Bu çalışmada Kapadokya Volkanik Provensi'ndeki, Pliyo-Kuvaterner yaşlı volkanik rölyefin antropojenik (insan kaynaklı) degradasyonu (bozulması) analiz edilmiştir. Volkanik rölyefin tahribata uğrayan unsurları arasında lav akıntılı piroklastik koniler, lav domları, piroklastik (kül, pomza ve cüruf) koniler ve maarlar (patlama kraterleri) gelmektedir. Kanaatimizce volkanik yerşekillerinin tahrip edilmesi, bilinçsiz şekilde sürdürülen antropojenik bir süreç ve çözülmeyi bekleyen önemli bir güncel problemdir. Provenste her biri belirli bir jeolojik zamanın tanığı durumundaki volkanik yer şekillerinin insan kaynaklı tahribatı belirli kesimlerde yoğunluk kazanmıştır. Bu kesimler arasında; Karapınar (Konya)-Karacadağ (1375 m), Karacadağ-Hasan Dağı, Hasan Dağı'nın (3268 m) kuzeyi ve Acıgöl (Nevşehir)-Göllüdağ-Melendiz dağları (2963 m) arasındaki genç volkanik rölyef bulunmaktadır. İlk belirlemelere göre inceleme alanında 14'ü lav domu, 2'si maar, 22'si lav akıntılı veya kül ve cüruf egemen piroklastik koni ve 4'ü de lav akıntısı olmak üzere tam 42 noktada kayda değer tahribat tespit edilmiştir. Adeta kum-çakıl ocaklarına dönüştürülmüş bu topografyalarda daha şimdiden bazı konilerin morfolojisi bozulmuş ya da bozulma aşamasına gelmiştir. Bu bağlamda çevredeki diğer volkan konileri de tehdit altındadır.nYakın jeolojik zamanın volkanik gelişimine ışık tutan, doğal süreçlerin izlenmesinde bilimsel öneme ve belge niteliğine sahip, pek çok gelişmiş ülkede doğal sit ve jeolojik/jeomorfolojik miras olarak tanınan volkanik yerşekillerine sahip çıkılması gerekmektedir.
Bu makalede Türkiye'nin kuzeydoğusundaki Olur Çayı Havzası'nda, kumtaşları üzerinde tafoni oluşumunu kontrol eden faktörler, Enerji-Dağılımlı X-Işını Spektroskopisi (EDX), X-Işını Difraksiyonu (XRD) ve X-Işını Floresans Spektroskopisi (XRF) analizleriyle araş rılmış r. Elde edilen sonuçlar kumtaşlarında tafoni oluşumuna sebep olan esas faktörlerin petrografik özellikler ve tuz (sodyum nitrat) kristalleşmesi olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca tafoni hücrelerinin genişlik-derinlik, genişlik-yük-seklik, yükseklik-derinlik gibi değişkenler arasındaki ilişkiyi ölçmek amacıyla regresyon analizleri yapılmış r. Bu analizlerde ayrışma çukurlarının alansal büyüme ve derinleşme süreçlerinin uyumlu geliş ği, çukurlar derinleş kçe taban tavan arasındaki mesafenin ar ğı ve ayrışmanın süreklilik gösterdiği anlaşılmış r. In this ar cle, factors controlling the forma on of tafoni on sandstones in Olur stream basin in the northeastern Turkey have been studied by using Energy Dispersive X-Ray Spectroscopy (EDX), X-Ray Powder Diffractometry (XRD) and X-Ray Flourescence Spectroscopy (XRF) analysis. Results revealed that the petrographic features and salt (sodium nitrate) crystallisa on were the primary factors that caused tafoni forma on on sandstones. Moreover, to measure the rela onship between the variables such as width-depth, width-height, and height-depth of tafoni cells, regression analyses were conducted. In these analyses, it was seen that areal growth and deepening processes of weathering pits developed harmoniously, and as the