Kitle fonlaması günümüzde girişimcilerin kullanabileceği bir finansman seçeneği olarak tanınma ve geliştirilmeyi beklemektedir. Bu modern araç özünde girişimciler için bir fon temin etme aracı olarak değerlendirilse de fon sağlayanlar açısından sadece borç vermekten farklı olarak reel bir yatırıma ortak olma olanakları da sunan bir yöntem olarak farklılaşmaktadır. Özellikle Amerika ve Avrupa'da hızlı gelişme gösteren bu yöntem ülkemizde henüz Aralık 2017'de yasal çerçeveye kavuşmuştur. Kitle fonlaması fona ihtiyaç duyan girişimcilerin kitle fonlaması sitelerine fon temini için başvurmaları ile başlar. İlgili internet platformları üzerinden projelerini açık çağrı ile potansiyel yatırımcılara sunulmasıyla devam eder ve nihayetinde yatırımcıların finanse etmek istedikleri projeleri fonlaması ile süreç son bulmaktadır. Kitle fonlaması toplumun tüm kesimlerinin kolaylıkla ulaşabileceği bir finansal araç olarak dikkat çekmektedir. Ülkemizde geçiş aşamasını yaşayan bu yöntemin hızlı gelişeceği düşünülmekle beraber sistemin yaygınlaşması için atılması gereken bazı adımlar ve alınması gereken bazı tedbirler söz konusudur. Bu çalışmada amacımız kitle fonlamasının ülkemizde geliştirilmesi adına yapılması gerekenleri ortaya koyarak değerlendirmeye çalışmak olacaktır. Çalışmanın uygulamada yapılacak iyileştirmelere ve akademik çalışmalara kaynaklık edeceği düşünülmektedir.
FinTek kavramı "Financial Technology" ifadesinin kısaltılmış halidir. Çevik ve yenilikçi iş yapma anlayışını karşılayan bu ifade kimi zaman girişimci şirketleri anlatırken genel manada finans sektöründeki yenilikçi teknolojik hizmetleri ifade etmektedir. Dünyada ve Türkiye'de sayıları hızla artan bu teknolojiler finans ve bankacılık sektörünü sarsıcı biçimde etkilerken yeni bir dünyanın kapılarını aralamaktadır. Türkiye'de faaliyet gösteren Katılım bankaları da bu değişimi yakalamaya çalışan oyunculardandır. Katılım bankaları, özel finans kurumlarından banka olarak kabul edilmelerine ve bugüne kadar gelinen süreçte hem finansal hem de tercih edilme açısından geleneksel bankaların gölgesinde kalmıştır. Bu olumsuz durumu pazar payı, müşteri sayısı ve karlılık rasyolarından da okumak mümkündür. Bu gerçeği arkada bırakmak isteyen katılım bankaları finansal teknolojileri bir fırsat olarak görmüşlerdir. Bu çalışmanın amacı, katılım bankalarının finansal teknolojilerde yoğunlaştığı konuların incelenmesi ve sektöre yaptığı katkıların ortaya koyulmasıdır. Çalışmada öncelikle FinTek ve günümüz uygulamalarına değinilmiş ardından katılım bankalarının FinTek uygulamaları sınıflandırılarak incelenmiştir. Analiz sonuçlarına göre katılım bankalarının tahsilatlara, sanal poslara, para transferlerine, hesap ve ekstre servislerine ilişkin finansal teknolojiler üzerinde yoğunlaştığı anlaşılmıştır. İlgili teknolojilerin sektöre yaptığı katkılar incelendiğinde ise karlılık ve müşteri portföyünü genişletme gibi birçok konuda katkıları saptanmıştır.
