Özetİnovasyon; yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş ürün (mal ya da hizmet) veya sürecin; yeni bir pazarlama yönteminin; ya da iş uygulamalarında, iş yeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni bir organizasyonel yöntemin uygulanmasıdır. Bir ülkenin rekabet gücü, ülke endüstrilerinin yenilik ve gelişim yeteneğine, dolayısıyla inovasyona verdiği öneme bağlıdır. İnovatif organizasyonları olmayan toplumların gelişimleri sınırlı olup, bu toplumlar geri kalmaya ve yoksulluğa mahkûmdurlar. Ekonominin en can alıcı sektörü olan, başka bir deyişle de tüm sektörleri beraberinde tetiklediği için "Lokomotif Sektör" olarak adlandırılan inşaat sektörü, inovasyondan en hızlı etkilenmesi gereken sektörlerden birisidir. Her ne kadar diğer endüstriler inovasyonun önemi hakkında bir konsensüs oluşturmuş olsa da, inşaat sektörü inovasyonda ve inovasyon yönetiminde birleşmekte isteksizdir. Sektör bu yüzden sürekli olarak yenilikçi olmamak ve tutucu olmakla suçlanmıştır. Bu çalışmanın amacı, Türk inşaat sektöründe inovasyonun inşaat mühendisliği bazında yeterli düzeyde gerçekleşip gerçekleşmediğini, sektörün en çok hangi alanlarda inovatif uygulamalara ihtiyaç duyduğunu araştırmak, ayrıca sektör özelinde nelerin inovatif kapasiteyi artırabileceğini, inovasyonu olumsuz yönde etkileyen faktörleri ve inovasyon konusundaki AR-GE çalışmaları için sorumluluk alması gereken kurum ve kuruluşları tespit etmektir. AbstractInnovation is the implementation of new or significantly modified products (goods or services) or processes, new marketing method or the new organizationa l methods in business practices, workplace
The firms in the construction industry have to determine pricing and promotion policies, then these policies must be carefully and systematically integrated with the marketing strategies. Not only the demand and cost are important in pricing decisions but competition is also a significant variable to be considered. To determine the difficulties and the affecting factors in applying pricing decisions within the marketing concepts in construction sector, a survey was carried out among the Turkish companies as a sample group. In total 49 companies, mostly medium-size firms have been surveyed. The responses of firms are considered based on their actively engaged subsectors, namely, residential, commercial/public buildings, and infrastructure construction. The answers of firms are also evaluated based on their stated organizational structure, namely, simple, hierarchical, project, and network. The views about the various aspects of pricing policy development in phases, for example before and during bid, differ in the construction companies depending on their actively involved fields and their organizational structures.
Özİnşaat sözleşmelerinde iş sahipleri, mimarlar, mühendisler ve müteahhitler gibi farklı taraflar projenin farklı aşamalarına dahil olurlar. Birçok paydaşın farklı aşamalardaki işe dahil edilmesi genelde bu paydaşların memnuniyetsizliği ile sonuçlanır. Eşzamanlı Mühendislik kavramı tüm paydaşlar için açık bir platform sunarak, artan proje süresi ve yetersiz müşteri memnuniyeti gibi istenmeyen sonuçlar için bir çözüm sunabilir. Bu çalışmanın amacı da, Türkiye'de, kamu ve özel sektörde çalışan inşaat mühendisleri özelinde Eşzamanlı Mühendislik algısının ve bu yaklaşımı etkileyen faktörlerin saptanması ve EM'nin uygulanması sırasında karşılaşılan zorlukların ve uygulamasıyla edinilebilecek faydaların yorumlanması, şeklinde özetlenebilir. Bunun için web tabanlı olarak hazırlanan bir anket, meslek odaları vasıtasıyla Türkiye'nin çeşitli illerinde, kamu ve özel sektörde çalışan inşaat mühendislerine ulaştırılmıştır. Çalışma sonucunda; Türkiye'de kamu ve özel sektörde çalışan inşaat mühendislerinin genel olarak eş zamanlı mühendislik hakkında teorik bilgi sahibi oldukları, fakat çoğunun henüz bunu uygulama olarak tecrübe etmedikleri tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler: Eş zamanlı mühendislik, Müşteri memnuniyeti, Kalite yönetimi Investigation of Civil Engineers' Concurrent Engineering Approach AbstractIn construction contracts, different parties, such as owners, architectural and engineering consultants, contractors, and users, are involved in different phase of the project. These involvements at different phases usually result dissatisfaction by these parties. Concurrent engineering concept can provide an answer to undesirable outcomes, such as increased project duration and reduced customer satisfaction, by providing an open platform for all involved stakeholders. The purpose of this study is to detect civil engineers', who work for either government or private sector in Turkey' construction industry, a of concurrent engineering (CE), the difficulties encountered during implementation, the benefits of CE and factors that affect CE. A web-based questionnaire prepared for this purpose and the questionnaire was delivered to civil engineers who work in Turkish public and private sectors through chambers of civil engineers. In conclusion; it is stressed that civil engineers, who work for either government or private sector in Turkey' construction industry, have theoretical knowledge about concurrent engineering but most of them did not experienced the implementation yet.
Thermoplastic beams are currently being used primarily in marine and waterfront applications, and can be used in bridges and buildings. A summary is presented of an experimental and theoretical study of the flexural behavior of a commercially available thermoplastic beam known as Seatimber with simple supports and subjected to a gradually increasing midspan concentrated load. Theoretical predictions are based on a non-linear moment-curvature analysis coupled with a central finite-difference scheme. Simplified criteria for a load and resistance factor design (LRFD) approach is outlined and its use demonstrated through analysis and design examples.
Thermoplastics with and without fiber-reinforced plastic reinforcement are currently being used in waterfront applications, for example, in piers instead of timber and reinforced concrete pilings. Although the use of thermoplastics as the compression members exists, they have not been used as the flexural members in civil engineering structures such as bridges or building. To be able to safely use these materials as flexural elements in structures, the suitability of the design procedures needs to be investigated. In this study, ultimate strength design procedure similar to the one used in concrete structures was developed for thermoplastic beams. Experimental data were also provided for comparison. Although the needed coefficients used in the procedure need modifications by more experiments, the developed procedure shall be valuable for practicing engineer using familiar procedures of reinforced concrete design.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.