BACKGROUND: The goal of this study was to measure an adverse event rate and determine the potential usefulness of the Institute for Healthcare Improvement's Global Trigger Tool (GTT). Besides using the GTT to measure the adverse event rate, a comparison was also made with the internal Voluntary Reporting Notification System (VRNS) to identify and compare the strengths and weaknesses of the two approaches. METHOD: Retrospective data were collected from reported patient safety incidents covering a one-year period at Duzce University Hospital, Turkey. Using a range of selection criteria, a total of 219 patient records were selected and then reviewed by a trained GTT team, to investigate the positive triggers in the content of the patient records. RESULTS: It was determined that adverse events per 1000 patient days totalled 80.72. Adverse events per 100 admissions were 29.39, and the rate of admissions with adverse events was 16.67%. The comparison between the GTT and the VRNS showed that the GTT is 19 times more sensitive than the VRNS in the adverse event evaluation process. CONCLUSION: This is the first published study of the rate of adverse events in a Turkish healthcare setting using the GTT. It was found that the GTT was applicable in this setting, yielding more accurate measurement of the adverse event rate. However, the content of the GTT should be adjusted regarding the standards and documentations used in the Turkish healthcare system to be more useful.
Bu araştırmanın amacı, Batı Karadeniz Bölgesi ve Doğu Marmara Bölgesi'ndeki araştırma hastanelerinde cerrahi dumanın etkileri ve korunmaya yönelik alınan önlemlerin incelenmesidir. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan araştırma 1 Nisan-30 Haziran 2015 tarihleri arasında dört eğitim ve araştırma hastanesinin ameliyathanelerinde çalışan hemşirelerle gerçekleştirildi (n=105). Araştırma verileri, hemşirelerin sosyo-demografik ve çalışma özellikleri, cerrahi duman riskleri ve bu risklerden korunmaya yönelik aldıkları önlemleri içeren 15 sorudan oluşan veri toplama formu ile toplandı. Veriler sayı, yüzde, ortalama, standart sapma gibi tanımlayıcı istatistiklerle değerlendirildi. Bulgular: Yaş ortalaması 34,61±5,83 olan hemşirelerin ameliyathane ortamında cerrahi dumana maruz kalmaya bağlı baş ağrısı (%61,9), baş dönmesi (%32,4), gözlerde sulanma (%54,3), boğazda yanma (%43,8), öksürük (%41,0) gibi sorunlar yaşadıkları belirlendi. Hemşirelerin %90,5'i çalıştıkları ameliyathanelerde genel havalandırma sisteminin olduğunu, %89,5'i duman tahliye cihazının olmadığını, cihaz bulunan ameliyathanelerde çalışan hemşirelerin ise sadece %45,5'i cihazın kullanıldığını ve %72,4'ü cerrahi duman çıkaran aletler üzerinde filtre olmadığını ya da varsa bilmediklerini belirtti. Katılımcıların %96,2'si cerrahi dumandan korunmak için ameliyathanelerinde mevcut bir protokolün olmadığını ya da böyle bir protokol varsa da bilmediklerini belirtti. Cerrahi dumandan korunmak için hemşirelerin %85,7'sinin cerrahi maske kullandıkları belirlendi. Sonuç: Ameliyathanelerde cerrahi dumandan korunmaya yönelik alınan önlemlerin yetersiz olduğu ve hemşirelerin buna bağlı semptomlar yaşadığı görüldü. Ameliyathanelerde cerrahi dumandan korunmaya yönelik önlemlerin alınması ve yazılı protokollerin oluşturulması önerilmektedir.
