ÖzGünümüzün toplumsal ve siyasal yaşamında, yalan/sahte haber ve yol açtığı olumsuz sonuçlar etkisini daha da fazla hissettiren bir düzeye yükselmiştir. İçinde bulunduğumuz zamanı post-truth bir dönem olarak adlandıran birçoklarına göre, bireyler 'gerçeğin' değerini yitirdiği bu çağda yolunu çok daha kolay kaybedebilir hale gelmiştir. 2016 yılında Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden çıkmasıyla sonuçlanan Brexit referandumu ile Donald Trump'ın kazandığı son Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanlık seçimi sürecinde yaşananlar bu duruma verilen örneklerden ikisini oluşturmaktadır. Konuya ilişkin yapılan tartışmalar içinde, yalan haberin artan etkisi ile internetin ve özellikle de sosyal medyanın hayatımıza girişi arasında güçlü bir bağ olduğu ileri sürülmektedir. Bu noktadan hareketle, bu çalışma sosyal medya üzerinden yayılan yalan haberle mücadele yöntemlerini, daha çok gazetecilik pratikleri ile ilişkilendirilerek ele almayı amaçlamaktadır. Amaç doğrultusunda, yalan haberle mücadeleye ve mücadelede önemli bir rol üstlenen internet haber teyit/doğrulama platformlarına odaklanılmıştır. Konuya yönelik ulusal ve uluslararası literatürde yer alan tartışmalar ve yaklaşımlar ışığında, internet haber teyit/doğrulama platformlarının konumu, önemi ve çözüm üretme potansiyeli irdelenmektedir. AbstractIn today's social and political life, false news and its consequences have risen to a position that is becoming more and more influential. According to many, individuals are easily getting lost in an age called as a post-truth period in which 'truth' has been lost its importance or value. The two most important events given as examples for this situation are the last US Presidential election won by Donald Trump and the Brexit referendum that resulted in the UK's exit from the European Union in 2016. Among the discussions in this framework, the relation of the growing effect of the false news to the entrance of internet and the social media in our lives, holds an important place. In this concept, this study aims to focus on the ways to deal with false news spreading especially through social media by relating it to the journalistic practices. In this direction, it aims to focus on the internet fact-checking sites which play an important role in fighting fake news. In the light of the debates regarding the issue in international and national literature, the position of the internet factchecking sites, the potential of them to fight against to false news are examined.
Drone'ların Gazetecilikte Kullanımı: Drone Haberciliğinin Olanakları, Zorlukları ve Sınırları akademia DRONE'LARIN GAZETECİLİKTE KULLANIMI: DRONE HABERCİLİĞİNİN OLANAKLARI, ZORLUKLARI VE SINIRLARI Öz Gazetecilere "gökyüzündeki gözlerden" biri olma olanağı sunan drone'lar, büyük medya kuruluşlarının habercilik faaliyetlerinden yurttaş gazeteciliğine dek uzanan gazetecilik alan ve uygulamaları için yeni olanaklar ve açılımlar sunmaktadır. Ancak diğer yandan, sahip olduğu havadan yüksek gözetim kapasitesi drone kullanımlarında sınırlarının nasıl çizileceğine dair tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Ulusal güvenlik, kamu sağlığı ve güvenliği, özel yaşamın korunması ile kamunun bilgi alma özgürlüğü, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü tartışma konularından bazılarıdır. Drone'ların gazetecilik amaçlı kullanımları üzerine odaklanan bu çalışmada drone haberciliğinin sunduğu olanaklar, bu olanakların sınırları konuyla ilgili yasal ve etik çekinceler göz önüne alınarak, mevcut ulusal ve uluslararası literatür çerçevesinde irdelenmektedir.
The aim of this study is to examine the hate speech in the reader comments towards Syrian refugee s in Turkey. Within the framework of this purpose, the reader comments made on the news about the violence towards a Syrian child, which took place on the web page of national newspaper Hürriyet, are analysed. It is hoped that, this study will help reveal the concerns or motives which lie behind the negative point of views and opinions towards Syrian refugees. Thus, it may make a contribution to determining the counter-strategies against the intolerance and hostility towards the refugees.
İnternet doğrulama/teyit platformları son yıllarda dikkatleri daha çok çeken organizasyonlar haline gelmiştir. Yalan/sahte haberin, özellikle sosyal medya aracılığıyla etkisini arttırdığına ve hakikatın üzerini örterek, kamuoyunu yanlış yönlendirebilir bir konuma ulaştığına dair kaygılar bu tür oluşumların önemini arttırmıştır. Benzer doğrultuda, internet doğrulama/teyit platformlarının yalan/sahte haberle mücadelede ne denli etkin bir işleyişe sahip olduğu da önem kazanmaktadır. Bu noktadan hareketle, bu çalışma internet doğrulama/teyit platformlarının üniversite öğrencileri arasındaki bilinirliği ve kullanım yaygınlığına odaklanmayı amaçlamıştır. Anket yöntemiyle gerçekleştirilen araştırmanın bulguları bu tür organizyonların öğrenciler arasındaki kullanım düzeyinin düşük olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu durumun ardında yatan en önemli iki neden ise, bu oluşumların düşük bilinirlik düzeyine sahip olması ve kullanıcıların onlara ilişkin yaşadığı güven sorunu olarak belirmektedir.
Turkey has played a significant role as a shelter for Syrian refugees whose number in the country has reached almost 3 million, the largest Syrian refugee population in the world. As a result of Turkey's geographical and political position in Syrian migration issue and along with the in the face of the overwhelming flow of smuggled migrants and asylum seekers from Turkey to Greece, in 2016 Turkey and the EU signed the Refugee Deal which aims to stop irregular arrivals from Turkey to Greek islands by allowing Greece to return to Turkey those migrants. However, the deal has raised many concerns and questions from especially some Turkish and international institutions and rights groups. Among those questions are its fairness for migrants and asylum seekers, its legality, its ethics and its feasibility. In this context, taken into consideration that the news media has an impact on forming of public opinion so that on policy outcomes and implementation, this study aims to examine the coverage of the EU-Turkey Refugee Deal in the Turkish online press. More particularly, the study is concerned with the actors and the frames which are dominantly present in the news, in order to trace how the deal has taken on meaning in public debate. In order to achieve this purpose, this study examine the news about the deal that was posted on the websites of Hürriyet, Milliyet and Cumhuriyet between 20 March and 20 July 2016 by using both content analysis and frame analysis.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.