İhtiyaçların sağlanması, imal edilen ürün ve hizmetlerin yeni pazarlara sevkiyatı nedeniyle, insanlar, toplumlar arasında tarihin her döneminde devamlı olarak münasebetler tesis edilmiştir. İpek Yolu Çin’den başlayarak, Avrupa’ya uzanan tarihin en kadim, etkin, kapsamlı ulaşım rotası olmuştur. Yalnız ticari irtibatlar değil, medeniyetler, dinler, düşünceler bu güzergahtan yayılmıştır, bir hakikattir. Zaman zaman farklı hegemonik kuvvetlerin kontrolünde olan İpek Yolu, emniyetin temin edildiği devirlerde tarafların menfaatlerini korumuş, aktif, fonksiyonel bir güce sahip olmuştur. Hususiyetle İslam’ı kabul ettikten sonra Türkler her devirde bu yolun en mühim aktörü, Müslüman Türk Devletleri de huzur ve emniyetin teminatı olmuşlardır. Oysa, Haçlı ve Moğol işgalleri döneminde menfaatçi, baskın ve sömürgeci bir düzenin varlığını göstermiştir. Deniz yolları açılarak aktif kullanması, ulus devletler kurulması, daha sonra sınırların çizilmesiyle İpek Yolu ehemmiyetini kaybetmiştir. “Bir Kuşak, Bir Yol Projesi” ile (bundan sonra BRI olarak kullanılacak) Çin kadim İpek Yolu üzerinde yeni bir dönemi başlatmıştır. Yüzyıllar boyunca kuşatılmış, içe kapanmış Çin BRI ile adeta “kuşatma” stratejisi geliştirmiştir. Bu açılım başka ülkeler bakımından alaka, merak yanında, cazibe ve kaygıyı birlikte getirmektedir. Birçok devlet bu projede bulunmayı kabul etmiştir. Anlaşmalar imza altına alınmıştır. Çin’in, diğer devletlerle rekabeti bazı yararlar ortaya koyacak gibi görülmekte ise de birçok ülke için bu proje, bağımlılığı, hegemonyayı, sömürüyü çağrıştıran endişeler içermektedir. Müslüman Türk ve diğer İslam Devletleri açısından bu gelişme daha derin bir duyarlılığı taşımaktadır. Sınırlar globalleşme sürecinde göreceli bir şekilde kalkmıştır. Tarihin en fazla yaygın, geniş, ürün, bilgi, insan, ilim, kültür, bilgi, teknoloji, sermaye hareketi bu devirde ve çok hızlı görülmektedir. İnsanlar ve kültürler arasında yoğun, akışkan, bağımlı bir yapı oluşmuştur. Bu gelişmeler iki mühim neticeyi ortaya çıkarmıştır. İlki, yeryüzünün birçok kaynağı, varlığı, imalat ve satış ağları, teknoloji, sermaye gücünü elinde bulunduran küresel egemen sisteme ait şirketlerin kontrolünde olmasıdır. Yeryüzü varlıkları üzerinde adaletli, eşit paylaşım yoktur, yeni emperyal bir sistem ortaya çıkmıştır. Ekonomi, sermaye, teknoloji üzerinde hakim olan Amerika, Avrupa Ülkeleri, Hindistan ve Çin etkinlik sahalarını genişletmektedirler. İkincisine gelince ise, dijital kanallar yoluyla iktisadi, kültürel, siyasal bağlantılar, tanıma, tanışma, bilişme insanlar, ülkeler arasında akışkanlığı artırmıştır. Çok kültürlü, çok hukuklu, bir arada yaşama ortamı yeryüzünün her tarafında adeta zorunlu, gerekli duruma gelmiştir. Küresel yolların işlerlik kazanması, küresel iş birliğinin sağlanması insanlık için önem kazanmaktadır. İnsanlığın müşterek menfaatinin, kaderinin, değerlerinin, yapılarının hakka, insafa, adalete, ahlaka ve hukuka uygun düzenlenmesi, katılımcılığa, çoğulculuğa dayalı eşit bir anlayışın küresel tarzda inşaası lüzumludur. Esasen bu açıdan insanlığın yeni ve küresel yol aradığı anlaşılmaktadır. Kadim İpek Yolu gibi BRI projesinde en merkezi güzergahlar Türk ve İslam Ülkelerinden geçmektedir. Bu vech ile Türk Devletleri “İnsanlığın Küresel Yol Arayışı”nda öncü olabilirler, başat bir rol üstlenebilirler. Mazinin, günümüzün gerçekleri dikkatle irdelendiğinde, bu anlayışın, görevin yerine getirilmesi mümkün olabilir. Bu çalışma ile küreselleşme kapsamında kadim İpek Yolu, Çin’in BRI projesi, Türklerin tarihi, güncel etkisi, gücü değerlendirilecektir. Böylece, insanlığın ortak menfaatlerine, kaderine, istikbaline yönelen, güveni, istikrarı temin edecek, insaf merkezli, küresel, evrensel bir yolun gereksinimi tartışılacaktır. Bu yolun tesisinde Türklerin vazifeleri, mesuliyetleri, çeşitli halklarla, devletlerle kuracakları münasebetler, sağlayacakları iş birlikleri, insanlar, İslam, Türk Dünyası için faydaları, düşünülenlerin mümkün olup olmayacağı bazı makale ve araştırmalar incelenerek ortaya konulacaktır.
