Bu çalışmada Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) olan çocukların tipik gelişen kardeşlerinin davranışsal, sosyal ve duygusal özellikleri ile bu özelliklerin otizm şiddeti ve annelerin depresyon düzeyleri ile ilişkisi incelenmiştir. Araştırma, nicel araştırmalardan korelasyonel araştırma ile nedensel karşılaştırma araştırması olarak desenlenmiş ve çalışma grubu araştırma ve karşılaştırma grubu olarak ikiye ayrılmıştır. Araştırma grubunda OSB'li kardeşi olan 90 çocuk (6-16 yaş) ile anneleri, karşılaştırma grubunda ise hem kendisi hem de kardeşleri tipik gelişen 90 çocuk (6-16 yaş) ile anneleri yer almıştır. Veriler annelerden ölçekler aracılığı ile toplanmış ve istatistiksel analizleri yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre OSB'li çocukların kardeşleri sosyal, davranışsal ve duygusal alanlarında daha yoğun uyum zorlukları yaşamakta ve karşılaştırma grubundaki çocuklara göre daha çok dışa ve içe yönelimli davranış sorunları sergilemektedirler. OSB'li kardeşlerin otizm şiddeti arttıkça kardeşlerdeki içe yönelimli ve dışa yönelimli davranış sorunları ve toplam problem düzeyleri artmaktadır. Araştırma grubundaki annelerin depresyon düzeylerinin OSB şiddeti ile anlamlı bir ilişkisi çıkmazken tipik gelişen kardeşlerin tüm özellikleri ile arasında pozitif yönlü bir ilişki ortaya çıkmıştır. Tüm bu sonuçlar OSB'li çocukların tipik gelişen kardeşlerinin duygusal, sosyal ve davranışsal özelliklerin OSB'den olumsuz yönde etkilendiğini, OSB şiddeti ile annelerin ruhsal özelliklerinin de bu özelliklerde anlamlı bir yordayıcı olduğunu göstermektedir. Araştırma sonucuna göre OSB'li çocukların tipik gelişen kardeşlerin gelişim açısından risk altında olduğu ve kardeşlerle birlikte annelerin de desteklenmesi gerektiği görülmüştür. Tüm aile bireylerini kapsayan sistemli destek ve uyum programlarına ihtiyaç olduğu söylenebilir.

<p>Children with autism spectrum disorders (ASD) are more likely to have regression in acquired skills in summer than typically developing peers, while parents have also more limited options to provide summer alternatives for their children. This study aimed to understand perspectives of parents of children with ASD and pre-service teachers volunteered on a social enhancement summer program delivered through a university for children with ASD. Semi-structured interviews were performed with both participant groups along with focus group discussion with volunteers, while an inductive analysis process was used for data analysis. The analysis of data obtained from both parents and volunteers revealed three main themes along with related subthemes: (a) the need for summer program, (b) suggestions for effective summer program, and (c) benefits of the summer program. The perspectives of two groups of participants generally overlap and they demonstrate similar thoughts. The results show that summer programs can be an effective alternative to maintain the current level of children with ASD in summers.</p><p> </p><p><strong> Article visualizations:</strong></p><p><img src="/-counters-/edu_01/0655/a.php" alt="Hit counter" /></p>

Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) tanısı olan bireylerin tipik gelişim gösteren kardeşlerinin psiko-sosyal özelliklerinin karşılaştırılması amacıyla yapılan bu araştırma, nitel araştırma desenlerinden olgu bilim deseniyle kurgulanmıştır. Çalışmaya, OSB olan kardeşe sahip 90 ve tipik gelişen kardeşe sahip 90 çocuk olmak üzere 180 çocuk katılmıştır. Çocuk Algı Testi (CAT)/Tematik Algı Testi (TAT) kardeşlere bireysel uygulanarak test protokolleri oluşturulmuştur. Protokollerin depresyon, kaygı-persekütif endişe-kastrasyon, somatizasyon, dürtüsellik, saldırganlık, agresyon, dikkat sorunları/dil bozulmaları ve kardeş kıskançlığı şeklinde oluşturulan temalar çerçevesinde içerik analizleri yapılmış ve araştırma ile karşılaştırma grubunun temalara göre yanıt sıklıkları nicel olarak karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre OSB'li kardeşi olan çocukların psiko-sosyal gelişim açısından risk altında olduğu ve tüm temalarda karşılaştırma grubuna göre hem içerik hem de nicel olarak daha yoğun protokol içerikleri sunduğu görülmüştür. Bu bulgular alanyazın ışığında yorumlanmış ve araştırmanın sınırlılıkları verilerek sonraki çalışmalar için önerilerde bulunulmuştur.

Bu çalışmanın amacı, görme yetersizliği (GY) olan öğretmenlerin, GY olan öğrencilerin kaynaştırma uygulamalarına ilişkin deneyimlerini ortaya çıkartmaktır. Fenomenolojik desenle yürütülen bu çalışmada veriler GY olan 8 öğretmenle yapılan yarı-yapılandırılmış görüşmeler yolu ile toplanmış ve MAXQDA nitel veri analiz programı kullanılarak içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. İçerik analizinde belirlenen altı tema; kaynaştırmanın temelindeki sorunlar, öğretmenlerin GY olan öğrenciler üzerindeki kişisel rehberliği, kaynaştırmanın kritik değerlendirilmesi, tanılamadan BEP uygulamalarına, GY olan öğrenciler için uygun eğitim modeli ve öğretmenlerin kaynaştırma algısıdır. Bulgular, GY olan öğretmenlerin GY olan öğrencilerin kaynaştırma uygulamalarına katkı sağladığını ortaya çıkartmıştır. Bununla birlikte, öğretmenler sistemsel sorunların etkili kaynaştırma uygulamalarının önüne geçtiğini vurgulamış ve kaynaştırma uygulamalarına yönelik kritik değerlendirmeler yapmışlardır. Bulgulardan yola çıkarak, kaynaştırma sınıflarının ve destek eğitim odalarının eğitsel araçlar (örn. brail alfabesi, yardımcı teknolojiler, dokunsal grafik ve haritalar) açısından donanımlandırılması, öğretim kadrosunun ve eğitimlerinin zenginleştirilmesi, okulların fiziksel açıdan erişilebilir olarak dizayn edilmesi ve GY konusunda uzman veya GY olan öğrencilerle çalışma deneyimi olan özel eğitim öğretmenleri tarafından diğer öğretmenlere süpervizyon verilmesi önerilmektedir.

In present study, the school, social and activities competencies of neurotypical siblings of children with autism spectrum disorder (ASD-NTDsibs) were examined. A total of 146 children, including 66 ASD-NTDsibs and 80 children both themselves and their siblings are neurotypical (NTC-NTDsibs), participated in the study, which was designed in the correlational survey model. The data were collected via mothers using part 1 of CBCL / 6-18, which measures competence. In the analysis of the data, competence levels of ASD-NTDsibs were evaluated as normal/ borderline/clinical according to the norms of the scale using the raw scores obtained from the scale and the T scores obtained by using the profiles, and the competence levels were examined according to demographic variables and compared with the competence levels of NTC-NTDsibs. According to the research results, significant differences favour the comparison group regarding school, social and activities sub-fields and total competence levels between the study and comparison groups. ASD-NTDsibs demonstrated a normal level of competence in the school and social sub-fields, clinical level of competence in sub-field activities, and total competence. There was no significant difference between competence of ASD-NTDsibs and demographic variables, except that the sisters showed a high school performance level.