ÖZETAmaç: Birçok önemli hastalığa vektörlük yapan kenelerin ve kene ile ısırılan olguların özelliklerinin ortaya konulması, bu hastalıkların önlenmesi açısından son derece önemlidir. Buradan yola çıkarak, bu çalışmada Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'ne kene ısırması ile başvuran kişilerin ve çıkarılan kenelerin önemli özelliklerinin belirlenmesi amaçlandı. ABSTRACT Objective: Determination of the properties of ticks, which are the vectors of many infectious diseases and the patients with tick bites are important for the prevention of these diseases. For tist reason, the purpose of this study is to determine the important properties of the cases presenting with tick bites to Dokuz Eylul University Hospital and of the removed ticks from the cases. Methods: Two hundred seventy three of 294 patients, who presented with tick bites to Dokuz Eylül University Hospital, Izmir, were included in the study. Demographic parameters, symptoms related to tick borne diseases of the patients and the species and other characteristics of ticks removed from humans, also the tick population in the related habitat were investigated. Results: Removed ticks were classified into five genera. The overwhelmingly dominant genera were Hyalomma and it comprised 52.4% of the collection. The majority of these ticks were nymphs. The majority (11.4%) of removed adult ticks were Rhipicephalus sanguineus (R. sanguineus).In most cases (60.7%) the ticks were removed from the patients by medical staff. Conclusion: There was no significant difference in removing ticks without damage between the health personnel and the patient or relatives (p=0.133). (Turkiye Parazitol Derg 2012; 36: 75-81)
As B. hominis was the most frequently seen parasite in patients with gastrointestinal complaints, we suggest that the parasite should be considered as pathogenic and sufficient attention must be paid in routine stool examinations.
Ö ÖZ ZE ET T AAm ma aç ç: : Bu çalışmanın amacı; Çocuk Acil Servisi'ne kene tutunması yakınması ile gelen hastalara ait demografik, klinik ve laboratuvar özelliklerin saptanması, yıllara, aylara göre dağılımının araştırılması ve kene tür tayinlerinin yapılmasıdır. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em ml le er r: : Bu çalışmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Acil Servisi'ne 2006-2010 yılları arasında kene tutunması şikâyeti ile başvuran hastaların demografik özellikleri, kene ısırmasına bağlı bulguları, kene tutunma alanları, çıkarılan kenelerin türleri ve diğer özellikleri araştırılmıştır. B Bu ul lg gu ul la ar r: : Çocuk Acil Servisi'ne kene tutunması yakınması ile 399 olgu başvurmuştur. Olguların 182 (%45,6)'sinin kız, 217 (%54,4)'sinin erkek olduğu saptanmıştır. Olguların ortanca yaşının 6,0 yıl (1,0-17,0) (ortalama yaşı 6,8±4,1 yıl) ve %75,9'unun 1-10 yaş arası çocuklar olduğu görülmüştür. Olguların büyük bir çoğunluğunun (n=359; %89,9) Nisan-Eylül ayları arasında başvurdukları saptanmıştır. Olgularda kenenin en sık tutunduğu bölgenin, tüm yaş grupları birlikte değer-lendirildiğinde %31,2 ile baş-boyun bölgesi olduğu saptanmıştır. Baş-boyun bölgesi tutulumunun, yaş grubu küçüldükçe daha yüksek oranda görüldüğü, tam tersine alt ekstremite ve ayak tutulumunun ise yaş grubu artıkça daha fazla oranda görüldüğü belirlenmiştir. Kene tutunması nedeniyle değerlendirilen hastaların başvuru anında, 3. ve 5-7. günlerde yapılan laboratuvar değerlendirmelerinde, hastaların %15,8'inde (n=63) kreatin kinaz yüksekliği, %11,5 (n=45)'inde aspartam aminotransferaz ve alanin aminotransferaz yüksek-liği olduğu, %4,8 (n=19)'inde aktive parsiyel tramboplastin zamanının, %1,8 (n=7)'inde protrombin zamanının uzamış olduğu, %1 (n=4)'inde de trombositopeni bulunduğu saptanmıştır; toplamda olguların %27,3 (n=109)'ünde en az bir tetkikte anormallik saptanmıştır. En sık tutunan kenenin Hyalomma soyuna ait kenelerin olduğu (%55,9) ve bunlarında en sık nimf evresinde oldukları görülmüştür. Hiçbir olguda kene ile ilişkili hastalık bulgusuna rastlanmamıştır. S So on nu uç ç: : Sonuç olarak, hastanemizin bulunduğu İzmir bölgesi-nin, kene ile bulaşan hastalıklar açısından endemik olmadığı görülmüştür. Çocukların kene tutunması açı-sından özellikle baş-boyun, aksilla ve genital bölgelerinin araştırılması önemlidir. Kene tutunması nedeniyle getirilen olguların yakın klinik izlemlerinin yeterli olduğu sonucuna varılmıştır. Re es su ul lt ts s: : The total number of cases with tick bite during this period was 399; 182 (45. 6%) were female and 217 (54.4%) were male. The median and mean age was 6.0 (1.0-17.0) and 6.8±4.1, respectively and 75.6% of cases were aged 1-10 years. The majority of cases (n=359, 89.9%) had presented from April to September. The most common (31.2%) body site for tick bite was head and neck. The head and neck involvement was more common at younger ages; in contrast, lower limb and foot involvement were seen more frequently with increasing age. The laboratory findings of the patients with tick bite...
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.