Amaç: Ebeveynlerin ağrısı olan çocuklarına yaptıkları uygulamaları belirlemek amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntemler: Tanımlayıcı tipte olan araştırma bir üniversite hastanesinin çocuk kliniklerinde tedavi gören çocukların ebeveynleri ile yapıldı (n=207). Veriler, sosyo-demografik özellikler ile çocuğun ağrısı durumunda ebeveynin yaptığı uygulamaları belirlemeyi amaçlayan anket formu kullanılarak toplandı. Verilerin analizinde sayı, yüzdelik ve ki-kare testi kullanıldı. Bulgular: Çocukların en sık yaşadığı ağrı deneyiminin boğaz ve karın ağrısı olduğu belirlendi. Ebeveynlerin %25.3’ü çocuklarının boğaz ağrısı olduğunda doktora götürdüklerini, %39.3’ü ilaç, %59.3’ü bitki çayları, %19.3’ü ballı karışımlar kullandıklarını belirtmişlerdir. Ebeveynlerin %13.6’sı çocuklarının karın ağrısı olduğunda doktora götürdüklerini, %18.8’i ilaç, %65.8’i karına masaj, %36.8’i bitki çayları, %38.1’i sıcak uygulama yöntemlerini uyguladıklarını bildirmişlerdir. Ebeveynler çocuklarının ağrısı olduğunda ilaç dışı yöntemler olarak en sık dua okuma, masaj yapma ve ilgisini çekecek konulardan konuşmayı; en az kullanılan yöntemler olarak ise nefes alma egzersizleri, soğuk uygulama ve müzik dinletmeyi uyguladıklarını ifade etti. Ailenin gelir düzeyi, tipi ve yaşadığı yerin ilaç dışı yöntem kullanma durumunda etkili olduğu saptandı (p
This study aims to examine knowledge-behaviours of patient relatives, who applied to the Gaybi Efendi Family Health Centre (FHC) in Kütahya, towards traditional-complementary practices. Material and Methods: Study sample consists of the relatives of the patients who are treated at Gaybi Efendi FHC in Kütahya. In this descriptive cross-sectional study, a face-to-face questionnaire was applied to 330 patients' relatives, the study was conducted between October and December 2019. In the relevant dates, individuals who received service from the relevant institution in three months formed the population, those who agreed to participate in the study formed the sample. Results: The majority of participants included in the study were students, homemakers. 71.7% of the participants were women, 87.7% of them did not receive training in traditional-complementary medicine, 60.7% of them reported that traditional-complementary practices could be used without consulting a doctor, 51.6% of them said that traditional-complementary practices could be used for simple diseases, 42.1% of them said that traditional-complementary practices delay getting medical treatment, 36.4% of them said scientific evidence is necessary in traditional-complementary practices. University graduates, students and women were found to be more sensitive to the thought that scientific evidence is needed for traditional practices (p<0.05). Conclusion: It was found out that the groups with low education, with extended families, males had insufficient correct information about traditional practices and they need training. The problem arose that those without social security tended to these practices without consulting a doctor, and the misdirection of low-income people to these practices revealed the necessity of multidisciplinary planning on the subject.
ülkelerin tıbbi ürün endüstrisi ihracat performanslarındaki değişimin kaynakları belirlenmeye çalışılmıştır. Sanayileşmiş ülkeler ile Türkiye arasında ihracat performanslarının karşılaştırılması ve endüstride sahip olunan ihracat avantaj ve dezavantajlarının belirlenebilmesi amacıyla açıklanmış karşılaştırmalı üstünlükler endeksi elde edilmiştir.Sabit pazar analizinden elde edilen bulgulara göre; çoğu dönemde ülkelerin tıbbi ürün endüstrisindeki ihracat performanslarını belirleyen ana etmen endüstride dünya ticaretindeki artıştır. Çoğu dönemde ülkeler endüstride artan dünya ticaretine kolay ve esnek biçimde uyum sağlayamamışlardır. Türkiye, son dönemlerde endüstride rekabet edilebilirlik düzeyini önemli ölçüde arttırmaktadır. RCA endeksi sonuçlarından elde edilen bulgulara göre; Türkiye ve Japonya tıbbi ürünlerde ihracat dezavantajına sahipken; Almanya, İsviçre, ABD endüstride ihracat avantajına sahiptir. Sonuç olarak, ar-ge çalışmaları ile konunun aydınlatılmasına gereksinim olduğu ve etik açıdan sağlık bakımı ve tedavisinde kalite için sağlık ekonomisine daha fazla pay ayrılması gerektiği önerilebilir.
Amaç: Araştırma hemşirelerle üniversite çalışanlarının yoğun bakım tedavilerine dönük düşüncelerini değerlendirmek amacıyla planlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı kesitsel çalışma, bir üniversite ve hastanesinde 161 gönüllü katılımcıya, 2018 yılında, yüz yüze anket yöntemiyle uygulanmıştır. Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 34 yıldır. Katılımcıların yarısından fazlası kadındır. Katılımcıların üçte birinden fazlası evlidir. Örneklemde sayı olarak idari personeller çoğunluktadır ve sonrasında hemşireler ve akademisyenler bulunmaktadır. Sağlık kontrollerini yaptırdığını belirten bireyler içerisinde hemşireler çoğunluktadır. Egzersiz yapmayan idari personel sayısı, hemşire sayısının iki katıdır. Dengeli beslendiğini belirten akademisyen ve hemşire sayısı birbirine yakınken, idari personel sayısı diğer iki meslek grubundan daha fazladır. Hemşirelerin “yoğun bakımın tedavi ve bakıma yönelik sıkıntılı süreçleri olan bir durumdur” düşüncesinin diğer gruplara göre fazla olduğu görülmüştür. Hemşireler ve idari personellerin, “yoğun bakımda tedavi görmenin nedeni psikolojik sorunlar olabilir” düşüncesi daha yaygındır. İdari personellerin, “sosyal yaşamda sıkıntılar yoğun bakımda tedavi almayı gerektirebilir” düşüncesi diğer gruplara göre daha fazladır. Hemşireler ilaç tedavilerinin yararlılığı ve hasta otonomisi konusunda daha duyarlıdır. İdari personeller ve hemşirelerin çoğunluğu tedavi, bakımda cinsiyet ayrımının yapılmamasının önemli olduğunu belirtmişlerdir. İdari personelde “tedavi, bakımda finansman sağlanması gerekir” düşüncesi diğer gruplara göre daha fazladır. Sonuç: hemşirelerin tedavi yararlılığı, birey özerkliği, nitelikli bakım konularında duyarlılığının daha fazla olduğu saptanmıştır. İdari çalışanların sosyal, psikolojik ve finansal sorunlara daha duyarlı olduğu, desteklenmeleri gerektiği sonucuna varılmıştır. Konuyla ilgili bireylerin eğitim gereksinimleri olduğu ortaya çıkmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2025 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.