Bilgi ve iletişim teknolojileri birçok alanda olduğu gibi eğitimde de önemini giderek artırmaktadır. Bilgi ve iletişim teknolojileri ile desteklenen eğitim ortamlarının öğrencilerin bilişsel ve duyuşsal becerilerini olumlu etkilediği görülmektedir. Dolayısıyla geleceğin öğretmenlerinin bilgi ve iletişim teknolojileri yeterliklerinin incelenmesinin değerli olduğu düşünülmektedir. Araştırmanın amacı öğretmen adaylarının bilgi ve iletişim teknolojileri yeterliklerinin incelenmesidir. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Veriler kolay ulaşılabilir durum örneklemesi kullanılarak sınıf ve sosyal bilgiler öğretmenliği bölümlerinde okuyan 310 öğretmen adayındantoplanmıştır. Veri toplama aracı olarak "Öğretmen Adayları için Bilgi ve İletişim Teknolojileri YeterlikleriÖlçeği" kullanılmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistiksel yöntemler, t-testi ve tekyönlü varyans analizi teknikleri kullanılmıştır. Analizler sonucunda öğretmen adaylarının ölçek genelinde ve bilgi ve iletişim teknolojilerikullanım desteği altfaktöründe"yüksek düzeyde", öğretim tasarımına yönelikbilgi ve iletişim teknolojileri alt faktöründe ise "orta düzeyde" yeterliliğe sahip olduğu tespit edilmiştir. Bölüm ve bilgisayar sahibi olma değişkenlerinin öğretmen adaylarının bilgi ve iletişim teknolojileriyeterliklerini etkilemediği sonucuna ulaşılmıştır. Cinsiyet değişkeninde bilgi ve iletişim teknolojilerikullanım desteğialt faktöründe erkek öğretmen adayları lehine anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir. Sınıf düzeyi değişkeninde toplam ölçek ve alt faktörlerde 4. sınıf öğretmen adayları lehine anlamlı farklılık olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bilgi ve iletişim teknolojilerineyönelik seminer veya kurslara katılma değişkeninde toplam ölçek genelinde ve bilgi ve iletişim teknolojilerikullanım desteği alt faktöründe seminer veya kurslara katılan öğretmen adayları lehine anlamlı farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Öğretmen adaylarının bilgi ve iletişim teknolojileriyeterliklerini artırmak adına yapılan seminer veya kurs programlarının sayılarının artırılması önerilebilir.
ÖzÖğretmenlerin hizmet öncesi eğitim süreci, aktif mesleki hayatlarını önemli ölçüde etkilemektedir. Öğretmenlerin mesleki hayatlarında başarılı olmaları için mesleklerini sevmeleri ve öğretmenlik mesleğine karşı olumlu tutumlar geliştirmeleri gerekmektedir. Bu araştırmanın amacı; öğretmen yetiştiren bir fakültede dört yıl boyunca gerek teorik gerekse uygulamalı öğretmenlik eğitimi almış ve derslerinde başarılı olmuş, mesleki hayata atılmasına aylar kalmış olmasına rağmen öğretmenliği meslek olarak yapmaya isteksiz olan sınıf öğretmeni adaylarının öğretmen olmak istememe nedenlerini irdelemektir. Araştırma nitel bir durum çalışması olarak tasarlanmıştır. Öğretmen adaylarının görüşlerinin alınmasında yarı yapılandırılmış görüşmelerden faydalanılmıştır. Çalışma grubunu Ankara'da bulunan bir devlet üniversitesinin sınıf öğretmenliği anabilim dalında son sınıfta okuyan, öğretmen olmak istemediğini ve öğretmenliği meslek olarak yapmayacağını kesin bir kararlılıkla ifade eden altı sınıf öğretmeni adayı oluşturmaktadır. Çalışma için gerekli veriler 2014 yılı Aralık ayında toplanmıştır. Veriler betimsel analiz tekniğine göre analiz edilmiştir. Verilerin analizi adayların öğretmenlik tanımları ve öğretmen özellikleri, sınıf öğretmenliğinin statüsü ve öğretmen maaşları, sınıf öğretmenliğini seçme nedenleri ve seçimlerinde etkili olan faktörler, akademik başarı durumları ve öz-yeterlik algıları, üniversite eğitiminin öğretmenliğe bakışa etkisi, adayların öğretmen olmak istememelerinin temel nedenleri ve istedikleri meslekler ile sınıf öğretmenliğinin karşılaştırılması olmak üzere yedi temel boyut altında ele alınmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, öğretmen adaylarının öğretmenlik tanımları öğretmenliğe karşı olumlu tutumları olduğunu göstermektedir. Adaylar öğretmen maaşlarını yetersiz görmektedir. Öğretmenliğin statüsünün düşük olduğunu ve toplumun öğretmene saygı duymadığını düşünmektedirler. Adayların hiçbiri öğretmenliği isteyerek seçmemiştir. Bu nedenle; adayların akademik başarı durumları, özyeterlik algıları, lisans eğitimi süreci gibi faktörler sınıf öğretmeni adaylarının öğretmenliğe olan isteksizlerini değiştirememiştir. Adaylar daha yüksek olumlu tutma sahip oldukları, severek ve isteyerek yapabilecekleri ve mutlu olacaklarına inandıkları meslekleri tercih etmektedirler.Anahtar Kelimeler: Sınıf Öğretmenliği, Öğretmen Yetiştirme, Tutum, Öğretmen Eğitimi. AbstractPre-service training process of the teacher significantly affects their active professional lives. In order to be a successful professional, teacher should love their job and advance their attitudes towards teaching profession positively. The purpose of this research examining the reasons why the candidates of primary school teacher who are unwilling to be a teacher while they have just months before beginning although they have took both practical and theoretical teaching education and they have been successful in their courses during four years in a faculty that grows teacher. The research was designed as a qualitative case study. During the interview o...
