Küresel büyüme ve kentsel nüfusun hızla artışıyla ortaya çıkan sorunları çözebilmek için geleneksel kamu politikaları terk edilmekte, vatandaşların yaşam kalitesini ve kamusal hizmetlerden memnuniyetlerini arttırmak için bilgi iletişim teknolojileri yaşamın her alanına entegre edilmektedir. Ayrıca hızlı nüfus artışı sonucu kentlerde ortaya çıkan ulaşım, enerji, su, sağlık, çevre ve güvenlik gibi birçok alandaki sorunun çözümünde de teknoloji bir araç olarak kullanılarak, kentlerin yoğunlaşan kent nüfusunun ortaya çıkardığı sorunlara pratik çözümler için akıllı uygulamalar denenmektedir. Bunların sonucu olarak kentler daha çok dijitalleşmekte ve kentli dijital bir kimlik kazanmaktadır. Çoklu bir ağa dönüşen yaşam alanlarında, toplumun refah düzeyini yükseltebilmek ve sürdürülebilir düzeyde devam ettirilebilmek için; nüfus, kaynak, çevre ve bilgi işlem teknolojilerinin karşılıklı ve uygun olarak düzenlenmesi adeta bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu süreçte giderek artan ve çeşitlenen hizmet beklentileri devletleri, kamu yönetimlerini ve yerel yönetimleri kentleri daha iyi analiz etmeye, sorunları önceden tahmin etmeye, sınırlı kaynakları ileri teknoloji desteğiyle verimli kullanmaya zorlamaktadır. Bu durum, akıllı kent projelerinin doğuşunu ve yayılımını tetiklemiştir. Bu bağlamda çalışmanın temel amacı, dünyadaki akıllı kent uygulama örnekleri ile Türkiye'deki akıllı kent uygulamalarını karşılaştırmalı olarak ele almaktır. Çalışma nitel bir yöntemle oluşturulmuştur. Öncelikle akıllı kent kavramı; ardından akıllı kentlerin unsurları ve teknolojileri incelenecek, daha sonra ise dünyadaki örnek uygulamalar ile Türkiye'deki akıllı kent uygulamaları kıyaslanarak değerlendirilecektir. Böylece Türkiye'nin, akıllı kent vizyonunda ulaştığı düzey daha net saptanabilecektir.
ÖzKamu yönetimi alan yazını incelendiğinde üzerinde uzlaşılmış bir kamu politikası tanımı olmamakla birlikte, kamu politikasının kamu yönetimlerinin herhangi bir konu hakkında her türlü eylem ya da eylemsizlikleri şeklinde tanımlandığı görülmektedir. Disiplinler arası birçok çalışma alanını içinde barındıran kamu politikası inceleme konularından biri olan göç yönetimi ve politikaları; bugün Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı yoğun göç dalgası konusunda geliştirmesi gereken bir alternatiften daha ziyade zorunluluk halini almıştır.Çalışmanın amacı son yıllarda yaşanılan yoğun göç dalgası nedeniyle transit ülke yerine hedef ülke konumuna gelen Türkiye'deki göç politikalarını tarihsel perspektiften değerlendirip analiz etmektir. Çalışmada, Kamu politikasının kavramsal olarak analizi yapıldıktan sonra, göç olgusu, Türkiye'nin kurumsal bağlamda göç yönetimi ve bir kamu politikası aracı olarak göç mevzuatı değerlendirilecek, Türkiye'de göç politikalarının tarihsel gelişimine değinilecektir.Anahtar Kelimeler: Kamu Politikası, Göç Politikası, Göç Yönetimi, Türkiye. Abstract Reviewing public administration literature, despite the fact that there is no consensus over the definition of public policy, public policy might be defined as "every action and inaction of public administrations for a certain issue". Migration governance and policies as the research topics of public policy, which covers an interdisciplinary research areas and as a hot topic recently, is a necessity rather than an alternative to deal with the intense migration wave that Turkey has