This is the first study with a large group of patients to perform a noninvasive assessment with RCM of the response of psoriasis to different treatments: phototherapy, systemic and topical treatment. Micrometric and morphometric changes occurring in the psoriatic tissue during the 8-week treatment period were identified by in vivo RCM in a noninvasive manner. RCM is capable of monitoring of treatment response in psoriasis.

Our findings suggest the potential of CLSM as a non-invasive tool for the diagnosis of tinea incognito having atypical clinical appearance. Although at present the reflectance confocal microscopy cannot replace the current diagnostic standards for tinea incognito, it may be successfully used as in vivo non-invasive screening tool to facilitate the diagnosis and point to the need for further investigation of the patient.

GirişOrf; Parapoxvirus grubundan Orf virusunun etken olduğu, genellikle koyun ve keçilerde, ağız etrafında, bazen de kılsız bölgelerde gelişen, veziküllü ve püstüllü döküntülerle karakterize bir hastalık-tır (1). Etken virus hastalıklı hayvan ya da virus içeren materyal ile temas sonrası deri ve mukozalarda lokal bir viroza yol açmaktadır. Dış ortama oldukça dayanıklı olan virus, infekte materyal içinde uzun süre yaşayabilir. Eter ve diğer lipid çözeltilere dayanıklı olup, 30°C'nin altında 30 dakikada inaktive olur (2). Elektron mikroskobunda, virusa ait partiküllü granüler görünümleri ile diğer poxviruslardan kolayca ayırt edilebilir (2-4).Hastalığa yakalananlar genellikle koyun yetiştiricileri, kasap, çoban, yün kırpıcıları gibi meslek gruplarıdır (5, 6). Genellikle kendi kendini sınırlayan bir prognoza sahiptir ve nadiren ölüm-lere yol açar (2, 7). Klinik olarak her biri bir hafta süren altı evre sonrası spontan olarak iyileşme gösterir (8). Tanı genellikle karakteristik deri lezyonları, histopatolojik bulgular ve temas öyküsü varlığı ile konur (8). Erken tanı konulamadığında gereksiz cerrahi müdahaleler ve tanısal incelemelere neden olabilir. Burada küçükbaş hayvanlarla temas öyküsü olan, atipik ve multipl yerleşimli bir orf olgusu sunulmakta ve literatür verileri gözden geçirilmektedir. Olgu SunumuOtuz altı yaşında erkek hasta kurbanlık küçükbaş hayvan kesimi sonrası sağ yanakta ortaya çıkan yaralar nedeniyle kliniğimize başvurdu. Lezyonlar yaklaşık 1 hafta önce başlamış, zamanla büyüyerek hafif sulantılı, kenarları impetijinöz, parlak, eritemli nodül görünümü kazanmıştı. Subjektif bir yakınma tariflemeyen hasta diğer yönlerden sağlıklıydı. Fizik muayene ve sistem sorgulamalarında patolojik bulguya rastlanmadı. Dermatolojik muayenede sol yanakta nazolabial sulkusa yakın bölgede deriden kabarık, her biri 15 mm çapında, etrafı eritemli, ödemli, düzgün sınırlı, yer yer üzerlerinde krut bulunan iki adet nodüler lezyon izlendi (Resim 1). Lezyondan hazırlanan gram boyama, Giemsa smear preparatlarında patojen mikroorganizma görül-medi. Yara kültüründe üreme olmadı.Histopatolojik inceleme için büyük olan lezyondan 5 mm punch biyopsi alındı. Biyopsi materyalinin histopatolojik incelemesinde, çok katlı yassı epitel ile örtülü dokuda spinozum tabakasında yer yer sitoplazmik vakuolleşme ve bazılarında eozinofilik intrasitoplazmik inklüzyonlar içeren hücreler izlendi (Resim 2). Hastaya ıslak pansuman ve topikal antibiyotikli krem tedavisi verilerek bir haftalık aralarla kontrole çağrıldı. Bir hafta içinde lezyonların boyutlarında küçülme izlendi, beş hafta sonra da tamamen iyileşme görüldü. Olgu Sunumu / Case Report AbstractOrf, also known as ecthyma contagiosum or contagious pustular dermatitis, is a zoonotic viral disease caused by the direct or indirect contact of damaged skin with infected animals. The causative agent is an epitheliotropic DNA virus from the Parapoxvirus family and affects sheeps, goats and some other domestic or wild ruminants. A patient presented to our clinic with two nodular lesions on his face...

Kişisel hijyen ve sağlıklı beslenme davranışlarının okul çağındaki çocuklara doğru şekilde aktarılması çocukların gelecekteki sağlık durumlarını olumlu yönde etkileyecektir. Bu çalışma ile, kırsalda yaşayan 6-15 yaş arasındaki çocuklarda beslenme ve hijyen davranışlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Tanımlayıcı ve kesitsel türdeki araştırmanın evrenini Maden 5 nolu aile hekimliği birimi mobil hizmetindeki 13 köyde yaşayan 6-15 yaş grubu çocuklar oluşturmuştur. 6-15 yaş grubu kayıtlı 270 çocuğun tamamı örneklemi oluşturmuştur. Katılımcılardan gönüllü olan 173'üne ulaşılmıştır. Cevaplılık oranı %64 olmuştur. İstatiksel analiz yöntemi olarak X² testi kullanılmıştır. Ortalamalar standart sapmalar ile birlikte verilmiştir. Sonuçlar %95'lik güven aralığında, istatistiksel anlamlılık p<0.05 düzeyinde değerlendirilmiştir. Çocukların ortalama yaşları 10.47±2.44'tü. %53.2'si (n=92 kişi) geniş aile tipine sahipti. Çocukların annelerinin yaş ortalaması 38.90±6.07, babalarının ise 44.81±7.60 idi. Annelerin öğrenim durumuna bakıldığında okuryazar olmayanlar %32.9 (n=57 kişi), ilkokul mezunu olanlar %46.8 (n=81 kişi) idi. %55.6'sının (n=95 kişi) baba mesleği çiftçi iken, %7.6'sı (13 kişi) köy korucusu olarak çalışmaktaydı. Düzenli sabah kahvaltısı yapanların oranı %82.7'idi. Okulda aralarda %56.0 ile en çok bisküvi-çikolata tüketilmekteydi. %56.6'sı yatmadan önce yemek yemekteydi. Çocuklar haftada ortalama 1.6±0.65 kez banyo yapmaktaydı ve günde 4.87±1.67 kez el yıkamaktaydılar. %59.0'ı (n=102 kişi) yemeklerden sonra ve tuvaletten sonra ellerini yıkamaktaydı. %94.2'si (n=163 kişi) ellerini yıkarken sabun kullanmaktaydı. Dişlerini her gün düzenli fırçalayanların oranının %35.3 (n=61 kişi) olduğu görüldü. Annenin eğitim düzeyi yükseldikçe çocukların her gün diş fırçalama yüzdesi artmaktaydı (p<0.05). Sonuç olarak, kırsal kesimde bulunan 6-15 yaş arasındaki çocukların kişisel hijyen ve beslenme konularındaki davranışları yetersizdir. Sağlık eğitimi aracılığıyla hijyen ve sağlıklı beslenme ile ilgili tutum ve davranışlar olumlu yönde değiştirilebilir.

No abstract