Kadın ve erkek iki farklı cinsin doğuştan getirdiği biyolojik farklılıkları bulunmaktadır. Bu farklılıklar düşünce, davranış, işbölümü de dâhil tüm toplum yaşamına sirayet etmektedir. Her toplumda cinsiyete özgü kabul edilmiş çeşitli cinsiyet rolleri bulunmaktadır. Birey, içerisine doğduğu toplumun belirlediği bu rolleri zamanla içselleştirmekte, kabul etmekte ve sergilemektedir. Kadın veya erkekten beklenen davranış kalıpları bu minvalde şekillenmektedir. Kadın ve erkeğin biçilmiş rollerine uygun davranması neticesinde; her iki cinsin birbirinde gözle görülür biçimde ayrıştığı gözlenmektedir. Ataerkil toplumsal kültürün hâkim olduğu toplumlarda kadınlar, farklı araçlar üzerinden sınırlandırılmaktadır. Kadınların yaşamını zorlaştıran bu sınırlamalar, yine kadınlar tarafından kabul edilmekte ve hatta diğer kadınların uyması yönünde dayatılmaktadır. Çalışma, ataerkil toplumun kadın veya erkeğe çeşitli davranış kalıpları önermesi yanında görev ve sorumluklar yüklediğini ortaya koymaktadır. Bu yönüyle geçmişte çalışılmış kadın konuları üzerine bir farkındalık alanı eklemektedir.
Yönetimler, şimdiye kadar bulunmuş en üst yönetim biçimi olan temsili demokrasi uygulamasını geliştirmek için çeşitli yöntemler denemektedirler. Bu anlamda yönetime katılımın gerçekleşmesi, demokratik bir yönetim için önem arz etmektedir. Bunun da bir yolu halkın doğrudan ya da dolaylı bir biçimde katılımının sağlanarak kendilerini ifade etmelerinden geçmektedir. Bununda yeni yol ve yöntemlerinin bulunması, ortaya koyulması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Yönetişim kavramı, katılımı da içine alan geniş bir kavramdır. Yönetişim ilk defa on yedinci yüzyıl Fransa’sında adı duyulmuştur. Kamu yönetimi yazınında yönetişim, dünya genelindeki neoliberal dönüşümle beraber adından sıkça tartışılmıştır. Birleşmiş Milletler (BM), Dünya Bankası (WB), Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) uluslararası örgütlerinde politikalarında yer vermesiyle yaygınlaşmıştır. Yönetişimin aktörü devlet, halk, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarıdır. Kamu kurumlarında paydaş katılımı için çeşitli yasal düzenlemeler yapılmaktadır. 5018 sayılı Kanun, 5216 sayılı Kanun, 5302 sayılı Kanun ve 5393 sayılı Kanun’da bu yönde değişiklikler yapılmıştır. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı paydaş katılımının sağlanması yönünde çalışmalar yapmaktadır. Stratejik plan sürecinde bir yerel yönetim birimi olan belediyelerin 2019 yılından itibaren paydaş katılımı sağlamaları yasal zorunluluk olmuştur. Kamu kurumlarında ve yerel yönetim birimi olan belediyelerde uygulanması zorunluluğu getirilen stratejik planın yapım sürecinde, iç ve dış paydaşların yönetime katılımlarının sağlanması gerekmektedir. Çalışmanın amacı, Çorum Belediyesi örneğinde stratejik planlama sürecinde paydaşların yönetime katılma düzeyini ölçmektir. Bu nedenle iç paydaş olarak belediye personeli (118 kişi), dış paydaş (274 kişi) olarak il merkezinde yaşayan halk, özel sektör ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerine ulaşılmıştır. Önceden hazırlanmış soru formları sorularak yönetime katılım ve memnuniyet düzeyleri belirlenmeye çalışılmıştır. Belediye hizmetleri ve yönetime katılıma dair sorulara iç ve dış paydaşlarca, her bir soruya konu başlıkları çerçevesinde olumlu veya olumsuz olmak üzere cevaplar vermişlerdir. İç paydaşların belediyede çalışmaktan daha memnun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Dünyayı etkileyen ideolojiler Türkiye’de de kendine yer bulmuştur. Dünyadaki ideolojilerden farklı olarak Türkiye içi dinamikler de ideolojilerin gelişimini etkilemiştir. Türkiye’de ideolojiler ilk olarak sağ-sol ekseninde ayrışırken, günümüzde ise laiklik-din, modern-geleneksel ve milliyetçilik ekseninde ayrışmaktadır. Bireyin sahip olduğu ideolojide cinsiyet belirleyici bir faktör olarak yer almaktadır. Genellikle kadınların ve erkeklerin ideolojileri yönünde farklılık olmakta, kadınlar erkeklere göre daha çok muhafazakâr ve dini ideolojileri desteklemektedirler. Bu çalışma ile kadınların ve erkeklerin ideolojik yönelimleri ve kadınların ideolojilerinin nasıl farklılaştığı ve bu farklılığa etki eden faktörler alan araştırması ile belirlenmeye çalışılmıştır. Küme örnekleme yöntemine göre Türkiye’de Antalya ilinde yaşayan kadın (663) ve erkek (196) denek üzerinde yapılan alan araştırma sonucunda; kadın ve erkek arasında benimsenen ideolojilerin farklı olduğu ve bu farklılığın nedeni biyolojik cinsiyet yerine toplumsal cinsiyet rollerinin bir sonucu olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Ayrıca kadınların sahip olduğu sosyoekonomik özelliklerin onların kendi ideolojilerinde de farklılığa yol açtığı bulgusuna ulaşılmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.