Bu çalışmada Endülüs alimlerinden Muhammed Ebubekir et-Turtuşi’nin Sirâcü’l Mûlük isimli siyaset, tarih felsefesi, ahlak ve kamu hukukunun temel ilkelerine dair kaleme aldığı kitap değerlendirilmektedir. Turtuşi’nin bu eseri siyasetnameler arasında önemli bir yere ve etkiye sahiptir. Endülüs alimi olmakla birlikte Irak, Suriye ve Mısır’da yaşamış, Endülüs’te kazandığı ilmi birikimini Şam ve Bağdat gibi şehirlere giderek katıldığı ilim meclislerinde artırmıştır. Müellif eserde yöneticilere öğütler vermektedir. Sirâcü’l Mûlük’te öne çıkan en temel hususun “hakk’ı söylemek, helal düşünme, helal konuşma, helal davranma ve helal yaşama” olduğu söylenebilir. Eserde hükümdarlara, vezirlere, ileri gelen devlet yöneticilerine ve yargıçlara hitap edilmektedir. İslam tarihinin geçmiş dönemlerinde yaşanan önemli olaylar, örnekler, alimlerin düşünceleri, uyarıları ve sözleri aktarılmaktadır. Bunların yanında müellif farklı medeniyet ve kültürlerden filozofların görüşlerine, kralların, yöneticilerin sözlerine, birikimlerine ve yaşadıklarına yer vermektedir. Kur'an-ı Kerim ayetleri ve hadis-i şerif’lerin yanında, Peygamberler, alimler, arifler ve hikmet ehlinin nükteleri, kralların, sultanların, halifelerin hatıraları dikkat çekici tarzda yazılmıştır. Yöneticilere akıcı, etkileyici, akla ve gönüllere hitap eden tarzda sunulan nasihatler, uyarılar, ibret tabloları ve geçmişten örnekler ile bir yol haritası sunulmaktadır. Eserde yöneticilerin sorumlulukları, devletin ekonomik durumu, ordunun bakımı, savaş stratejileri gibi konular da bulunmakta; hükümdarlara, sultanlara, yöneticilere yönelik uyulması gereken ilkeler, kurallar ile hikmetler üzerinde durulmaktadır. Eserin yazılış tarzında iyi, güzel ve doğru misaller, kötü, çirkin ve yanlışlarla mukayese edilerek bir ahenk içerisinde yer almıştır. Hukuki ve ahlaki ilkelere dayalı, “helal/ haram yaşam” ayrımını ve hassasiyetini temel alan eser; kişi, toplum ve devlet açısından bu ayrıma dair bir bakış açısı, tefekkür ve muhakeme özelliği taşımaktadır. Kitap, geniş bir coğrafyada yüzyıllarca etkili olmuştur. Turtuşi’nin Sirâcü’l Mûlük’u zamanımız itibariyle de etkin ve canlı ahlak, siyasetname eseridir. Kitap altmış dört bölümden oluşmaktadır. “Hükümdara Öğütler” diye başlar, alışılan sistematik bir konu tasnifi görülmeden kendine has bir tarzda devam eder. Bu farklı üslup, kitabın akıcı, çekici ve etkili olmasını sağlamaktadır.
Küreselleşme sürecinde insanlığın sosyo-kültürel yapısı, temel değerleri, toplumsal birikimleri yıpranmakta, tahrip edilmekte ve değişmektedir. Bu süreçte ekonomi başat, teknoloji araçtır. Asıl amaç ise sosyokültürel değerlerin değiştirilmesi, kapsamlı sömürüdür. Aynı zamanda nice olumlu gelişme ve ilerlemelerin sağlandığı küreselleşme sürecinde insanlar ve toplumlar özgürlük adına altında köleleştirilmekte, metalaştırılmaktadır. Ahmet Yesevi Hazretleri inancı, düşüncesi, ilkeleri ve öğretileri ile geniş bir coğrafyada, farklı dini, etnik topluluklarda etkileri olan bir inancı, yaşam tarzını "hikmet"lerle sunmuştur. Bu tesir yüzyıllarca devam etmiş, etmektedir. Yetiştirdiği mürşidler, alimler, öğrenciler ilimden sanata, askerlikten ticarete, siyasetten kültüre bir çok alanda başarılı olmuşlardır. Türkistan Erenleri ulaştıkları topraklarda yaşayanlar tarafından benimsenmiş, "hikmetler" içselleştirilmiştir. Küreselleşme insanı birey haline getirerek benliğini, nefsini güçlendirirken yalnızlaştırmış, özgürlük adına madde, para, haz ve zevk elinde "köle"leştirmiştir. "Yesevi Hikmet" ise insanı "şerefli kul" mertebesinde görmüştür. Yesevi Hikmet insana, Yaradan'a kul, şahsiyetli, hikmetli varlık olarak görmüştür.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.