Canaliculitis is a rare disease that relapses when not properly diagnosed and treated. It usually occurs in middle-age and advanced age. It is extremely rare in children and infants. A healthy 12-year-old girl presented with lower eyelid swelling and watery discharge in her right eye. During the last 2 years, the patient had been examined several times for the same complaints but there was no improvement despite treatment. Examination showed that the lower punctum had a pouting punctum appearance, and applying pressure to the lacrimal sac area resulted in purulent discharge. Lavage showed that the lacrimal passage was patent. In light of these clinical findings, the patient was diagnosed with canaliculitis. Punctoplasty with surgical curettage of the dacryoliths were performed. After the surgical procedure, a topical antibiotic was prescribed. Histopathological examination of the dacryoliths revealed that the infective cause was Actinomyces . No recurrence or complications were observed during 12 months follow-up.
ÖzetAmaç: Herpetik keratit (HK) ve bakteriyel keratit (BK) sonucu gelişen korneal ülserlerin tedavisinde amniyotik membran transplantasyonunun (AMT) etkinliğini değerlendirmek. Ge reç ve Yön tem: Ocak 2009-Eylül 2011 tarihleri arasında herpetik ve bakteriyel keratite bağlı korneal ülser nedeniyle AMT yapılan 46 göz (25 HK, 21 BK) prospektif olarak incelendi. Hastaların AMT öncesi görme keskinliği ve ülserin nitelikleri (derinliği, yerleşimi), AMT sonrası epitelizasyon zamanı ve sonuç görme keskinliği değerlendirildi. So nuç lar: Ortalama yaş HK'li olgularda 51,9±17,0, BK'li olgularda 53,3±22,0 yıl ve ortalama takip süresi sırasıyla 12,6±6,1 (5-33) ve 10,2±6,8 (3-27) ay idi. Ülser HK'de daha çok santral (%72,0), BK'de ise parasantral (%52,4) yerleşimliydi (p=0,030). Ülser derinliği HK'de 14 (%56,0), BK'de 7 (%33,3) olguda korneanın 1/2'sinden fazla idi (p=0,290). Herpetik keratitli olguların 8'inde daha önce geçirilmiş herpetik keratite bağlı korneal skar mevcuttu. Ortalama epitelizasyon zamanı HK'de 22,3±8,5 (12-50), BK'de 22, 1±10,9 (8-45) gün idi (p=0,488). Bakteriyel keratitli olguların tamamında AMT ile epitelizasyon sağlanırken HK'li 3 olguda 3 kez AMT'ye rağmen ülser kapanmadı ve ek cerrahiler (konjonktiva örtmesi, tektonik penetran keratoplasti) uygulandı. Her iki grupta da AMT sonrası görme keskinliğinde istatistiksel olarak anlamlı artış saptanmakla birlikte (HK; p=0,018 ve BK; p=<0,001) bu artışın BK'li olgularda daha belirgin olduğu görüldü. Tar t›fl ma: Herpetik ve bakteriyel korneal ülserlerin tedavisinde AMT etkin ve güvenilir bir yöntemdir. Herpetik gruptaki sonuç görme keskinliğinin bakteriyel gruptan daha düşük olmasının HK'de ülserin daha çok santral yerleşimli ve derin olmasından, herpetik olguların daha önce geçirdiği ataklara bağlı oluşan skarlardan kaynaklandığı düşünüldü. (Turk J Ophthalmol 2013; 43: 229-35) Anah tar Ke li me ler: Amniyotik membran trasplantasyonu, herpetik keratit, bakteriyel keratit Sum maryPur po se: To evaluate the effect of amniotic membrane transplantation (AMT) in the treatment of corneal ulcers resulting from herpetic keratitis (HK) and bacterial keratitis (BK). Ma te ri al and Met hod: Forty-six patients (25 HK, 21 BK) treated with AMT for HK or BK-related corneal ulcers between January 2009 and September 2011 were followed prospectively. The visual acuities and ulcer characteristics (depth and localization) prior to AMT and epithelialization time, as well as final visual acuities after AMT, were evaluated. Re sults: The mean age was 51.9±17.0 years in HK and 53.3±22.0 years in BK and the mean follow-up time was 12.6±6.1 (5-33) months and 10.2±6.8 (3-27) months, respectively. The ulcers were mostly central in HK (72%) and paracentral in BK (52.4%) (p=0.03). Ulcer depth was deeper than 1/2 of the cornea in 14 (56%) HK and in 7 (33.3%) BK (p=0.290). Eight HK patients had scars from previous herpetic keratitis episodes. The mean epithelialization time was 22.3±8.5 (12-50) days in days in BK (p=0.488). While epithelialization was achieved in all the patients with BK,...