faced.The purpose of this study is to historically evaluate and analyze Turkey's migration policy after a massive migration wave which transformed Turkey into a central country rather than transit country. In this study, after a conceptual analysis of migration, "governance of migration" in an institutional context and "migration legislation" as a public policy tool will be reviewed and subsequently the historical development of migration policy will be addressed.Keywords: Public Policy, Migration Policies, Migration Governance, Turkey. GirişToplumsal hayatın her alanında kendine yer bulan kamu politikaları ülkelerin kamu yönetimlerinin işleyişinde eşitlik, şeffaflık, hesap verilebilirlik ilkeleri çerçevesinde sürdürülebilir bir yönetimin organizasyonu için gerekli olan uygulamalardır. Bu nedenle bazı alanlarda bir politika yapımının ötesinde değerlendirilmesi gereken ve hedef ülkenin konumuna, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal durumuna göre bazen tehdit bazen de fırsat olarak görülen göç olgusu; üzerinde çalışılması gereken ve bir nevi zorunluluk haline gelen önemli kamu politikası alanlarından birini oluşturmaktadır.Ülkelerin göç politikalarını ve göç yönetimini belirlemesindeki en önemli faktörler şüphesiz karşı karşıya kaldığı göç tecrübeleridir. Zamanın getirmiş olduğu sosyal, siyasal ve kültürel bir takım değişimler insanların hayata bakışını da büyük ölçüde şekillendirmekte ve beklentilerin farklılaşmasını sağlamaktadır. Bu bağlamda farklı dönemlerde farklı milletl...
Günümüzde kentsel mekânlarda yaşayan nüfus yoğunluğunun artması beraberinde birtakım sorunları getirmektedir. Ortaya çıkan bu sorunların üstesinden gelmek ve kentsel yaşam alanlarının daha yaşanabilir kılınması adına kentsel yaşamda bilgi iletişim teknolojilerinin yenilikçi bir anlayışla kullanılmaya başlanması "akıllı kent" kavramını gündeme getirmiştir. Akıllı kent kavramının tanımlamaları dikkate alındığında literatürde genel kabul görmüş ortak bir tanımı olmamakla birlikte, akıllı kent, kent yaşamıyla ilintili, çevre ve yaşam alanlarındaki performansı bilgi iletişim teknolojileri vasıtasıyla ileriye taşımaya çalışan bir anlayışı ifade etmektedir. Bilgi iletişim teknolojilerinin kullanılması kentlerin akıllı bir yapı kazanma, politika oluşturma ve büyümeyi organize etme gibi fonksiyonlarında çeşitli roller üstlenmesini mümkün kılmaktadır. Ayrıca akıllı kent uygulamaları ile kent sakinlerine sunulacak kentsel hizmetlerin kaynaklarının en iyi şekilde kullanılmasını sağlayarak, yönetme ve uygulama konusunda ve kent sakinlerinin kente adaptasyonunu mümkün kılacak stratejiler de sunmaktadır. Ancak akıllı kent uygulamalarının başarıya ulaşabilmesi ve kentin akıllı bir yapı kazanabilmesi akıllı kent teknolojilerinin kent sakinleri tarafından benimsenmesi ile yakından ilişkilidir. Bu bağlamda çalışmanın temel amacı; akıllı kent kavramının analizini yaparak, kentlerin akıllı kentlere dönüşümünde yönetişim, birey, ulaşım gibi akıllı kent bileşenlerini içeren, kent sakinleri tarafından benimsenebilecek akıllı kent teknolojilerinin neler olabileceğini incelemek olarak belirlenmiştir. Çalışma nitel bir yöntemle ele alınıp oluşturulacaktır. Bu doğrultuda çalışmada akıllı kentler açısından iyi örnekler arasında gösterilen Barcelona'daki akıllı kent uygulamaları incelenip, Konya'da bu konuda yapılan çalışmaların hangi aşamada olduğu tespit edilmeye çalışılacaktır.
