The hands of healthcare workers (HCWs) are considered to be important for colonisation and infection of Candida spp. The objective of this study was to evaluate the rate of Candida carriage on the hands of the hospital personnel the potential risk factors. Samples were collected from the hands of 214 (139 female and 75 male) hospital personnel working at Duzce Medical Faculty Hospital, Duzce, Turkey. Of these, 88 were nurses, 62 resident doctors, 21 laboratory workers, 30 officers and 13 dining room personnel. The hands of all participants were tested by culture with the broth wash technique. Overall, 34.1% of the people analysed were found to harbour Candida spp. on their hands: 30.7% were nurses, 25.8% resident doctors, 28.6% laboratory workers, 84.6% dining room personnel and 43.3% officers. Candida carriage rates of the dining room personnel were higher than found in the other groups (P = 0.001). Isolated Candida species were C. parapsilosis (38.4%), C. tropicalis (26.0%), C. albicans (23.3%), C. kefyr (11.0%) and C. globosa (1.4%). Candida carriage rate was higher in the glove-using group (35.1%) than the non-glove using group (7.1%, P = 0.031). We concluded that carriage of Candida species on the hands of personnel was common especially in non-medical staff. Wearing gloves was found to be related to increased rates of Candida carriage in the nurse group. Candida parapsilosis was the most frequently colonising species that may be a predisposing condition for nosocomial infections transmitted with the hands of HCWs. Hospital personnel should be educated for regular hand washing practice for preventing Candida colonisation.
The effects of resveratrol on haematological and biochemical parameters were investigated in rats that had inflammation induced by experimental non-sterile clean wound technique. Twenty four male Wistar-Albino rats weighing 250-300 g were placed into three groups of eight after matching for age, sex and weight. In the sham-operated and resveratrol-treated groups, a 4-cm incision was made on the median line of the rats in order to create a wound. Resveratrol group was administrated resveratrol daily at a dose of 0.5 mg/kg/day for seven days. At the end of seven days, blood samples were obtained prior to sacrification and then analysed for hematological and biochemical parameters. The mean concentration of the inflammatory markers as CRP, WBC and LDH were significantly lower in resveratrol-treated group compared to the shame-operated group (P<0.05). Similarly, the mean values for WBC and LDH activity were significantly decreased in resveratrol-treated group compared to the control group (P<0.05). Resveratrol-treated group had significantly lower triglyceride concentration whereas sham-operated group had significantly higher glucose concentration when compared with the control values (P<0.001 and P<0.05, respectively). The results of the present study indicate that resveratrol attenuates inflammation and restores the alterations in blood chemistry induced by experimental clean wound inflammation in rats. Keywords: Resveratrol, Inflammation, Biochemical parameters, Haematological parameters, Wound Sıçanlarda Deneysel Oluşturulan Steril Olmayan Temiz Yara İnflamasyonunda Resveratrolün Koruyucu Etkisi ÖzetDeneysel steril olmayan temiz yara tekniği ile indüklenmiş inflamasyona sahip sıçanlarda, resveratrolün hematolojik ve biyokimyasal parametrelere olan etkisi araştırıldı. Yirmidört adet, 250-300 g ağırlığında Wistar-Albino sıçanları; yaş, cinsiyet ve ağırlıkları eşleşecek şekilde, 3 gruba yerleştirildi. Sham-operasyonu geçirmiş ve resveratrol almış gruplarda, sıçanların median hattı boyunca 4 cm'lik bir ensizyon yapılarak yara oluşturuldu. Resveratrol, 7 gün boyunca, 0.5 mg/kg/gün dozunda verildi. Yedi günün sonunda, hayvanlar öldürülmeden önce kan numuneleri alındı ve hematolojik ile biyokimyasal parametreler yönünden analiz edildi. Resveratrol almış grupta; CRP, WBC ve LDH gibi yangı belirteçleri, sham-operasyonu geçirmiş grup ile karşılaştırıldığında belirgin olarak düşüktü (P<0.05). Benzer şekilde, resveratrol almış grubun, WBC ve LDH aktivitelerinin ortalama değerleri, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, belirgin olarak düşüktü (P<0.05). Kontrol değerleriyle karşılaştırıldığında, resveratrol almış grup, belirgin olarak daha düşük trigliserid konsantrasyonuna sahipken, sham-operasyonu geçirmiş grup da belirgin olarak daha yüksek glukoz konsantrasyonuna sahipti (sırasıyla, P<0.001 ve P<0.05). Bu çalışmanın sonuçları, resveratrolün sıçanlarda inflamasyonu zayıflattığını ve kan kimyasında deneysel temiz yara inflamasyonu ile indüklenme sonucu oluşan değişiklikleri onardığını göstermektedir.
Üriner sistem infeksiyonları etkenleri arasında genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz (GSBL) üreten Escherichia coli izolatlarının artışı ve antimikrobiyal direnç önemli bir sorundur. Bu nedenle tedavide zorluklar gözlenmektedir. Karbapenemler, GSBL üreten E.coli suşlarının tedavisinde etkin bir seçenek olmakla beraber, çok geniş spektrum, yüksek maliyet, intravenöz/ intramusküler kullanım, hasta yatışı gerekliliği gibi özelliklere sahiptir. Komplike olmayan üriner infeksiyonların tedavisinde daha dar spektrumlu antibiyotiklerin yeri tartışılmaktadır. Çalışmamızda; üriner GSBL pozitif E.coli suşlarında başlıca nitrofurantoin, fosfomisin ve alternatif oral seçeneklerden siprofloksasin ve trimetoprim/sülfametoksazol (SMX/TMP) duyarlılığı saptanması amaçlanmıştır. İdrar kültürlerinde üreyen E.coli suşları konvansiyonel yöntemlerle identifiye edilmiştir. Antibiyotik duyarlılıkları Clinical and Laboratory Standarts Institute (CLSI) standartlarına göre belirlenmiştir. İzolatların GSBL üretimi çift disk sinerji testi ile çalışılmıştır. Duyarlılık oranları şu şekildedir: fosfomisin % 96, nitrofurantoin % 84, siprofloksasin % 24 ve SMX/TMP % 22. Üriner infeksiyonlarda özellikle nitrofurantoin ve fosfomisinin etkinliği bilinmektedir. Çalışmamızda da, üriner infeksiyon etkeni GSBL pozitif E.coli izolatlarında fosfomisin ve nitrofurantoine yüksek duyarlılık oranları saptanmıştır. Komplike olmayan üriner sistem infeksiyonlarının tedavisinde karbapenemlere alternatif olarak kullanılmasının kolay, noninvazif, maliyet etkin ve karbapenem direnci gelişiminin önlenmesi açısından yararlı olabileceği sonucuna varılmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.