Öz Hemşirelerde performans konusu sağlık sektörü içerisinde incelenen konuların başında gelmektedir. Son yıllarda tüm sektörlerde olduğu gibi sağlık sektöründe de inovasyon konusu incelenmekte ve inovasyon ile performans arasındaki ilişki tespit edilmeye çalışılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, hemşirelerin inovatif yaklaşımlarının çalışma performansları üzerine etkisinin olup olmadığını tespit etmektir. Araştırmanın evrenini Şanlıurfa ili Merkezde yer alan 3 hastanede çalışan yaklaşık 2.150 hemşire oluşturmaktadır. Basit tesadüfi örneklem yoluyla 0,95 güven aralığında araştırmanın örneklemi 326 olarak tespit edilmiştir. Araştırma 07.06.2019-22.09.2019 tarihleri arasında yapılmış ve araştırmaya 414 hemşire anket doldurarak katılmıştır. Elde edilen bulgulara göre çalışan performansının güvenirliliği, 843, inovasyon ölçeğinin güvenirliliği ise, 887 olarak tespit edilmiştir. Araştırmada kullanılan inovasyon ve performans ölçekleri arasındaki korelasyon katsayıları istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Ayrıca araştırmada tespit edilmeye çalışılan inovasyonun peformans üzerindeki etkisini tespit etmek amacıyla yapılan standart regresyon katsayısına göre inovasyon değişkenindeki 1 birim artışın çalışan performansı değişkeninde 0,486 birim artışa neden olması beklenmektedir.
Bu araştırmanın amacı, bir kadın hastalıkları ve doğum hastanesine terapötik abortus nedeniyle yatırılan kadınların yaşadıkları durumluk-süreklik anksiyete düzeylerinin belirlenmesidir. Araştırmanın verilerinin toplanmasında kadınların sosyo-demografik ve obstetrik özelliklerini sorgulayan 40 sorudan oluşan kişisel bilgi formu ile Spielberger ve arkadaşları tarafından geliştirilmiş olan Durumluk-Sürekli Anksiyete Envanteri kullanılmıştır. Araştırmada terapötik abortus yapılan kadınların durumluk anksiyete puan ortalaması 55,77±9,62, sürekli anksiyete puan ortalamaları ise 48,11±7,20 olarak bulunmuştur. Araştırmada ayrıca, STAI TX-I ve II puanları ile kişilerin ve eşlerinin yaşları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon bulunmamıştır (p>0,05). Ancak durumluk anksiyete puanı ile süreklik anksiyete puanları arasında %36,4 düzeyinde pozitif yönde bir anlamlı ilişki bulunmuştur (p<0,01). Sonuç olarak araştırmamızda; terapötik abortus olan kadınların orta düzeyde anksiyete yaşadıkları, durumluk anksiyete puanlarının süreklik anksiyete puanlarına oranla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Sosyo-demografik özelliklerden çalışma durumu ile eğitim durumunun kadının durumluk anksiyete düzeyine, gebelik boyunca sorun yaşama ile kürtaj sayılarının süreklik anksiyete düzeyine etki ettiği görülmüştür.
Bu çalışma mevsimlik tarım işçisi evli kadınların çocuk yapma hakkında düşüncelerini ve aile planlamasına yönelik bilgi ve uygulamaların belirlenmesi amacıyla kesitsel tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Kesitsel nitelikte olan bu araştırmanın örneklemi mevsimlik tarım işçisi olarak Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında Şanlıurfa'ya gelen 300 kadından oluşmuştur. Araştırmanın verileri sosyo-demografik özellikleri ile aile planlamasına yönelik bilgi ve uygulamaları çıkaran soru formu toplanmıştır. Verileri SPSS paket programında tanımlayıcı isitatistik ve ilişki testi olarak ki-kare analizi kullanılmıştır. Araştırmaya katılan kadınların % 79,0'ının 35 yaş ve daha küçük olduğu, % 31,3'ünün okuryazar olmadığı, % 34,3'ünün ise okuryazar olduğu saptanmıştır. Eşlerinin eğitim durumu ise okuryazar olmayan eş oranı % 4,3 ve okuryazar olan eş oranı ise % 19,7'dir. Eşlerinin % 63,7'sinin esnaf yada işçi olduğu belirtilmiştir. Kadınların % 69,7'sinin 5 yıl ve daha fazla evli olduğu, % 77,3'ünün 20 yaş ve daha küçük evlendiği, % 61,0'ının 20 yaş ve daha küçük hamile kaldığı, % 79,9'unun 2 ve daha fazla çocuğu olduğu görülmüştür. Kadınların bilgi durumlarına bakıldığında ideal çocuk yapma yaşının % 40,7'sinin 20 yaş olduğu, ideal çocuk sayısının % 39,0'ının 4 çocuk olduğu, % 42,0'ının iki gebelik arası sürenin 2 yıldan az olması gerektiğini ifade etmişlerdir. Aile planlaması ile ilgili bilgiyi 58,3'ü eğitim aldığı, eğitim aldığı kişi olara % 43,3'ünün ebe ve hemşire olduğu görülmüştür. Kadınların en çok bildiği aile planlaması yöntemi % 87,3 ile doğum kontrol hapı olduğu, en çok kullanılan yöntemin yine hap olduğu saptanmıştır. Kadınların geri çekme ve vajinal duş yöntemlerini yarıya yakını bildiği ve kullanma oranlarının % 30'larda kaldığı belirtilmiştir. Kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe aile planlaması hakkında eğitim alma oranı artmaktadır (p<0,05). Aile planlaması hakkında eğitim alan kadınların, aile planlamasını doğru bilme ve uygulama düzeyi artmaktadır (p<0,05). Sonuç olarak mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan evli kadınların aile planlamasına yönelik bilgi ve uygulamaların istenilen seviyede olmadığı, erken evlilik ve gebe kalmanın bu grupta fazla görüldüğü, çok ve sık doğumlardan dolayı kadının sağlığı olumsuz etkilendiği saptanmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.