Bu çalışmanın amacı, ara tatilin ilk okuma yazma öğrenme sürecine yansımalarını öğretmen görüşleri çerçevesinde ortaya koymaktır. Araştırmada temel nitel araştırma deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2019-2020 eğitim-öğretim yılında Samsun ilinin Atakum ilçesine bağlı ilkokullarda görev yapan 24 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Çalışma grubu maksimum çeşitlilik örneklemesi yoluyla belirlenmiş ve Atakum’daki her ilkokuldan bir sınıf öğretmeni çalışmaya dahil edilmiştir. Araştırmada veriler, yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla ve öğretmenlerle yapılan yüz yüze görüşmeler neticesinde elde edilmiştir. Elde edilen veriler içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırmada, öğretmenlerin görüşlerine göre ara tatilin öğrencilere duyuşsal boyutta etki ettiği ve bu durumun öğrencilerin ilk okuma yazma öğrenme süreçlerini etkilediği sonuçlarına ulaşılmıştır. Ayrıca ara tatilin ilk okuma yazma öğrenme sürecine etki etmesinde; okul tipi, ebeveyn desteği, teknolojik imkanlar, okul öncesi eğitim, tatil öncesi işlenen ses grubu sayısı gibi birtakım etmenlerin rol oynadığı sonuçlarına ulaşılmıştır.
Öz. Araştırmada öğretmen adaylarının sözleşmeli öğretmenlik uygulaması ve sözlü sınav sistemiyle ilgili görüşlerini incelemek amaçlanmıştır. Çalışma grubu, eğitim fakültesinin farklı bölümlerinde öğrenim gören 12 öğretmen adayından oluşmaktadır. Katılımcılar belirlenirken ölçüt örnekleme yöntemi kullanılmış ve ölçütleri sağlayan katılımcılarla görüşmeler yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak yarı-yapılandırılmış görüşme formu, veri analizinde ise tematik analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; öğretmen adaylarının sözleşmeli öğretmenliği, öğretmenlik mesleğine zarar veren, iş garantisi olmadığı için öğretmenleri tedirgin eden; bir meslek olarak eskisine göre daha güvensiz ve riskli olarak gördükleri bulunmuştur. Altı yıllık zorunlu hizmet süresinin öğretmenlerin kişisel hayatını olumsuz etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenlerin tayin haklarının olmaması da bir sorun olarak görülmektedir. Ayrıca katılımcılar sözlü sınavın objektif olamayacağını ve şans faktörün etkili olabileceğini belirtmişlerdir. Katılımcıların görüşlerinden yola çıkarak sözleşmeli öğretmenlik uygulaması ve sözlü sınav sistemine yönelik yetkili kurumlar tarafından düzenlemeler yapılabilir veya olumsuz görüşlerin iyileştirilmesi adına sözleşmeli öğretmenliğin ve sözlü sınavın niçin önemli olduğu öğretmen adaylarına aktarılabilir.
Bu araştırmanın amacı 2000-2020 yılları arasında Türkiye’de ilkokul düzeyindeki öğrencilerin okuma güçlüğünü gidermeye dönük bilimsel çalışmaları bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirmektir. Araştırmada sistematik derleme yöntemi esas alınmıştır. Alanyazın taraması sonucunda birtakım dâhil etme ve dışarıda bırakma kriterlerine göre belirlenen 58 çalışma; çalışmaların genel özellikleri, katılımcıların özellikleri ve müdahale uygulamalarının özellikleri boyutlarıyla incelenmiştir. Verilerin analizinde betimsel analiz ve tümevarımsal içerik analizi yöntemleri kullanılmıştır. Araştırma sonuçları, okuma güçlüğü çalışmalarının en çok 4. sınıf öğrencileriyle gerçekleştirildiğini ve bu çalışmaların genellikle nitel araştırmalar olduğunu göstermektedir. Çalışmalarda uygulanan müdahale programlarının genel olarak araştırmacılar tarafından katılımcıların özellikleri dikkate alınarak hazırlanan etkinliklerden oluştuğu, okuma güçlüğünü gidermede akıcı okuma stratejilerinin kullanıldığı ve müdahalelerin başarılı olduğu görülmektedir. Türkiye’de okuma güçlüklerini gidermeye dönük çalışmalarda teknoloji kullanımının yaygınlaşmasına, daha sistematik müdahale programlarına ve belirli standartlara sahip veri toplama araçlarına ihtiyaç olduğu anlaşılmaktadır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.