Bu çalışmanın amacı, Türkiye'nin pamuk ve buğday ihracatı rekabet gücünü, uluslararası örgütler olan OECD, AB ve G7 ihracat ortalamaları ile karşılaştırmaktır. Üyeleri ekonomik olarak gelişmiş ülkelerden oluşan bu örgütler ile Türkiye'yi karşılaştırmak, bir anlamda Türkiye'yi gelişmiş ülkelerle karşılaştırmak demektir. Karşılaştırmada Açıklanmış Rekabet Avantajı yaklaşımından yararlanılmaktadır. Analiz, Türkiye ve seçilen uluslararası örgütlerin 2016-2021 dönemine ait Açıklanmış Rekabet Avantajı endeks değerleri hesaplanarak yapılmaktadır. Endeks değeri, konu edilen ülkenin ilgili ürünün yurt dışına yapılan toplam ihracat performansı ile o ürünle ilgili dünya genelinde yapılan toplam ihracat dikkate alınarak hesaplandığından, ülkenin ilgili üründeki ihracatı dünya ölçeğinde kıyaslanabilir özelliğe sahip olmaktadır. Analiz sonuçlarına göre, Türkiye’nin pamuk ihracatı rekabet gücünün, 2016 yılından itibaren sistematik bir şekilde düşme eğiliminde olduğu; ama seçilen ve ekonomik olarak güçlü uluslararası örgüt ortalamalarının hayli üstünde olduğu görülmektedir. Buğday ihracat rekabet gücü ise yıllar itibariyle düşük eğilimini taşımaktadır. Hatta uyarı sinyali verdiği şeklinde yorumlanabilir.
Although the seriousness of environmental problems has been revealed by many researchers, the steps towards solution are not enough. It is very important to select the students as the target audience for measuring the perception and awareness levels of the university students, who are the future decision makers, about the environment, and also for the steps to be taken to solve the problems. In this study, it was aimed to measure the level of interest of university students towards the environment with explanatory variables such as behavior, attitude, awareness, participation, risk, self-sacrifice, responsibility towards the environment using questionnaires, and it was compared with the help of socio-demographic variables (gender and income). The study group consists of 649 students between the ages of 18-24 studying at the Faculty of Economics and Administrative Sciences of Çukurova University. According to the findings of the study, the variables of gender, income, risk, responsibility and participation did not affect the level of interest towards the environment; It was found that the variables of awareness, altruism and deduction from the standard of living for the environment affect the level of concern for the environment. The majority of the students argued that measures should be taken against environmental pollution. As a result, although most of the findings are a glimmer of hope for the future, it is suggested that more information and education should be given to young people about the environment.
Hanehalkı tüketim harcamaları, günümüzde bir toplumun veya ülkenin en önemli refah göstergelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle hanehalkı tüketim harcamalarına etki eden faktörlerlerin belirlenmesine yönelik çalışmalar, araştırmacıların ilgisini çeken başlıca konular arasında yer almaktadır. Tüketim talebinin oluşmasını belirleyen en önemli unsurlardan biri de gelirdir. Bu bağlamda hanehalkı gelir memnuniyeti, adaletli gelir dağılımının önemli bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Dolayısı ile yapılan çalışmada, subjektif bir kavram olan hanehalkı gelir memnuniyetini etkileyen hanehalkı harcamaları ve bunların gelir memnuniyeti üzerindeki etkilerinin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Analizde, klasik regresyon modellerinden daha esnek olduğu kabul edilen kantil regresyon yöntemi kullanılmaktadır. Çalışmanın veri setini, Türkiye İstatistik Kurumu’nun web sitesinde yayınlanan, 2003 - 2019 dönemine ait Hanehalkı Bütçe Anketleri yolu ile elde edilen, gruplandırılmış hanehalkı tüketim harcamaları oluşturmaktadır. Sonuç olarak, tüm değişkenlerin tüm kantillerde benzer ve monoton bir kalıpta hanehalkı gelir memnuniyetine katkı sağlıyor olup sadece eğitim hizmetlerinin hanehalkı gelir memnuniyeti üzerinde hiçbir etkisi bulunamamıştır.
Bu çalışmanın amacı mevduat bankalarının piyasa riskine karşı duyarlılıklarının kümeleme analizi ile değerlendirilmesidir. Analizde bankalar, 2015-2017 kriz içermeyen ve 2018-2020 kriz içeren olmak üzere iki farklı dönem için ele alınarak incelenmektedir. Kriz içermeyen dönemde bankaların %42’sinin ve tüm kamu bankalarının iyi performans gösteren grupta, kriz içeren dönemde ise tüm kamu bankalarının orta düzey performans gösteren grupta yer aldığı, görülmektedir. Kriz içeren dönemde yabancı sermayeli bankaların çoğunun piyasa riskine karşın duyarlılık açısından en iyi performansı sergileyen kümede yer aldığı, kamu sermayeli bankaların hiç birinin bu kümede yer alamadığı görülmektedir. Ayrıca kriz içeren dönemde iyi performans gösteren bankaların %45 oranında azaldığı gözlenmektedir. Bu durum ağırlıklı olarak bankaların piyasa riskine karşı duyarlı olmadıklarını ve ekonomik krize yeterince hazırlıklı olmadığını işaret etmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.