında ilgi görmektedir. Son yıllarda sentetik ilaçların kullanımı sonucu meydana gelen yan etkiler ve bunların yol açtığı medikal ve ekonomik sorunlar tedavilerde bitki kullanımını tekrar popüler hale getirmiştir. Bitkilerden değişik yöntemlerle elde edilen bitki ekstraktları ile 100 nm'den daha küçük boyutta, ekolojik, toksik olmayan metal esaslı (altın, gümüş, palladyum, mangan, çinko gibi) NP'ler sentezlenebilmektedir. NP'lerin boyutları ve şekilleri değiştikçe partiküllerin fiziksel, kimyasal, biyoaktif, optik, elektriksel, katalitik ve toksisite özellikleri de değişmektedir. Yeşil sentez olarak da bilinen biyolojik sentez; yüksek basınca, yüksek sıcaklık değerlerine ve toksik kimyasallara gerek duyulmadan NP'lerin kolay ve ekolojik olarak elde edilmesinde kullanılan pratik yöntemdir. NP'lerin yeşil sentezi bakteri, mantar, maya, virüs, mikroalg ve bitki biyokütlesi/özü gibi farklı biyomateryaller kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Metalik NP'lerin bitki aracılı biyosentezi, bitkide bulunan organik fonksiyonel gruplar içeren biyomoleküller (proteinler, vitaminler, amino asitler, enzimler, polisakkaritler, sitratlar, organik asitler gibi) aracılığıyla gerçekleşir. Medikal alanlarda NP'lerin artan uygulaması, NP'lerin biyolojik etkileşimlerinin mekanizmalarının ve potansiyel toksisitelerinin daha iyi anlaşılmasını gerekli kılmaktadır. Bu derlemede, fiziksel, kimyasal ve yeşil sentez dâhil NP'lerin sentez yolları açıklanmaktadır. Ayrıca literatürde güncel çalışmalarda verilen partikül karakterizasyonu yöntemleri ve partiküllerin antibakteriyel, antifungal ve antiviral aktivite gibi özellikleri ayrıntılı olarak tartışılmaktadır.
Heavy metal concentrations of Cu, Fe, Mn, Zn, Cr and Al in muscle, liver, skin, intestine and gill of Pike Fish (Esox lucius l., 1758) collected from Siddikli Küçükboğaz Dam Lake in Turkey between March 2012 and February 2013, It was measured by Flame Atomic Absorption Spectrometry (AAS) and it was determined that heavy metals accumulated at different levels in different tissues of pike. Heavy metal concentration in different fish tissues varied as dry weight Cu: 0.1123-0.3764, Fe: 4.3135-9.505, Mn: 0.5442-0.1684, Zn: 3.3065-2.475, Cr: 0.1889-2.517, Al: 2.17-1045 µg g-1. When the heavy metal levels in the tissues were compared with the national and international permissible limits, it was seen that the values of all metals in the muscles of the fish were below the determined limit values according to the analysis results. Seasonal changes in metal (Cu, Fe, Mn, Zn, Cr and Al) concentrations were observed in pike tissues, but it was concluded that these differences would not negatively affect the consumption recommendations. As a result, this study shows that various metals are present at different levels in fish muscle tissues, but they are within the levels permitted by Turkish standards and WHO / FAO. Considering this situation, it has been concluded that the fish coming from these regions will generally not show any negative consequences for human consumption and there is no harm in using the reservoir water for irrigation in agriculture.
Araştırma kronik hastalığı olan yaşlılarda vitamin ve minerallerin kullanım özelliklerinin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı, kesitsel türde yapılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu Kırşehir il merkezinde bulunan bir Aile Sağlığı Merkezi'nde kayıtlı 260 yaşlı birey oluşturmuştur. Veriler sayı, yüzde ve ortalama olarak özetlenmiş, değerlendirmelerde Ki-kare analizi kullanılmıştır. Çalışmaya katılan yaşlı bireylerin yaş ortalaması 69,0±3,83 olup %51,2'si kadındır. Yaşlıların %32,3'ü vitamin ve mineralleri, %12,3'ü mineralleri, %20,0'ı ise vitaminleri kullanmaktadır. Yaşlıların kullandıkları mineraller sırasıyla Kalsiyum (%37,5), Magnezyum (%25,0), Demir (%12,5) ve Çinko (%12,5)'dur. Yaşlıların kullandıkları vitaminler ise sırasıyla C vitamini (%44,2), D vitamini (%30,8) ve B12 vitaminidir (%25,0). Yaşlıların %12,5'i mineralleri, %13,8'i ise vitaminleri reçetesiz kullanmaktadır. Vitamin ve mineralleri kullanan bu yaşlıların %18,5'i hastalıklardan korunmak, %13,8'i ise hastalıkların tedavisi için kullanmaktadır. Sağlık personeline danışarak vitamin ve mineralleri kullanma oranı yaşlılarda %23,1'dir. Kadın, bekar, hayatının uzun bir bölümünü ilçe, kasaba, köyde geçiren, sağlık durumunu kötü algılayan, çalışmayan, sağlık kurumuna ulaşımda sorun yaşamayan yaşlı bireylerin mineral kullanma oranları yüksek olarak belirlenmiştir (p<0,05). Yaşlı bireylerden evli olanların bekar olanlara göre ve çalışmayanların çalışanlara göre vitaminleri kullanma oranları yüksek olarak belirlenmiştir (p<0,05). Yaşlıların vitamin ve mineralleri kullanmadaki en önemli sorunları reçetesiz ve sağlık personeline danışarak kullanmaları olmuştur. Bu sonuçlar doğrultusunda yaşlıların vitamin ve mineralleri akılcı kullanımı konusunda farkındalık kazandırılması gerekmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.