In this study; the impact of career development programs in organizations, and organizational commitment on employees' job satisfaction, and their role in increasing job satisfaction are examined. A survey is applied in a sample group working in various industries. At this point, a questionnaire that consists of two sections of 43 questions rated on a 7-point Likert attitude scale is prepared. The survey was conducted on 204 employees that work in different sectors. In the study, the data obtained from the evaluation of the survey results was interpreted by using SPSS statistics software program. Results of the analysis indicate that career development programs and organizational commitment have a partial effect on employee's job satisfaction, organizational commitment affects job satisfaction directly and positively, and career development programs in organizations do not affect the level of employee's job satisfaction. In the light of the findings arose, the results of the study are discussed and recommendations for managers as well as academics are presented.
Bu çalışmada çalışanların iş çevrelerindeki kontrol algılarının (kontrol odağının), örgütle ilgili anlaşmazlıklarını ve karşıt fikirlerini sözlü olarak ifade etme stratejileri (örgütsel muhalefet) ile ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, İstanbul'da çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren firmalarda çalışan 180 beyaz yakalı çalışandan toplanan veri analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, çalışanların kontrol odaklarının yapıcı açık muhalefet, dışsal muhalefet ve sorgulayıcı açık muhalefet ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Kontrol odağı yapıcı açık muhalefeti ve sorgulayıcı açık muhalefeti negatif yönde açıklamakta, dışsal muhalefeti ise pozitif yönde açıklamaktadır. Bu sonuçlar, dışsal kontrol odağına sahip çalışanların dışsal muhalefet yapmaya eğilimli olup, yapıcı ve sorgulayıcı açık muhalefet yapmaktan kaçındıklarını göstermektedir. Kontrol odağı daha içsel kontrole doğru gittikçe çalışanlar yapıcı ve sorgulayıcı açık muhalefet yapmaya daha çok eğilimli olup, dışsal muhalefet yapma olasılıkları azalmaktadır.
Purpose Drawing from the institutional logics and organizational disaster literature, this paper aims to illustrate that the replacement of logics can be problematic in a high-risk industry such as coal mining by adding an institutional perspective to the understanding of disasters. Design/methodology/approach This paper investigated the field of coal mining in Turkey historically from archival data resources. A comprehensive, qualitative inquiry of a single-case study was then conducted. Findings The findings suggest that a shift from social welfare logic to business logic in the coal-mining industry can lead to coal-mining disasters, resulting from changing practices through an increase in the number of private enterprises through royalty contracts, the use of an increased labor force instead of mechanical methods and systems and the maximization of profit by underestimating the effects of taking almost no occupational safety measures. Practical implications The connection between institutional logics and organizational disasters could lead institutional actors to question their understanding of institutional logics. Originality/value This paper provides original research evidence for the relationship between industrial disasters and institutional logics.
Çağrı Merkezleri, 2000'li yıllar itibariyle ivmelenen gelişim sürecinde özellikle teknolojik gelişmeler ile hem ulusal hem de küresel düzeyde ciddi bir hacim kazanmıştır. Bu gelişim, iş gücü anlamında artışlara yol açmış yanı sıra çağrı merkezlerinin üretim ve verimlilik ile kar elde etme gereklilikleri kaynaklı iş yapmaları doğal bir iş yükünü beraberinde getirmiştir. Rekabetin artması, maliyetleri düşürme zorunluluğunu beraberinde getirmiş, bu da çağrı merkezleri için çalışma saatlerinin ve iş yükünün artmasına sebep olarak kârlılığın belli seviyelerde korunması zorunluluğunu oluşturmuştur. İş yükü hem işveren hem de işgören açısından performans çıktılarını etkileyen belirleyici bir unsurdur. Çalışanlar çoğunlukla iş yüklerinden şikayet etmekte, motivasyon ve performansları düşmekte, sonucunda orta ve uzun vade de tükenmişlik gibi olumsuz tepkiler söz konusu olmaktadır. İş yükünün temel etkileri stres ve tükenmişlik duygularıdır. Araştırmada Türkiye'de faaliyet gösteren çağrı merkezi çalışanlarının iş yüklerinin, işte tükenmişlik duygusu üzerindeki etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Araştırmada oluşturulan model temelinde kullanılan ölçeklere dair anket İstanbul ili ve Anadolu illerindeki çağrı merkezi sektöründe çalışmakta olan 850 kişiye uygulanmıştır. Yapılan analizlerle iş yükü ve işte tükenmişlik arasındaki ilişkinin etkisine bakılmıştır. Araştırma bulgularına göre, iş yükünün işte tükenmişlik duygusu üzerindeki etkisi oldukça belirgindir. İş yükünün artış gösterdiğinde işgörenlerin işteki tükenmişlik eğilimlerinin de artış gösterdiği görülmektedir. Bu sonuca göre çağrı merkezi yöneticilerinin iş yükü dengelerini doğru değerlendirmeleri kurumun ileriye dönük iş sonuçları açısından önem teşkil etmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.