Summary Background Coronavirus disease 2019 (COVID-19) is an acute inflammatory respiratory disease. Osteopontin (OPN) is a glycoprotein expressed in various cell types, such as bone, immune, smooth muscle, epithelial and endothelial cells. It also acts as a regulator of immune response. The aim of the present study was to reveal the place of serum osteopontin levels in predicting severity among patients with COVID-19. Methods This study included 84 patients, 43 female and 45 male. Patients were divided into 2 groups, group 1 non-severe group ( n : 48), group 2 severe ( n : 40). Demographic data, neutrophil, lymphocyte, platelet, white blood cell counts, albumin, procalcitonin, C‑reactive protein (CRP) and OPN levels were recorded. The OPN levels and these inflammatory parameters of the two groups were compared. Results There were no significant differences in terms of gender (female/male 25/23 vs. 18/22) and platelet count (178 K/μL vs. 191 K/μL) between the groups ( p > 0.05). Ages (57.7 ± 17.0 years vs. 71.4 ± 12.8 years), procalcitonin (0.07 vs. 0.24 ng/mL), CRP (17 vs 158 mg/l), neutrophil count (3.7 vs 5.64 K/μL), WBC counts (5.38 vs 7.85 K/μL) and number of deaths (0 vs 26) ( p < 0.001). The OPN levels (98.5 vs 13.75 ng/mL, p = 0.002) were found to be statistically higher, in group 2 than group 1. Conclusion The present study showed that OPN can be used to predict the severity in patients with COVID-19.
Sepsis is a systemic inflammatory response syndrome that causes lifethreatening tissue and organ dysfunctions caused by endogenous mediators in response to infection. 1 The inflammatory response initiated by cytokines is clinically manifested by various biological responses such as hypotension, vasoconstrictor agents, vascular hyporeactivity and septic shock. More than 30 million cases of sepsis are reported annually around the world, despite progress in the clinical management of sepsis, sepsis morbidity and mortality rates still remain high. 2 Especially comorbid liver dysfunction during sepsis is closely related to high mortality in patients. 3,4 The liver immune response in sepsis is responsible for the removal of endotoxins, it can also cause immune system suppression and organ damage because of uncontrolled inflammation. 4
Amaç Tıbbi Biyokimya lisans dersi ile ilişkili mevcut eksikliklerin tespit edilmesi, yeni eğitim stratejilerin geliştirilmesi ve lisansüstü Tıbbi Biyokimya eğitimine olan yönelimin artırılması amacıyla bu çalışmayı planladık. Gereç ve YöntemBu çalışmada 279 (Dönem-I(D-I)' den 106, Dönem-II(D-II)' den 99 ve Dönem-III(D-III)'ten 74) tıp fakültesi öğrencisine yüz yüze soru sorma tekniği kullanılarak anket uygulanmıştır. Anket soruları "Mezuniyet Öncesi Tıbbi Biyokimya Eğitimine İlişkin Tutum Ölçeği" ne ait 20 ve sosyodemografik özellikleri sorgulayan 11 olmak üzere toplam 31 sorudan oluşmaktadır. Ölçeğin 9 maddesi önem, 7 maddesi ilgi ve 4 maddesi ise memnuniyet alt boyutunu sorgulamaktadır.Bulgular D-I, D-II ve D-III öğrencilerinin anket puan ortalamaları sırasıyla 63.52±12.56, 58.11±13.62, 69.09±11.00 bulundu. Toplam ve alt boyut puanları dönemlere göre karşılaştırıldığında D-I ve D-II arasında önem, ilgi ve toplam puanda; D-I ve D-III arasında önem puanında; D-II ve D-III arasında ise önem, ilgi, memnuniyet ve toplam puanda anlamlı fark saptandı (p<0.05).Sonuç D-III'ün önem ve memnuniyet alt boyut puanlarının hem D-I hem de D-II' den yüksek bulunmasını, öğrencilerin D-III'te biyokimyanın teorik konularının klinik kullanımda ve hekimlik hayatındaki önemini kavrayacak bilgi düzeyine erişmeleri ile ilişkilendirmekteyiz. Bu nedenle biyokimya dersinin klinikle ilişkisini kurabilmeleri için öğrencilere seviyelerine uygun olarak klinik biyokimya konularına değinmenin, ilgi ve memnuniyetlerini artırabileceğini düşünüyoruz. Ayrıca bu uygulamanın Tıbbi Biyokimya ders içeriğine hem teorik hem de pratik olarak katkı sağlayacağı kanısındayız.