Finansal gelişim ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki yıllardır üzerinde sıkça durulan ve çalışmalar yapılan bir konudur. Bu öneme binaen çalışmanın amacı, Türkiye'deki mevduat bankaları toplam kredileri ile katılım bankaları toplam kredilerinin ekonomik büyümenin göstergelerinden olan gayri safi yurtiçi hâsıla (GSYH) ve sabit sermaye yatırımları (SSY) ile aralarındaki nedensellik ilişkisini araştırmaktır. Bu amaç doğrultusunda, Toda-Yamamoto yaklaşımı ile Granger nedensellik analizi gerçekleştirilmiş, sonuçlarına göre mevduat bankaları kredileri ile gayri safi yurtiçi hâsıla arasında çift yönlü ve sabit sermaye yatırımlarına doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Katılım bankaları kredileri ile gayri safi yurtiçi hâsıla arasında nedensellik ilişkisi tespit edilmemiş olup, katılım bankası kredilerinin sabit sermaye yatırımlarının nedeni olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Gayrisafi yurtiçi hasıla ile sabit sermaye yatırımları arasında tespit edilen çift yönlü etkileşim nedeniyle katılım bankaları kredilerinin gayri safi yurt içi hasılayı arttıran dolaylı bir değişken olduğu düşünülmektedir.
İslami finansal kurumlar küresel çapta önem kazanmaya devam etmektedir. Son yıllarda yaşanan kriz dönemlerinde bu kurumların güven telkin eden yapıları daha da belirginleşmiştir. Bu çalışmada faizsiz finansın kadim örneklerinin, modern İslami finans kurumlarının Türkiye'de ortaya çıkış serüvenin ve Türkiye katılım bankacılığının günümüzdeki durumunun incelenmesi amaçlanmıştır. Finansal analizler katılım bankacılığı temel rasyoları üzerinden gerçekleştirilmiştir. Konular belirli bir düzen içerisinde verilerek faizsiz finans uygulamaları geçmişten günümüze bütüncül şekilde ele alınmıştır. Analiz sonuçlarına göre katılım bankalarının, kullandırılan fonlar ve özkaynaklar rasyolarında sektörde zayıf bir durumda olduğu, istihdam konusunda ise sektöre geleneksel bankalardan daha fazla katkı yaptığı anlaşılmıştır. Sukuk ise yükselen bir İslami enstruman olarak dikkat çekmektedir. Araştırmanın özellikle Türkiye'de faizsiz finansın dünü ve bugünü ile ilgilenen taraflara katkı sağlaması umulmaktadır.
Korona virüs pandemisi ülke ekonomileri gibi finansal piyasaları da derinden etkilemiştir. Özellikle Mart 2020'de Dünya Sağlık Örgütü'nün korona virüs hastalığını küresel bir pandemi ilan etmesinden sonra piyasalarda yüksek oynaklıklar gözlenmeye başlanmıştır. Gelişen ülke borsalarında günlük %12'lik düşüşlerin tespiti uluslararası borsaları daha da ağır etkilemiştir. Borsada işlem gören ve yüksek borçluluk yapısına sahip şirketler, özkaynak ağırlıklı şirketlere nazaran daha fazla volatiliteye maruz kalmışlardır. Bu noktada, faizli işlemleri olmayan veya bilançosunda çok düşük bir paya sahip olan Katılım Endeksi şirketlerinin pandemi sürecinden daha az etkilenmesi gerektiği düşünülmüştür. Bu çalışmada, Katılım-30 (KATLM-30) Endeksi'nin, Mart 2020-Aralık 2020 dönemine ilişkin günlük kapanış verileri üzerinden analizler yapılmıştır. Korona virüs verilerinin, KATLM-30 Endeksi üzerindeki etkisinin tespit edilmesi amacıyla yapılan çalışmada, günlük vaka sayısı, günlük korona virüs kaynaklı vefat sayısı ve günlük iyileşen hasta sayısı bağımsız değişken olarak ele alınmıştır. ARDL modelinin en uygun model olarak belirlendiği çalışma bulgularına göre, KATLM-30 Endeksi ile korona virüs verileri arasında uzun dönemli ilişki mevcuttur.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.