The main aim of this study is to investigate the mediator role of perceived social support in the relationship between general causality orientations and locus of control with psychopathological symptoms. Total 751 participants were consisted of 558 female ages between 17 and 36 (Female M = 19.03, SD = 0.09) (74.3%), 192 male ages between 17 and 37 (Male M = 20.71, SD = 0.17) (25.6%) and a participant who did not provide any gender information. We used the General Causality Orientations Scale (GCOS) and Locus of Control Scale (LOCS) in order to understand the basic motivation for the emergence of behavior. Beck depression Inventory (BDI) used to evaluate the psychological symptoms for depression, Maudsley Obsessive Compulsive Inventory (MOCI) for obsessive-compulsive symptomology and Brief Symptom Inventory (BSI) for overall psychological distress and finally to evaluate mediating role of social support used the Perceived Social Support Scale (PSSS). According to the results, having internal locus of control and autonomy orientation have shown positive effect to statistically significant predictors for psychological symptomology, having external locus of control and impersonal orientation have shown negative effect. Perceived social support was found to be suited for the role of partial mediator, and social support from friends was found to have more positive roles than social support from family. In conclusion, exceedingly considerable to conduct further research in order to contribute to the understanding of the mediating role of general causality orientations and locus of control with psychopathology symptomology.
Psikolojik bir yapı olarak önemine rağmen, narsisizmin tanımlanması ve ölçümü farklı çalışmalarda tutarsızlık göstermektedir. Patolojik narsisizmin yapısının tanımlanmasındaki aşırı sınırlılık ve ölçümünün yetersizliği, Pincus ve arkadaşları (2009) tarafından Patolojik Narsisizm Envanterini (PNE) geliştirilmesinde etken olmuştur. Narsistik büyüklenmecilik ve kırılganlığın hem açık hem de örtük ifadelerini değerlendiren yapısıyla bu ölçüm aracı, patolojik narsisizm çok boyutlu ölçülmesine olanak tanımaktadır. Bu çalışmanın amacı PNE'nin Türkçeye uyarlanması, geçerlik ve güvenilirlik göstergelerinin araştırılmasıdır. Yöntem: Patolojik Narsisizm Envanteri'nin Türkçe formu 518 (205 erkek) üniversite öğrencisine uygulanmıştır. Cronbach alfa ve testtekrar test güvenirlik katsayıları hesaplanmıştır. Faktörleri belirlemek için doğrulayıcı ve açımlayıcı faktör analizleri yapılmıştır. Geçerliliğin değerlendirilmesi için Narsistik Kişilik Envanteri (NKE) ve Bell Nesne İlişkileri ve Gerçeği Değerlendirme Ölçeği'nin (BORTTI) Nesne İlişkileri Formu kullanılmıştır. Bulgular: Patolojik Narsisizm Envanteri'nin Cronbach alfa güvenirlik değeri ,93, test-tekrar test güvenirlik kat sayısı r= ,91'dir. Temel bileşenler analizi, varyansın %50,24'ünü açıklayan 6 faktörü ortaya çıkarmıştır. Yapısal eşitlik modeline göre uyum indeksleri geçerli ve güvenilir bir modeli göstermektedir. Analizler NKE ve BORTTI ile anlamlı korelasyon katsayılarını ortaya çıkarmıştır. Sonuç: PNE Türkçe formunun geçerlik ve güvenilirlik göstergeleri kabul edilebilir düzeydedir ve PNE ileri çalışmalar için kullanılabilir.
_____________________________________________________________________________________________________ ÖZ Amaç: Bu araştırmada, davranışın kaynağını kişi içi süreçler ve tercihlerin yanında dış baskı ve zorlama algısına yönelik olarak değerlendirebilen Genel Nedensellik Yönelimleri Ölçeğinin (GNYÖ) Türkiye'de bir üniversite örnekleminde uyarlanması, geçerlilik ve güvenilirlik çalışması yapılmıştır. Yöntem: Bu amaca uygun olarak önce GNYÖ'nün Türkçeye çevirisi beş uzman yargıcının katılımıyla yapılmıştır. Yargıcıların görüşleri doğrultusunda yeniden düzenlenen ölçek Hacettepe Üniversitesi'nde çeşitli bölümlerde öğrenim gören 363 (239 kız, %66.6; 124 erkek, %33.4) katılımcıya uygulanmıştır. Ölçek test-tekrar test güvenilirliği için 51 kişiden oluşan psikoloji bölümü öğrencilerine üç hafta ara ile tekrar uygulanmıştır. Bulgular: Madde analizi, Pearson korelasyonu ve faktör analizi teknikleriyle yapılan analizler sonucunda, ölçeğin son formu elde edilmiştir. GNYÖ'nün özgün formundan farklı olarak her kişilik yönelimini eşit oranda temsil eden 51 madde yerine, ikisi tersine puanlanan 40 madde olarak uygulanmasına karar verilmiştir. Bu son haliyle GNYÖ'nün iç tutarlılık katsayısı 0.81'dir. Geçerlilik sınaması için kullanılan diğer ölçeklerle (Kontrol Odağı Ölçeği, Kısa Semptom Envanteri) korelasyonları 0.10-0.39 arasında, düşük düzeyde ancak kavramsal