The aim of this study was to determine the relationship between school principals' ethical leadership behaviour and positive climate practices. Research sample consisted of 383 teachers working at schools affiliated to the Ministry of National Education in 2014-2015 academic year. This research was designed according to the relational model. Data was collected by using "Ethical leadership" and "Organizational climate" scales. The results of the research suggested that according to their perceptions, teachers respond to the ethical leadership levels of the school principals at the level of "I disagree" and to the positive climate practices at the level of "I partially agree". It has also been established that female teachers found principals' ethical leadership levels and positive climate practices higher than male teachers. The principals' ethical leadership behaviours and positive climate practices did not show a significant difference in teachers' seniority, age and years working with principal. A high level of significant positive relationship was found between the school principals' ethical leadership levels and positive climate practices. In conclusion, it may be important for positive climate practice at school to raise the levels of ethical leadership behaviour of school principals. This may influence both the academic and social achievement of the students and behaviour of the teachers.
Bu araştırmada öğretmenlerin çokkültürlülüğe yönelik algıları ile sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışlarına yönelik tutumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma betimsel nitelikte olup tarama modeline göre desenlenmiştir. Araştırma örneklemini 2017-2018 eğitim-öğretim yılında İstanbul'un Esenyurt ilçesinde ilkokul ve geçici eğitim merkezlerinde görev yapan ve kolay ulaşılabilir örnekleme yöntemi ile belirlenmiş olan 192 öğretmen oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama araçları olarak Ayaz (2016) tarafından geliştirilen "Çokkültürlülük Algı Ölçeği" ile Tanhan ve Şentürk (2011) tarafından geliştirilen "Sınıf İçi İstenmeyen Öğrenci Davranışlarına Yönelik Öğretmen Tutumları Ölçeği" kullanılmıştır. Verilerin analizi SPSS v.22 ile gerçekleştirilmiştir. Analizler sonucunda öğretmenlerin çokkültürlülüğe ilişkin genel olarak olumlu algıya sahip oldukları belirlenmiştir. Fakat sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışlarına yönelik öğretmen tutumlarında ise olumsuz yönde bir eğilim tespit edilmiştir. Öğretmenlerin çokkültürlülük algılarının cinsiyet, görev yapılan kurum, yurtdışında bulunma deneyimi, mülteci/göçmen/sığınmacı öğrencilere yönelik hizmet içi eğitim alma durumu, meslekî kıdem yılı ve öğretim yapılan sınıftaki öğrenci mevcuduna göre anlamlı bir şekilde farklılaşmadığı ancak Türkçeden başka bir dili konuşabilenlerin lehine anlamlı bir şekilde farklılaştığı belirlenmiştir. Sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışlarına yönelik öğretmen tutumlarının ise Türkçeden başka bir dili konuşabilenlerin konuşamayanlara ve meslekî kıdem yılı 6-10 yıl arasında olanların 11-15 yıl arasında olanlara göre anlamlı bir şekilde farklılaştığı; diğer değişkenlerde herhangi anlamlı bir farklılaşmaya rastlanmadığı görülmüştür. Son olarak öğretmenlerin çok kültürlülük algıları ile sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışlarına yönelik tutumları arasında anlamlı bir ilişki olmadığı tespit edilmiştir. Bu konuda öğretmen tutumlarının belirlenebilmesi için farklı veri toplama yöntemlerinin de işe koşularak daha kapsamlı araştırmaların yapılması önerilmektedir. Ayrıca öğretmenlerin sınıf içi istenmeyen öğrenci davranışlarına yönelik olumsuz tutuma sahip olmalarının altında yatan nedenler daha derinlemesine incelenebilir. Çokkültürlü sınıflarda görev yapan ve meslekteki ilk yılları olan öğretmenlere, istenmeyen öğrenci davranışlarına yönelik problemleri önleyebilmeleri için birtakım hizmet içi eğitimler de düzenlenebilir.
Bu araştırmada okul öncesi ve sınıf öğretmenlerinin hayat boyu öğrenme ve uzaktan eğitime yönelik tutumları incelenmiştir. Araştırma nicel araştırma yöntemlerinden tarama modeli ile desenlenmiştir. Araştırmanın örneklem grubunu İstanbul’un bir ilçesindeki kamu ilkokullarında ve bu okullar bünyesinde hizmet veren anasınıflarında görev yapan 398 öğretmen oluşturmuştur. Veri toplama araçları olarak “Yaşam Boyu Öğrenme Tutum Ölçeği” ve “Öğretmenlere Yönelik Uzaktan Eğitim Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizinde SPSS 22 paket programı ve DFA için ise AMOS programı kullanılmıştır. Gerçekleştirilen analizlere göre öğretmenlerin hayat boyu öğrenme tutum düzeyleri yüksek ve uzaktan eğitime yönelik tutum düzeyleri ise düşük olarak bulunmuştur. Ayrıca öğretmenlerin hayat boyu öğrenme ve uzaktan eğitime yönelik tutum düzeylerinin cinsiyet, branş ve meslekî kıdeme göre anlamlı bir şekilde farklılaşmadığı ortaya çıkmıştır. Fakat öğretmenlerin hayat boyu öğrenme tutum düzeylerinin Öğrenme İsteksizliği boyutunda kadın ve okul öncesi öğretmenlerinin lehine anlamlı bir şekilde farklılaştığı belirlenmiştir. Bu bağlamda erkek ve okul öncesi öğretmenlerinin öğrenme isteksizliklerinin azaltılması yönünde kendilerine hizmet içi eğitim verilmesi; ayrıca bu öğretmen gruplarının öğrenme isteksizlikleri altında yatan sebeplerin nitel araştırmalarla incelenmesi önerilmektedir.
Background and Purpose: The development of research knowledge, skills, and attitudes among postgraduate vocational-health education students is a crucial outcome of their degree program. This study focuses on the research competences of vocational-health education students and their use of web 2.0 technologies to enhance research productivity. The study employs the Vitae Researcher Development Framework (RDF) and examines the use of web 2.0 technologies. Method: The study surveyed 390 postgraduate vocational-health education students enrolled in universities in Pakistan. Of the participants, 50.5% were male, 49.5% were female, 45.1% were from private universities, and 54.9% were from public sector universities. Moreover, 68.2% were Master’s students, while 31.8% were doctoral students. The data were analyzed through both symmetrical and asymmetrical modeling techniques, including Partial least square equation modeling (PLS-SEM) and fuzzy set Qualitative Comparative Analysis (fsQCA), to measure the direct and indirect specific relationships among the constructs. Results: The results confirmed that research competences and web 2.0 technologies have a direct effect on research productivity. Furthermore, the results revealed that web 2.0 technologies mediate in the relationship between research competences and research productivity. Conclusions: The study concludes that research competences and web 2.0 technologies predict research productivity. Additionally, web 2.0 technologies have an intervening role in the relationship between research competences and research productivity during the COVID-19 pandemic emergency. Implications: This study highlights the broader implications for health education policymakers and institutions to include web 2.0 technologies in their development plans. Future studies can develop web 2.0-based instructional strategies for the professional development of advanced vocational-health education researchers. Originality: This study contributes to the knowledge of research competences, web 2.0 technologies, and research productivity for vocational-health education researchers.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.