In this study, we aimed to evaluate the relationship between thiol-disulfide homoeostasis and hemogram parameters in COVID-19 patients. Methods: Total thiol(TT), Native thiol(NT), dynamic disulfide status(DDS), DDS/NT, DDS/TT, NT/TT ratio and CBC parameters were analyzed in 68 patients with positive COVID-19 and 31 healthy individuals. Results: TT, NT, DD, hemoglobin and hematocrit levels were higher in the control group than in patient groups. TT, NT, DD and lymphocyte levels of COVID-19 patients treated in medical floor were higher than those treated in intensive care unit; WBC, neutrophil and NLR were low(P<0.05).PLR was higher in intensive care patients compared with the control group(P<0.05).COVID-19 patients who did not need mechanical ventilation were retrospectively evaluated according to their mortality. TT, NT, DDS and lymphocyte levels were higher; WBC, Neutrophil, PLR and NLR were lower(P<0.05) in survivors. The diagnostic performance of TT, NT and DDS levels to define requirement of intensive care treatment in COVID-19 patients were evaluated by using Receiver Operating Characteristic (ROC) curve analysis. By using ROC analysis, the optimum cut-off points for of TT, NT and DDS levels showed high sensitivity and specificity for requirement of intensive care treatment(P<0.05). Conclusions: According to our results, it has been observed that the thiol-disulfide balance is disrupted In COVID-19 patients. It may be beneficial to monitor the thiol-disulfide balance in the follow-up and treatment of the patients.
Bu çalışmada, yüksek numune ret oranına sahip acil servisteki venöz numune alımında yapılan hataları yerinde tespit edip, gerekli düzelteci önleyici faaliyetleri planlamak amaçlandı. Prospektif tipteki bu çalışma için acil serviste çalışan kan alma personelleri Türk Biyokimya Derneği Venöz Kan Alma (Flebotomi) Kılavuzu'na göre 28 maddeden oluşan bir çizelge kapsamında kan alma işlemi (flebotomi) sırasında ikişer defa gözlendi. Elde edilen veriler SPSS 20.0 programı ile değerlendirildi. Flebotomi işlemlerinin %92.5'inde turnike kullanıldığı (%9.7'sinde turnike süresinin 2 dakikayı aştığı) ve işlemlerin %70.1'inde de hastanın elini yumruk yapmasının istendiği gözlendi. Kan alma işleminin %68.7'sinde enjektör kullanıldığı, enjektörle alınan numunelerin %46.7'sinde de enjektörün tüpe saplanarak kanın boşaltıldığı gözlemlendi. İşlemlerin %36.6'sında tüplerin dolum çizgisine uyulmadığı, %22.3'ünde tüplerin alt üst edilmediği ayrıca flebotomistlerin %37.3'ünün de kan alma sırasında tüp sırasına dikkat etmediği gözlendi. Yoğun iş yükü ve personel değişim sıklığı da göz önüne alındığında sürecin düzenli olarak takip edilmesi ve ihtiyaç duyulan eğitimlerin tekrarlanması gerekmektedir. Bu amaçla, hatalı süreçlerden oluşacak iş yükü, zaman ve maliyet kayıpları birim sorumlularına anlatılmalıdır. Ayrıca personellerin hizmet içi eğitiminin yerinde gözlemlenerek değerlendirilmesi yönünde prosedürler oluşturulmaktadır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.