ilişkileri anlamlı olarak yansıtan değerlerde bulunmuştur. GNYÖ'nün ve alt ölçeklerinin tekrar ölçümle korelasyonu 0.71-0.86 arasında değişmektedir. Sonuç: GNYÖ'nün görece yalın yapıda çıkan faktör örüntüleriyle, üniversite örnekleminde güvenli ve uygulanması kolay, kültürümüze uygun bir araç olduğu görülmüştür. (Anadolu Psikiyatri Derg 2016; 17(Ek sayı.1):100-107) ABSTRACT Objective: The aim of this study was to test the validity and reliability of General Causality Orientations Scale (GCOS) for a Turkish sample, which can evaluate the source of the behavior and internal processes besides the preference for the perception of external pressure and coercion. Methods: Firstly, GCOS was translated in Turkish with participation of five expert judges. Resulting scale were administered to a college sample of 363 participants (239 females, 66.6%; 124 males, 33.4%). A subsample of 51 participants were retest after three weeks for test retest reliability. Results: Based on item analysis, Pearson's correlations, and factor analysis, Turkish form of the GCOS was resultly 40 items with two of them are reversed although original form was 51 items. The internal validity of GCOS is 0.81, and correlations with the other scales (Locus of Control Scale, Brief Symptom Inventory) were between 0.10-0.39 which are low but indicating significant conceptual relations. Test-retest reliability coefficients were between 0.71-0.86. Conclusion: Sufficient reliability and validity indexes and suitability of GCOS in Turkish college sample were discussed.
The main aim of this study was to investigate the mediating role of general causality orientations within Self Determination Theory in the relationship between adult attachment styles and various psychopathological symptoms (depression, OCD symptomology, and general psychological symptoms). Total 750 participants were consisted of 558 female and 192 male. Results of a mediation analysis demonstrated that: autonomy orientation have shown positive effect to statistically significant predictors for various psychopathological symptoms, but having impersonal orientations have shown negative effect. Control orientations have negative effect to statistically significant predictors only for OCD symptomology. Different level causality orientations for each individual was found to be suited for the role of partial mediation this relation, and autonomy orientation was found to have more positive roles than control and impersonal orientations. This relationship is differential with respect to gender effect and anxious or avoidant attachment patterns.
Anahtar kelimeler çevrimiçi psikoterapi, internet, terapist algıları, nitel yöntem, tematik analiz Öz Teknolojinin ve internetin kullanım alanlarının gelişmesi ve artması, psikoterapi uygulamalarının ve ruh sağlığına müdahalelerin yüz yüze yürütülen geleneksel bağlamlarının dışında yeni ve kullanımı giderek yaygınlaşan bir alanın gelişmesine yol açmıştır. Bu çalışmanın amacı da, halen ülkemizde kullanım sıklığı ve alanyazın arka planı sınırlı kalan çevrimiçi yürütülen psikoterapi süreçlerine ilişkin psikoterapistlerin algılarının ve düşüncelerinin değerlendirilmesidir. Araştırmaya, Türkiye'nin farklı illerinde çalışan 39'u kadın (%86.7) ve 6'sı erkek (%13.3) olmak üzere toplam 45 psikoterapist katılmıştır. Elde edilen veriler, bir nitel analiz yöntemi olan 'tümevarımsal tematik analiz (inductive thematic analysis) prosedürü kullanılarak göre analiz edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, Türkiye'deki psikoterapistlerin çevrimiçi psikoterapilere ilişkin algıları sekiz farklı tema altında toplanmıştır. Bu temalar; 1) kaygı uyandıran bir bağlam olarak çevrimiçi psikoterapi, 2) uygun olmayan bir bağlam olarak çevrimiçi psikoterapi, 3) yedek/koşullu bir bağlam olarak çevrimiçi psikoterapi, 4) özel eğitim ve bilgi gerektiren bir bağlam olarak çevrimiçi psikoterapi, 5) suistimale açık bir bağlam olarak çevrimiçi psikoterapi, 6) aksiliklere açık bir bağlam olarak çevrimiçi psikoterapi, 7) ulaşılabilirliği yüksek bir bağlam olarak çevrimiçi psikoterapi ve 8) yüz yüze terapiden farklı olmayan bir bağlam olarak çevrimiçi psikoterapidir. Elde edilen bu bulgular, psikoterapistlerin çevrimiçi terapilerin kullanıma uygun ve kolaylaştırıcı yönlerinin farkında olmalarına rağmen, halen olumsuz özelliklerine yoğun şekilde atıfta bulunduklarına işaret etmektedir. Araştırma sonuçları, hem uygulama hem de araştırma alanlarında psikoterapinin önümüzdeki süreçte nasıl şekillenebileceğine yönelik önemli noktalara dikkat çekmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.