pits got deeper the distance betweeen ground and ceiling increased and weathering was con nuous. GirişTafoniler, Turkington ve Phillips (2004) tara ndan kemer şek-linde girişleri olan, oluştuğu tabakanın eğimine göre şekil almış, tabanı ayrışma enkazıyla kaplı kovuklar şeklinde tanımlanmış r. Bu türden kovuklar kurak ve yarıkurak bölgelerde özellikle granit, kumtaşı, kalker ve tüf gibi farklı kayaç türleri üzerinde oluş-maktadır (Dragovic, 1969; Bouchart, 1930;White, 1944;Blank, 1951;Rondeau, 1965;Tschang, 1969; Twidale ve Bourne, 1976;Kelletat, 1980;Gill, 1981;Mustoe, 1982;Mustoe, 1983;Farımaz, 1988; Sancho ve Benito, 1990; Mellor vd., 1997; Mc Bride ve Picard, 2004; Turkington ve Paradise, 2005;Mustoe, 2010). Tafoniler, Darwin (1839) ve Dana (1849)'nın Avusturalya'nın kurak bölgelerinde yap ğı ilk çalışmalardan gü-nümüze kadar yoğun bir ilgiyle takip edilmiş r (Bouchart, 1930;White, 1944;Blank, 1951;Rondeau, 1965; Dragovic, 1969;Kelletat, 1980;Gill, 1981;Mustoe, 1982, Mustoe, 1983 Sancho ve Benito, 1990; Mellor vd., 1997; Mc Bride ve Picard, 2004;Turkington and Paradise, 2005;Mustoe, 2010).Tafonilerin oluşmasında etkili olan faktörler konusunda bir takım tar şmalar olsa da (Álvarez, 2012), eskiden beri en fazla tuz kristalizasyonu (Evans, 1970; Bradley vd., 1978;Young, 1987; Rodriguez-Navarro ve Doehne, 1999; Goudie vd., 2002), kimyasal ayrışma (Twidale, 1976 Twidale ve Bourne, 1976; Campbell, 2001; Brandmeier vd., 2011) rüzgar erozyonu (Bartrum, 1936 Rodriguez-Navarro vd., 1999), donma-çözül...
Orta Toroslarda yer alan Aladağlar (3756 m) çeşitli tip ve boyutlara sahip karstik mağaralar bakımından oldukça zengindir. Derebağ Mağarası da bunlardan biridir. Mağara, Aladağların kuzeydoğusundaki Yahyalı (Kayseri) ilçesine bağlı Derebağ Kasabası'nın Çağlayan (Elmabağı) Mahallesi sınırları içinde yer almaktadır. Sahadaki yeraltı suyu sisteminin bir unsurunu oluşturan mağara, Siyah Aladağ Birliği'ne ait Üst Permiyen kireçtaşları içerisinde ana hatlarıyla kuzeybatı-güneydoğu ve kuzey-güney doğrultulu çatlaklar boyunca gelişmiştir. Mağara "T" şekilli olup, biri ana galeri diğeri bir dirsekle ona bağlanan elipsoidal şekilli geçit galerisi olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Ana galeriden gelen sular mağaranın farklı genişlikteki ağızlarından çıkmakta ve 16 metrelik bir diklikten düşerek Derebağ Şelalesi'ni oluşturmaktadır. Derebağ Mağarası'nın girişi deniz düzeyinden 1463 metre, vadi tabanından ise 63 metre yukarıda yer almaktadır. Mağaranın toplam uzunluğu 90 metredir. Hidrolojik bakımdan mağara, sifon görevini üstlenen geçit galerisinde zaman zaman su bulundurması yönüyle yarı aktif, ana galeri ve alt geçitlerde sürekli su bulundurmasıyla aktif durumdadır. Ana galeriden gelen suyun mağara ağzından dışarıya çıkması nedeniyle de kaynak konumludur. Damlataşı şekilleri bakımından fakir olmasına rağmen mağaranın sahip olduğu diğer özellikler mağarayı ilginç hale getirmektedir. Mağaranın şelaleyle birlikte eko-turizme kazandırılması doğal yapının korunmasına olduğu kadar yöre insanına da ekonomik açıdan olumlu katkılar sağlayacaktır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.