ÖZET Amaç: Bu çalışma, hemşirelik öğrencilerinin yeme tutumları ve obsesif-kompulsif belirtilerini değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi. Yöntem: Çalışma, bir vakıf ve bir devlet üniversitesinde, Şubat-Mart 2013 tarihleri arasında, çalışmaya katılmayı kabul eden 270 hemşirelik öğrencisi ile yapıldı. Sosyo-demografik özellikleri içeren soru formu, Maudsley Obsesif Kompulsif Soru Listesi (MOKSL) ve Yeme Tutumu Testi (YTT) kullanılarak toplanan verilerin analizi bilgisayar ortamında parametrik ve nonparametrik testler kullanılarak yapıldı. Bulgular: Yaş ortalaması 20.89±1.54 olan öğrencilerin %88.1'i kadın, %33.7'si 3. sınıf, %32.2'si 2. sınıf, %67.8'i devlet üniversitesinde öğrenim görmektedir. Beden kitle indeksi ortalaması 21.48±3.12 olan öğrencilerin %75.9'u normal, %12.2'si kilolu+obez, %11.9'u zayıftır. YTT toplam puan ortalamasının 15.66±8.50 olduğu ve öğrencilerin %5.6'sında yeme bozukluğu olduğu belirlendi. MOKSL toplam puan ortalaması ise 15.46±5.65 idi. Cinsiyet, öğrenim görülen okul, kalınan yer ve anne-baba eğitim düzeyinin öğrencilerin yeme tutumlarını ve obsesif-kompulsif belirtilerini etkilemediği görüldü (p>0.05). Beden kitle indeksine göre kilolu+obez olanların, normal olanlara göre YTT puanları anlamlı düzeyde yüksekti (p=0.049). Öğrenim görülen sınıflar ile MOKSL toplam (p=0.004), kontrol etme (p=0.005) ve yavaşlık (p=0.009) alt boyutlarında anlamlı fark vardı. MOKSL toplam puanının, gelir düzeyi (p=0.009) ve yaş (p=0.001) ile negatif yönde ilişkili olduğu belirlendi. Ayrıca, öğrencilerin YTT puanları ile MOKSL toplam (p=0.001) ve kontrol etme (p=0.001), yavaşlık (p=0.001), ruminasyon (p=0.001) alt boyutları arasında çok zayıf düzeyde pozitif korelasyon olduğu görüldü. Sonuç: Obezitenin yeme tutumuyla ilişkili olduğu, öğrenim görülen sınıfın, yaşın, aile gelir düzeyinin öğrencilerin obsesif-kompulsif belirtilerini etkilediği, yeme davranışı bozuldukça obsesif kompulsif belirtilerin görülme düzeyinin arttığı sonucuna varıldı.Anahtar kelimeler: Hemşirelik, obsesif kompulsif belirtiler, öğrenci, yeme bozukluğu ABSTRACT Objective: This study was carried out to evaluate eating attitudes and obsessive-compulsive symptoms of nursing students. Method: This study was performed with 270 nursing students between FebruaryMarch 2013, in a foundation university and a state univesity. Analyses of datas, which were collected using social-demographics questionnaire form, Maudsley Obssesive-Compulsive Question Form and Eating Attitudes Test, were performed with parametric and non-parametric tests. Results: Mean age of participants was 20.89±1.54, 88.1% were women, 33.7% were student in third class, 32.2% were student in second class and 67.8% were having education in state university. Mean body mass index was 21.48±3.12 and according to weights 75.9% were normal, 12.2% were obese, 11.9%were weak. Mean score for EAT was 15.66±8.50 and %5.6 of students have eating disorder. Mean score for MOCQ was 15.46±5.65. It was noted that eating attitudes and obssesive-compulsive signs were not effected b...
This study aimed to determine the beliefs, attitudes, and phobias of nursing students about obese individuals. Design and Method: This descriptive and cross-sectional study involved 658 students from the nursing department of a Turkish university. Data collection tools were the Fat Phobia Scale (FPS), Turkish Attitudes toward the Obese Persons Scale (T-ATOP), and Turkish Beliefs about Obese Persons Scale (T-BAOP).Findings: Students had moderate levels of fat phobia and attitudes towards obese individuals and they believed obesity is controlled by individuals.Practical Implications: Fat phobic attitudes of nursing students should be prevented and positive beliefs and attitudes should be developed.
Objectives: This study was conducted to determine the level of knowledge of nursing students about palliative care. Methods: The descriptive study was conducted with 324 graduate students who received training at a state university. Data were collected by using a questionnaire prepared by the researchers to determine the students' level of knowledge about palliative care and the notion of death. The analysis was performed using parametric and non-parametric tests on computers. Results: The average age of students was 20.56 ± 1.39, 82.7% of them were female, 16.4% graduated from Healthcare Vocational High School, and 40.1% of them were second grade students. The average palliative care knowledge score of students was calculated as 70.54 ± 11.01. The knowledge scores of female students were significantly higher than male students (p = 0.001), and the scores of the third-and fourth-year students were significantly higher than the second-year students (p = 0.001). The palliative care knowledge scores of the respondents who defined the concept of death as "a new beginning for eternal life, rebirth" were significantly lower than those who defined it as "the end of life" (p = 0.02). Conclusions: It was found that the average palliative care score of students is above the intermediate level, and the scores are affected by gender, level of knowledge, age, grade, having received palliative care training, having provided care to patients in the terminal stage and defining ways of death.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.