Amaç: Bu araştırmanın amacı Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu son sınıf öğrencilerinin iş bulma endişelerini, etkileyen faktörleri ve umutsuzluk düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Araştırmanın örneklemini Artvin Çoruh Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunda okuyan son sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Çalışmaya dahil edilen 230 öğrenciye tanıtıcı özelliklerini belirleyen anket formu ve Beck Umutsuzluk Ölçeği uygulanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS 16.0 paket programı kullanılmıştır. Veriler sayı ve yüzde şeklinde ifade edilmiştir. Sayısal verilerin değerlendirilmesinde T-testi ve Anova kullanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin % 40'ı ilk ve acil yardım, %33,5'i çocuk gelişimi, %11,7'si eczane hizmetleri ve %14,8'i yaşlı bakımı programı öğrencisidir. Program seçim kararını kendisi vermiş, 24 yaş ve üzerinde olan iş bulma süresinin 6 aydan kısa olacağını ifade eden öğrencilerin toplam umutsuzluk puanlarının anlamlı derecede düşük olduğu bulunmuştur. Katılımcıların %45,7'si öğrenim gördüğü programın, idealindeki program olduğu, %63,5'i programa ilgi duyduğu ve %25,2'si de diploma sahibi olmak için tercih ettiğini belirtmiştir. Sonuç: Son sınıf öğrencilerinin iş bulmaya yönelik umutsuzluk düzeylerinin bazı değişkenlere göre anlamlı derecede farklılık gösterdiği bulunmuştur. Umutsuzluk puanlarının programlar arasında farklılığa yol açmadığı görülmektedir. Cinsiyet faktörünün ve öğrencilerin barındığı yerlerin toplam umutsuzluk puanına anlamlı şekilde etki etmediği görüşmüştür. Öğrencilerin tahmini iş bulacaklarını düşündükleri süre uzadıkça toplam umutsuzluk puanlarında da artış olduğu görülmüştür.
Objectives: While higher education institutions were looking for a solution to the problems with distance education, students' perceptions of distance education became a matter of curiosity. This study was conducted to evaluate the students' attitudes studying in the First and Emergency Aid Program towards distance education. Materials and Methods: The research was conducted with the students studying in the First and Emergency Aid Program in the spring semester of the 2019-2020 academic year. In this multicenter study, the "Attitude Scale towards Distance Education" was used. Results: Nine hundred forty-eight students who voluntarily participated in the study answered the questions comprehensively. It was determined that the attitude level of male students (26.4%) participating (m=92.00) was moderate, and the level of attitude of female students (73.6%) (m=81.00) was low (p
Disaster is a natural, technological and human-based phenomenon that requires the coordination of many institutions and organisations and causes physical, economic and social losses for human rights, interrupts normal life and human activities. Biological disasters are situations caused by organic origin or biological carriers. These biological carriers can be disease-bearing microorganisms, toxins, and bioactive products. When this situations occur, many deaths can occur, as well as injuries, illness or health problems. Moreover, these biological factors can turn into agricultural production losses, pasture-grazing diseases, social and economic breakdowns or even an environmental disaster depending on the type. The emergence of all kinds of negative effects of pesticides, the abundance of natural enemies that can be exploited in nature and the increase of environmental awareness should be the reasons for focusing on an environmentally friendly, sustainable and cheap control method such as Biological Control. Entomopathogens used in biological control against insects include bacteria, fungi, viruses, protozoa and nematodes. In terms of biological disasters, insect infestation and epidemic diseases stand out among this group. The most important biological disasters are disasters caused by microorganisms, and COVID-19, which the whole world is trying to deal with today, is a global biological disaster. The epidemic started in Wuhan / China in late 2019 and is now spreading all over the world.
Afetler, savaşlar, siyasi istikrarsızlıklar, ekonomik sorunlar vb. durumlar nedeniyle yerlerinden edilen insanlar hayatta kalmak ya da daha iyi bir yaşam sürebilmek için birtakım eylemlere yönelebilmektedirler. Özellikle savaşların, iç karışıklıkların ve afetlerin tetiklediği sorunlardan bir tanesinin göç hareketliliği olduğu söylenebilir. Bu çalışmada da çeşitli nedenlerle Türkiye’ye gerçekleşen düzensiz göç hareketliliğinin, Türkiye’nin bu konudaki tutumunun ne olduğunun anlaşılması ve bu hareketliliğin afet yönetimi açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada; 2015-2021 yılları arasındaki düzensiz göçmen sayısı incelendiğinde, en fazla göçmen sayısının 2015 yılında (n=91611) olduğu, bunu 2019 yılının (n=60802) ve 2016 yılının (n=37130) takip ettiği tespit edilmiştir. Sonuç olarak; ulusal ve uluslararası göç yönetim mevzuatlarının günün koşullarına uygun şekilde güncelleştirilmesi devam ettirilmelidir. Göçmenlerin sosyal hayata uyumlarının artırılabilmesi için destek programları planlanabilir. Göç hareketliliğinin yönetilebilmesi açısından menşei ülkeler, yatırımlar ve olanaklar noktasında desteklenmeli ve eğitim faaliyetleri sürdürülmelidir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.