ÖzDeğerlerin öğretilmesi ilgili tüm paydaşların önemli bir görevi olmasına rağmen günümüzde okulların bu konuda yeni sorumluluklar üstlenmesi beklenmektedir. Bu sorumluluğun bir yansıması olarak değerler eğitimi ile ilgili dünyada farklı isimler altında çeşitli programlar uygulanmaktadır. Avustralya'da okul eğitiminin temel bir parçası olarak dizayn edilen değerler eğitimi, devlet destekli bir girişim ve uygulama olarak dikkat çekmektedir. Avustralya'da değerler eğitimi kapsamında yürütülen çalışmalar 2002 yılından itibaren ciddi bir ivme kazanmış ve okul sistemi içinde uygulamaya yönelik bir dizi adım atılmıştır. Bu araştırma, Avustralya Hükümeti tarafından kapsamlı ve proje tabanlı çalışmalar ve okul eğitiminin temel bir bileşeni olarak dizayn edilen değerler eğitimi uygulamalarını betimlemeyi amaçlamaktadır. Avustralya'da gerçekleştirilen planlı ve sistematik değerler eğitimi uygulamalarından elde edilen deneyimlerin incelenmesinin bu konudaki benzer girişimlere katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Öz. İnsani varlık alanına özgü bir kavram olarak değer/ler, siyasetten iş dünyasına, eğitimden medyaya kadar hayatın birçok alanında üzerinde durulan önemli bir konudur. Büyük bir değişim ve dönüşüm yaşayan dünyanın yeni şartları, değerlerin öğretilmesi ihtiyacını ortaya çıkarmış ve eğitim kurumlarının bu konuda çeşitli sorumluluklar üstlenmesi gündeme gelmiştir. Ancak pozitivist bilim anlayışının bir yansıması olarak eğitim çevrelerinde "okullar değerleri öğretmeli mi?" meselesi tartışılmış, daha sonra bu tartışmaların mantıklı ve gerçekçi olmadığı anlaşılmış, ardından da "okullar değerleri nasıl öğretebilir?" konusuna odaklanılmıştır. Bu noktada okulların hangi değerleri/kimin değerlerini öğreteceği, herkes için geçerli uygun değerlerin belirlenip belirlenemeyeceği meseleleri önemli bir tartışma alanını oluşturmuştur. Bu tartışmaların bir sonucu olarak da değerler eğitiminde farklı yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Herkes için geçerli uygun değerleri belirleme ve öğretmenin imkânını çeşitli açılardan değerlendirmeyi amaçlayan bu çalışmada "değer" kavramı üzerinde durulmakta, değerler eğitimini bir ihtiyaç olarak ortaya çıkaran gelişmeler ele alınmakta, uygun değerlerin belirlenmesinde uzlaşmayı güçleştiren bir konu olarak değerlerin kaynağı sorunu irdelenmekte ve okullarda değerler eğitiminin nasıl dizayn edilebileceğine dair genel bir çerçeve sunulmaktadır.
Many disciplines such as religion, philosophy and psychology have addressed the issue of conscience and tried to understand and define it. In the literature of religion, philosophy and psychology, conscience is considered as an intrinsic parameter that helps the individuals to distinguish between good and evil and as an abstract, subjective and improvable concept. Meanwhile the contemporary world discusses the deficiencies and flaws of the value-free positivistic science approach. In this context, many educational programs such as moral education, character education and values education programs are being organized in various parts of the world. This study aims to examine the factors of education and environment in the context of values education, as well as the concept of conscience-that is considered to be congenitally existent within the human beings-together with its religious, philosophical and psychological aspects and to assess its role and importance for the values education. In this context, the study includes the assessments of the religious, philosophical and psychological approaches on the concept of conscience and, with reference to the common points in the definitions made, addresses the question of ‚what‛ the conscience is, elaborates on the need to a conscience education and discusses how to make use of it in the values education. In conclusion, it is argued that no value that does not appeal to one's conscience can be instilled in the individuals.
After the establishment of the Republic of Türkiye in 1923, the madrasah system was abolished, and new schools, called Imam Hatip Schools (IHSs), were established to train “officials responsible for the performance of religious services” in 1924. These schools have slowly transformed from vocational schools into mainstream schools, partly because of the public’s demand for religious and academic education at state schools. In this qualitative research, through official documents and existing studies, we explore the IHSs’ historical foundations and their features. Then, we examine the recent initiatives, namely the “project school” and “program diversity”, launched by the conservative government to improve the quality of the IHSs and to make them competitive in today’s exam-oriented education system. The history of the IHSs shows that these schools have always been at the centre of politics of religion and have experienced periods of prosperity and decline depending on the ruling elites and governments. The IHSs have some crucial features which make them a unique model for Islamic education in the Turkish education system. The new initiatives seem to positively impact the IHSs, as they can now enrol students through central exams and aptitude tests. Yet, they also have ramifications, the most important being that these schools will move further away from their initial purpose, which was to train religious officials.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.