Tapu kütüğüne tescil edilmiş durumdaki ipotek hakkı geçersiz olabilir. Böyle bir durumda, taşınmaz maliki bunun düzeltilmesini adına yolsuz tescil bulunan rehinli alacaklıdan talep edebilir. Rehinli alacaklı buna yanaşmadığı takdirde, yolsuz tescil yüzünden aynî hakkı zedelenen malik için geriye kalan yegâne çözüm yolu mahkemeye başvurmaktır. Nitekim, uygulamada bu maksatla açılan pek çok dava mevcuttur. Bunun için, ipoteğin kaldırılması davası, ipoteğin fekki davası gibi çeşitli isimler kullanılmaktadır. İşte, çalışmanın konusu, uygulamadaki önemine binaen bahse konu davadır. Bu kapsamda, öncelikle ipotek hakkı ve bunun sona erme sebepleri incelenmiştir. Çalışmanın devamında ise, ipoteğin kaldırılması kavramından ne anlaşılması gerektiği tespit edilmiştir. Daha sonra ise, ipoteğin kaldırılması davası kavramından ne anlaşılması gerektiği belirlenmiştir. Yine, ipoteğin kaldırılması davasının hukukî niteliği, benzer müesseselerle mukayesesi, şartları ile davacı ve davalı olmak üzere tarafları hakkında açıklamada bulunulmuştur. Bahse konu davada hangi mahkemenin yetkili ve görevli bulunduğu, ispat yükünün kime düştüğü, açılabileceği sürenin ne olduğu ve nihayet hükmün etkisi de belirlenmiştir.
Konut ve çatışı işyeri kiralarında kira bedelinde artış meselesinin güncelliğini korumasını sağlayan husus 7161 sayılı Kanun'la getirilen değişikliklerdir. Bu sayede, artış oranı bakımından üretici fiyat endeksi yerine tüketici fiyat endeksi esas alınmıştır. Ayrıca, aynı kanuna göre, tüketici fiyat endeksine yönelik değişiklik 01.01.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlük kazanmıştır. Üstelik, diğer bir hükümde söz konusu değişikliğin her türlü konut ve çatılı iş yeri kirası bakımından geçerli olacağı da düzenlenmektedir. O halde, güncel gelişmeler çerçevesinde kira bedelindeki artış bakımından kimler arasında hangi oranın esas alınacağını belirlemek hem doktrin hem de uygulama bakımından yararlı olur.
Velâyet, bir kanunî temsilcilik türüdür. Velâyet hakkının kime ait olacağı hususu farklı ihtimallere göre değişiklik gösterebilir. Ama, velâyet hakkı kural olarak birbiriyle evli ana ve babaya aittir. Buna ilişkin özellikle boşanma halinde ortaya çıkan en önemli meselelerden biri, velâyetin kime ait olacağının belirlenmesidir. Bu belirlendikten sonra ise yeni olgular meydana gelebilir. Meselâ, ana veya baba başkasıyla evlenebilir, başka bir yere gidebilir, ölebilir veya kişisel ilişki düzenlemesini yerine getirmeyebilir. İşte, böyle bir durumda hâkim boşanma hükmü kapsamında çocukla ilgili olarak velâyet, kişisel ilişki ve iştirak nafakası bakımından değişen şartlara uydurma yetkisine sahiptir. Böylece, velâyetin kendisine bırakıldığı kimsenin değiştirilmesi mümkündür. Bu, ana ve babadan birinin istemi üzerine gerçekleşebileceği gibi, hâkim de kendiliğinden velâyetin değiştirilmesine karar verebilir. Velâyetin değiştirilmesi için ortaya çıkan yeni bir olgunun bunu zorunlu kılması şarttır. Ama, daha önemlisi çocuğun üstün menfaatinin bunu gerekli kılmasıdır. Çünkü, böyle bir istem bakımından esas belirleyici olan ölçüt çocuğun üstün menfaatidir. Bu yaklaşım, çocuğun menfaatinin önceliği ilkesiyle de uyumludur.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.