The results of different studies on trust on judiciary show increasing distrust of the citizens' and the very low level of trust in Turkey. It is stated that the lack of trust stems from many reasons. In this context, the subject of this study is to identify the level of trust in judiciary in Turkey. The study examines the trust in judiciary from the perspective of the citizens and also tries to measure their perceptions and attitudes on this subject. For the purposes of the Study, a survey is preferred to measure the Turkish citizens' level of trust in judiciary and the main factors affecting the trust. The survey is conducted through face to face interviews with 2000 participants in 26 cities, 83 districts and 382 neighborhood units in Turkey from February 23 to March 23 in 2015.
ÖzDoğu Akdeniz, büyük ve bölgesel aktörlerin jeopolitik konumdan kaynaklanan güç mücadeleleri ve doğal gaz kaynaklarına sahip olma isteği, ayrıca Asya ve Afrika'dan Avrupa'ya insani geçiş koridoru olarak kullanılabilmesi açısından adeta pandoranın kutusunun açılmasına aday durumdadır. Devletler dışında terör örgütlerinin bölgede cirit atması ve alan hâkimiyeti kurmaya çalışması da bölgenin kaynayan kazan olmasına vesile olan diğer bir nedendir. Rusya ve ABD'nin Suriye politikası, PYD terör örgütünün Akdeniz'e açılmaya yönelik çabaları, Mısır, Güney Kıbrıs ve İsrail gibi aktörlerin doğal gaz kaynakları sahipliği üzerinden bölgeyi ısıtma çabaları, Doğu Akdeniz'i büyük ve çeşitli unsurlardan müteşekkil bir alev topuna dönüştürme potansiyelini her geçen gün daha da güçlendirmektedir. Bölgesel bir güvenlik örgütü olan NATO, ilk defa Akdeniz'e kıyısı olan ve sorumluluk alanı dışındaki bir ülke olan Libya'ya müdahale etmiştir. Kuzey Afrika'nın en kıymetli petrol yataklarına sahip Libya dağılma sürecine girerek De Facto olarak bölünen ülke, aynı zamanda DEAŞ için de bir mücadele alanı olmuştur. Bölgede başlayan "Arap Baharı" yeniden bir bölgesel dizayna vesile olmuş, Mısır, Tunus, Libya gibi bazı ülkelerdeki iktidarlar değişmiştir. Bölgede Asya ve Afrika kökenli sığınmacı/göçmen sorunu koca Akdeniz'i İtalya ve Yunanistan üzerinden Avrupa'ya geçmek amacıyla adeta bir "sığınmacı denizine" dönüştürmüştür. Bu bağlamda çalışma Doğu Akdeniz'in politik, sosyal ve ekonomik güncel dönüşümlerine ve bu dönüşümlerin arka planındaki nedenlere odaklanmıştır. AbstractStemming from powerful countries and regional powers' both geopolitical position in East Mediterranean and having reserves of natural gas in itself being just in between the corridor of people who are willing to pass to Europe from Asia and Africa is standing as candidate for waiting The Pandora's Chest to be opened. Apart from the countries in the region; terrorist organizations are wandering in the region who are trying to make use of the atmosphere and dominate the area also cause the region to be in a big turmoil. USA and Russia's Syria Politics, their extensive struggle for PYD terrorist organization to have gate to Mediterranean, and acting countries in the region such as: Egypt, South Cyprus and Israel's initiate to dominate natural gas reserves in the region each day gives a start the tension of the atmosphere get higher and turn it into a potential fire ball composed of big and varying instruments in the region. NATO which is regional security organization, for the first time interfered a country Libya who is out of its area of responsibility and has a border in Mediterranean. Libya who has the most valuable petroleum reserves in North Africa is now i n partition. The country which is divided as De Facto has also become an area of combat area for terrorist organization DEAŞ. "Arabian Spring" which is started in the region again led new regional design and change of governments in Egypt, Tunisia, Libya. Asian and African origin refugees' problems in the region led ...
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.