Bu çalışmada mediastinal paratiroid adenom eksizyonu yapılan hastaların demografik özellikleri, ameliyat öncesi adenom yerleşimi, adenomun büyüklüğü ve yerleşim yerine göre seçilen cerrahi teknikler ve klinik sonuçlar değerlendirildi. Ça lış ma pla nı: Ocak 2011-Haziran 2019 tarihleri arasında kliniğimizde mediastinal paratiroid adenom eksizyonu yapılan toplam 11 hastanın (4 erkek, 7 kadın; ort. yaş 52.6 yıl; dağılım 25-65 yıl) tıbbi kayıtları retrospektif olarak incelendi. Demografik özellikler, şikayetler, ameliyat öncesi serum kalsiyum, fosfor ve parathormon düzeyleri, ameliyat öncesi görüntüleme yöntemleri, cerrahi yöntem, adenomun yerleşim yeri ve büyüklüğü, hastanede kalış süresi ve hastaların drenaj süresi ve miktarı dahil olmak üzere veriler kaydedildi. Bul gu lar: Adenom yedi hastada anterior mediastende ve dört hastada orta mediastende yerleşmiş idi. Paratiroid adenomun en uzun çapı dikkate alınarak hesaplanan ortalama çap 21.1 mm idi. Ortalama drenaj süresi median sternotomi yapılan iki hastada 3.5 gün, torakotomi uygulanan bir hastada beş gün, video yardımlı torakoskopik cerrahi yapılan üç hastada 1.2 gün ve robotik cerrahi yapılan beş hastada 0.6 gün idi. So nuç:Video yardımlı torakoskopik cerrahi ve robotik yardımlı cerrahi gibi minimal invaziv yaklaşımlar, mediastinal paratiroid adenom eksizyonunda güvenli ve etkili yaklaşımlardır. Anah tar söz cük ler: Mediastinum, minimal invaziv cerrrahi, paratiroid adenomu, robotik cerrahi.
Bu çalışmada, Türkiye genelinde pektus deformitelerinin demografik özellikleri ve ailesel kalıtımı araştırıldı. Ça lış ma pla nı: Ocak 1996-Aralık 2018 tarihleri arasında polikliniğimize pektus ekskavatum ve pektus karinatum ile başvuran toplam 5098 hastanın (5028 erkek, 70 kadın; ort. yaş 23.6 yıl; dağılım, 2-56 yıl) demografik özellikleri retrospektif olarak incelendi. Yedi bölgeye ve 81 ile göre hastaların ülke genelinde dağılımı yapıldı. Klinik kayıtlardan ve telefon görüşmelerinden elde edilen hasta verileri kullanılarak, ailesel kalıtım araştırıldı. Bul gu lar: Hastaların 3330'unda (%65.3) pektus ekskavatum ve 1768'inde (%34.7) pektus karinatum deformitesi olup, pektus ekskavatum-pektus karinatum oranı 1/1.9 idi. Güneydoğu Anadolu bölgesinde pektus ekskavatum oranı, genel ortalamadan daha düşük ve Marmara bölgesinde daha yüksek idi (sırasıyla, p= 0.009 ve p= 0.037). Güneydoğu Anadolu bölgesinde pektus karinatum oranı genel ortalamadan daha yüksek ve Marmara bölgesinde daha düşük idi (sırasıyla, p= 0.001 ve p= 0.003). Kastamonu, Çankırı, Karabük ve Sinop pektus deformiteli olguların en sık karşılaşıldığı iller idi. Pektus ekskavatumlu hastaların %39'unda ve pektus karinatumlu hastaların %43'ünde aile öyküsü pozitif idi. Tüm bölgeler aile öyküsü varlığı açısından benzer bir dağılım gösterdi. So nuç:Bu çalışma Türkiye'de pektus deformitelerinin dağılımını bildiren ilk çalışma olup, Türkiye'nin bazı bölgeleri ve illerinde pektus deformitelerinin yüksek oranda olması ailesel kalıtımı göstermektedir.
Methods:We retrospectively evaluated the medical records of patients with a chest wall mass, who were admitted between January 2003 and December 2019. The data related to age, gender, chief complaints on admission, tumor localization, requirement of surgical treatment, length of hospital stay, histopathological diagnosis, recurrence, morbidities and mortality were recorded. Results:The total sample included 185 patients [mean age (range): 37.6 years (12 to 88), male gender: 144 (77.8%)]. The mean length of hospitalization was 6.62 days (1-35). The most common complaints on admission were a palpable mass (n=60, 32.4%), pain (n=59, 31.9%), and pain and a palpable mass (n=36, 19.4%). Surgery was required in 166 (89.8%) patients. More than one surgery was performed in 8 (4.8%) patients. There were 118 (71%) benign and 48 (29%) malignant histopathologic results. The most common primary chest wall malignancies were chondrosarcoma and Ewing sarcoma. Conclusions:The majority of patients with a chest wall mass underwent surgery in this 16-year dataset. Chondrosarcoma and Ewing sarcoma were the most common primary malignancies. While most were benign tumors, a secondary intervention was required in a small percentage of patients.
It is a challenging issue for thoracic surgeons to repair and reconstruct large defects after chest wall resection without disturbing pulmonary functions. Currently, it is possible to produce nearly the same prosthesis anatomically as the original with the three-dimensional printer technology. Titanium-alloy prostheses produced with the three-dimensional prototyping technology by selective laser sintering technique meet the sensitive needs of reconstruction without impairing the functionality of the tissue. This custom-made titanium prostheses can be used for this purpose safely and effectively as a good alternative.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.