ÖzetAmaç: İnfantil ezotropyalı olgularda cerrahi başarıyı etkileyen faktörleri incelemek ve bilateral iç rektus geriletme miktarı ile konverjans ilişkisini değerlendirmek. Ge reç ve Yön tem: Kliniğimizde cerrahi uygulanan 188 infantil ezotropyalı hastanın dosyası retrospektif olarak incelendi. Cerrahi başarı oranları, cerrahi başarıyı etkileyen faktörler ve bilateral iç rektus geriletme miktarı ile konverjans yetmezliği arasındaki ilişki değerlendirildi. Cerrahi sonrası kayma miktarının 10 prizm dioptrinin altında olması başarılı cerrahi olarak kabul edildi. So nuç lar: Çalışmaya dahil edilen 188 hastanın hastanemize başvuru yaşı 54,9±56,8 (5-276) ay, ortalama cerrahi yaşı 60,7±54,8 (7-276) ay idi. İlk cerrahi sonrası olguların %70,7'sinde, tekrarlayan cerrahiler sonrası ise %86,7'sinde başarı sağlandı. Cinsiyet, cerrahi yaş, refraksiyon kusuru, uygulanan cerrahi prosedür ve cerrahi öncesi füzyon varlığının cerrahi başarıyı etkilemediği görüldü. Cerrahi öncesi kayma miktarı yüksek olanlarda rezidü ezotropyanın, ambliyopisi olanlarda ise hem rezidü ezotropya hem de ardıl ekzotropyanın daha sık geliştiği tespit edildi. Arttırılmış bilateral iç rektus geriletmesinin cerrahi sonrası konverjans yetmezliğinde artışa neden olmadığı görüldü. Tar t›fl ma: Ambliyopi varlığı cerrahi başarıyı olumsuz etkilediğinden, cerrahiden önce saptanmalı ve tedavi edilmelidir. Cerrahi öncesi kayma açısı yüksek olanlarda ise rezidü ezotropya daha sık görülmekte ve ortoforya sağlamak için birden fazla cerrahi gerekebilmektedir. Bu olgularda arttırılmış bilateral iç rektus geriletmesi, hastayı tekrarlayan cerrahilerden kurtaran, üç veya dört kas cerrahisine tercih edilebilecek etkin ve güvenilir bir yöntemdir. (Turk J Ophthalmol 2013; 43: 413-8) Anah tar Ke li me ler: İnfantil ezotropya, cerrahi, ambliyopi, konverjans yetmezliği Sum maryPur po se: To determine the factors that influence the surgical success in patients with infantile esotropia and to evaluate the relationship between amount of bilateral medial rectus recession and convergence. Ma te ri al and Met hod: We retrospectively investigated the records of 188 patients with infantile esotropia who were operated on. The surgical success rate, the factors that influence the surgical success, and the relationship between amount of bilateral medial rectus recession and convergence deficiency were evaluated. Successful outcome was defined as deviation amount lower than 10 prism diopters postoperatively. Re sults: The mean age of the 188 patients included in the study at presentation was 54.9±56.8 (5-276) months, and the mean surgical age was 60.7±54.8 (7-276) months. Success was provided in 70.7% of patients after the first surgery and in 86.7% of patients after repeated surgeries. It was seen that gender, surgical age, refractive error, surgical procedure and the presence of fusion before surgery did not affect surgical success. Residual esotropia was found more frequently in patients with large-angle preoperative deviation, whilst both residual esotropia and consecutive exotropia were...
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.