Tüketiciler, sosyal medya platformlarında kendilerine dijital kimlikler oluşturmaktadırlar. Kovid-19 pandemisi ile birlikte tüketicilerin sosyal medyada bulunma süreleri artmıştır. Sosyal medyada daha fazla vakit geçiren tüketiciler gerçek hayatta içinde bulundukları çevreye göre değil sosyal medyada iletişim kurdukları çevrelerinden daha fazla etkilenmeye başlamışlardır. Sosyal medyada etkileşimde bulundukları çevrelerine yansıttıkları yaşamları gerçek hayattaki yaşamların çok farklı olabilmektedir. Hedef pazarını sosyal medyadan analiz etmeye çalışan markalar için büyük bir karışıklığa neden olabilecek bir durum ortaya çıkarmaktadır. Bu çalışma ile dijital yalnızlık kavramı ele alınarak nitel araştırma yöntemlerinden projektif teknik kullanılarak katılımcıların sosyal medya paylaşımları ile gerçek yaşamlarındaki çevrelerinin tepkileri ve dijital kimlikle paylaşım yapan tüketicilerin gerçek hayattaki düşünceleri ortaya konulmaya çalışılarak bir durum analizi yapılmıştır. 15 kişiden oluşan örnekleme, iki farklı sosyo ekonomik grubu temsil eden hikayelerle veri toplanılmıştır. Bireylerin dijital kimlikleri ile sosyal yaşamları arasında fark olduğu ortaya çıkmıştır. Bu ikilemin bireylerin sosyal hayatlarında da kimlik karmaşasına neden olacağı çalışmada önemli bir bulgu olarak değerlendirilmektedir.
Amaç –Alt kültür kategorilerinden bir tanesi olan din, tüketici davranışlarını etkileyen bir faktör olarak pazarlama uygulayıcıları ve araştırmacıları tarafından ele alınan bir konudur. Ayrıca, hazcı tüketim satın alma davranışının nedenlerini açıklayan olgulardan biri olarak tanımlanabilmektedir. Dinin tüketici davranışları üzerinde etkisini inceleyen önemli sayıda çalışma olmasına rağmen spesifik olarak tüketici dindarlığı ve hazcı tüketim arasındaki ilişkiyi analiz eden bir çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmanın amacı Y kuşağında tüketici dindarlığının hazcı tüketimi nasıl etkilediği ve cinsiyetin bu ilişkideki düzenleyici rolünün incelenmesidir. Yöntem –Çalışmanın evreninin Nevşehir ilinde yaşayan 1980-1999 arası doğumlu olan bireyler oluşturmaktadır. Nicel araştırma yöntemi ve açıklayıcı araştırma tekniği kullanılmıştır. Kolayda örneklem yöntemi tercih edilerek anket ile veriler toplanmıştır. Cinsiyetin tüketici dindarlık düzeyi ve hazcı tüketim eğilimleri arasındaki ilişkideki düzenleyicilik rolünü test eden model kurulmuştur. Tüketici dindarlığı için Mokhlis (2009) tarafından geliştirilen 10 maddelik ölçek ve hazcı tüketim için ise Arnold ve Reynolds (2003) tarafından geliştirilen 18 maddeden oluşan ölçek kullanılmıştır. Regresyon analizi, bağımsız örneklem t testi, PROCESS Macro testi aracılığıyla hipotezler test edilmiştir. Bulgular –Araştırmada, tüketici dindarlığının hazcı tüketim üzerine pozitif yönlü ve anlamlı etkisi olduğu, cinsiyetin düzenleyicilik rolü olmadığı bulguları elde edilmiştir. Tartışma –Hipotez testleri için yapılan analiz sonuçlarına göre dindarlık düzeyi yüksek olan tüketicilerin ürün/marka tercihlerinden hazcı tüketim eğilimi gösterdikleri ve bu eğilimin cinsiyete göre farklılık göstermediğine rastlanmıştır. Literatürde daha önce yapılan çalışmalarda dindarlık düzeyi yüksek olan tüketicilerin daha az hazcı tüketim eğilimi gösterdiğini ortaya konulurken bu çalışma onlardan farklı bir sonuç elde etmiştir. Örneklemin farklı olması ve dindar tüketicilerin kendi inançlarına uygun ürünleri tüketmekten keyif alıyor olmaları çalışmalar arasındaki farklılığı ortaya koymaktadır. Bu noktada gelecek çalışmalarda farklı örneklemlerle ilişkilerin test edilmesi önerilmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.