This study was conducted to evaluate the effects of a parenting training program that supports language acquisition in early childhood. To reveal such an effect, an experimental research design including pre-test-post-test and retention test was applied respectively. Experimental and control groups were formed with the parents of 4-6 years old children attending pre-school education institutions. To assess the language development levels of the children, Peabody Picture-Vocabulary Test (PPVT) was applied during the pre-test phase; after the parental training, a post-test was applied; and a year later, a retention test was implemented alternately. Parents in the experimental group evaluated the program after the Parental Support Program (PSP). The personal characteristics of the study group and the opinions of the parents evaluating the training have been shown by using the frequency and percentages. Whether PPVT and PSP scores differ according to socio-demographic variables was analyzed by t-tests. In the end, there was a significant increase in the results of the post-test and retention test performed after parent training that supports language acquisition. This increase has been found to be significantly higher than the PPVT scores of children in the control group. Thus, we have determined that the parents have a positive attitude towards the training program. The results of the study also reveal that parenting training that supports children's language acquisition has a positive effect on children's language development.
This research aims to reveal the effects of games and drama practical applications on language acquisition for pre-school children. "Game & Drama in Language Acquisition" training program has been applied to 4-6-year-old children attending pre-school educational institutions, and the results were analyzed respectively. The study comprises 126 volunteering parents and 126 children attending preschool institutions. At the same time, 32 teachers have evaluated the activities. The content of the training program includes modules with game & drama activities that aim to strengthen language acquisition in pre-school children. Data collection tools were the Vocabulary Performance Checklist to analyze the concepts and words acquired by children; Identification Scale of Preschool Teachers' Opinions on Game Activities to reveal the parents' views. In the data analysis, in order to determine the differences of the answers reported by the experimental and control groups in the pre-test and post-test, analyzes were performed for independent groups using t-test, variance analysis, and Mann Whitney U test. The statistical results of the data have revealed that games and drama activities supporting language acquisition increase the level of effectiveness significantly when applied together with parental training and that using games and drama in the preschool period is an effective method for the children's development of self-expression and language using skills consciously.
ÖzÜlkemizdeki akademisyenlerin yaklaşık %41'ini kadınlar oluşturmaktadır. Kadın öğretim elemanlarının tüm öğretim elemanlarının içindeki payı çevre üniversitelerinden merkez üniversitelere doğru gidildikçe artmaktadır. Bu çalışma lisans eğitimi alan öğrencilerin, kadın akademisyenlerin çalışma yaşamındaki durumlarına yönelik algılarını ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Sahip olunan süre ve olanaklar dâhilinde bir üniversitenin araştırma evreni olarak alındığı çalışmada, öğrencilerin kadın akademisyenlerin durumlarıyla ilgili bireysel algılarının ortaya konulması amaçlandığından, araştırma kapsamındaki üniversitenin akademik birimlerinin hangisi olacağı değil, öğrencilerin lisans düzeyinde öğrenim görmeleri ön planda tutulmuştur. Araştırma kapsamına alınan üniversitede fakültelerde ve yüksekokullarda 1. sınıf haricindeki lisans öğrenimi gören 157 kız öğrenciye ve 104 erkek öğrenciye (N=261) veri formu uygulanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı testler kullanılmıştır. Öğrencilerin cinsiyetlerine göre ulaşmayı hedefledikleri eğitim derecesi ve akademisyen olma isteklerine ilişkin bulgular x² testi ile değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamındaki öğrencilerin %54'ü kadın akademisyenlerden "kısmen" memnun olduğunu belirtmişlerdir. "Kadınlar akademisyen olarak çalışmalı mıdır?" sorusunda öğrencilerin %74,3'ü çalışması gerektiği yönünde fikir belirtirken, sadece %2,2'i kadınların akademisyen olarak çalışmaması gerektiğini belirtmiştir. %47,8'i akademik hayatta kısmen kadın-erkek ayırımının olduğunu düşünmektedir. %47,1'i ise akademisyen olmanın iyi bir anne ya da iyi bir eş olmaya kısmen engel olduğunu belirtmiştir ve %69,7'i akademisyenliğin kadın için zor olduğunu düşünmektedir. Öğrencilerin %23,7'i akademisyen olmanın kadına en fazla kişisel gelişim açısından yararlı olduğunu düşünmektedir. %79,6'ı kadın akademisyenlerin en büyük zorluğunun anne ve eş olarak iş yaşamını sürdürmek olduğunu belirtmektedir. Kadın akademisyen olmanın en önemli avantajının eşi, ailesi ve çevresinin gözünde saygınlığının artması olduğunu ifade etmişlerdir. Araştırmada elde edilen bulgular sonucunda, öğrencilerin, genel anlamda kadın akademisyenlerin çalışma yaşamındaki sorunlarından haberdar oldukları, bu konuda belirli düzeyde duyarlılık geliştirdikleri sonucuna varılabilir. Anahtar Sözcükler: Kadın akademisyen, Lisans, Öğrenci, Algılama ABSTRACTWomen constitute nearly 41%of academic staff in our country. Among all academic staff, the ratio of female academicians is increasing as it is approached to rural areas from suburbs. This study aims to reveal the perceptions of undergraduate education students about female academicians' working life conditions. Considering available time and facilities, the universe of research was limited within a university; as it was primarily intended to reveal students' individual perceptions on the conditions of women academics, the students' being at the undergraduate level was at the fore front of study rather than the academic departments of the university. The survey data form were applied...
Günümüzde teknoloji kullanımı, öğrenme sürecinin önemli bir parçası haline gelmiştir. Okullarda, eğitim verilen tüm ortamlarda ve üniversitelerde teknoloji ve dijital eğitim materyallerinin kullanımı temel gereklilik olarak görülmektedir. Dil öğrenen bireylerin öğrenmesini kolaylaştırmak için öğretmenlerin kullandıkları kaynaklar artık artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, robotic süreç otomasyonları, yapay zeka gibi teknolojik olanaklarla zenginleşmiştir. Teknolojik eğitim materyalleri aracılığı ile dil öğrenmek için ilgi çekici yollar bulunmaktadır. Artırılmış gerçeklik, görüntü ve konuşma tanıma, navigasyon uygulamaları, 'akıllı telefon kişisel asistanları' ve çok daha fazla teknolojik araçlar eğitim sektöründe kullanılmaktadır. Sadece dil öğretiminde değil tüm eğitim alanlarında 'halogram görüntüler, sesler veya veriler oluşturmak için yapay zekanın yaratıcı gücü'nden yararlanılmaktadır. Eğitim uygulamalarında metaverse, artırılmış gerçeklik, yazılım araçları, ses kayıt cihazları, video konferans, genişletilmiş gerçeklik, cep telefonları, bulut uygulamaları, 3D baskı, robotik süreç otomasyonu gibi kavramlar önemlidir. Bu çalışmada eğitimde teknolojik yaklaşımın kullanımının önemi vurgulanmıştır. Ve aynı zamanda, dil öğretiminde kullanılan güncel teknoloji hakkında detaylı bilgiler sunulmuştur. Anahtar kelimeler: Dil öğretimi, eğitimde teknoloji, güncel teknolojik materyaller
Her çeviri, çevirmenin başka bir dildeki bilgi ve algısıyla şekillenen farklı bir yorumu temsil eder. Görsel veya işitsel bir eserin çevirisinde ise kaynak dildeki mesajın erek dile ne kadar doğru aktarılabildiği çok önemlidir. Çalışmada Çağrı adlı film model alınmak suretiyle dilbilimsel çeviri yöntemi çerçevesinde, iki dil arası eşdeğerlik sağlama sorunları ele alınmıştır. Çalışmanın amacı, diller arası eşdeğerlik kavramını çeviri kuramları çerçevesinde irdelemek, dikkat çeken çeviri ve yorum sorunlarını belirlemektir. Bu amaçla ve İslamiyet’in doğuşunu konu alan ünlü “Çağrı” filminin Türkçe dublaj çevirisine odaklanarak eşdeğerlik sağlama stratejileri bağlamında çözüm önerileri sunulmaktadır. Kaynak dil İngilizcedeki kelime, cümle ya da anlamsal içeriklerin erek dil olarak Türkiye Türkçesine çevrilirken, aslına uygun çağrışımları içerip içermediği, çeviride anlam kayıpları, düz veya yan anlamsal ögelerin örtüşüp örtüşmediği, dilbilgisel ve morfolojik birimlerin karşılıklarının olup olmadığı gibi sorunsallar değerlendirilmiştir. Çalışma, doküman veri analizi modelini kullanan nitel bir yaklaşımı benimsemektedir. "Çağrı" filminin Türkçe versiyonu dilbilimsel karşılaştırma yöntemiyle, kelime, dil bilgisi, metinsel ve pragmatik boyutlardaki çeviri ve yorumları açısından incelenmiştir. Bu kapsamda, filmin İngilizce orijinal versiyonu ile Türkçesi dublajlı versiyonu dakika dakika karşılaştırmalı izlenmiş; erek dil Türkçede sözcüksel, dilbilgisel, metinsel ve anlamsal düzeyde eşdeğerlik ilkelerine tam uymayan kesitler sırayla tespit edilmiştir. Tespit edilen eşdeğerlik sorunları tablolar halinde ilgili düzeyler halinde sıralanmıştır. Ardından, çeviribilimde sunulan yaklaşımlar bağlamında eşdeğerlik sağlanabilmesi için çözüm önerileri sunulmuştur.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.